Spencer ve Emily ile birlikte geçirdiği Fransızca dersinden sonra Hanna (Rosewood Lisesi'nin hatta belkide Rosewood'un en popüler kızlarından biri. Aslında Alison olmasaydı Hanna hala şişko Hanna'ydı. Önceden sürekli domuz donuttan yerdi. Sürekli sürekli ve sürekli... Sabah öğle akşam sürekli yerdi ve en sonunda 87 kilo oldu. Artık herkes Hanna'ya Donut Hanna diyordu. Sonra Alison sayesinde 47 kiloya kadar düştü.) Mona Vanderwaal'ın yanına gitti. Mona hala biyoloji sınıfındaydı. Bayan Blue ile konuşuyordu. Duyduğuna göre annesinin arkadaşıymış. Onlar konuşurken Hanna Mona'yı süzüyordu. Mona gerçekten çok güzeldi. Çok şık giyiniyordu. Kahverengi saçları güneş ışığında parıldıyordu. Şu an makyajlı olsa da makyajsız halide ortalığı kasıp kavuruyordu. Yüzünde Bobbi Brown marka fondoten dudağında Viva Glam marka Miley Cyrus tarzı pembe kırmızı karışımı bir ruj Este Lauder marka göz kalemi Lancome Hypnose marka rimel vardı. (Bu markaların hepsini ikisi beraber çaldıkları için biliyordu.) Mona:
-Görüşürüz Bayan Blue. Annem sizi 5 çayına bekliyor unutmayın :) .
-Tabiki Mona:).
Mona Hanna'nın yanına geldi. Hanna fısıltıyla:
-Cidden mi? 5 çayı mı? Ayrıca kadınla şimdi tanıştın annenin haberi olmadan kadını çaya mı çağırdın?
-Hayır Han. Annemle az önce konuşurlarken duydum ve konuşmaya başladık sonra da annem 5 çayına davet etti ve bende annemden sonra hatırlattım.
-Ahh... Tamam neyse hadi dışarı çıkalım. Bunaldım burda.
-Aynen ama önce yemek alalım.
-Sen ye. Ben bişi yemek istemiyorum.
-Bişey olmaz. Zaten salata yiyeceğiz. Gidip ızgara tavuk yemeyecez ki.
-Tamam neyse...
Mona ve Hanna yemekhaneden yemek alıp dışarı çıktılar. Mona çatalını salatasına batırdı:
-İlk dersinde kızlarlamıydın?
-Evet nerden bildin?
-O çocuklarla kavga seslerinizi tüm okul duydu.
-Ah... Spencer...
-Onlarla hala konuşuyor musun? Yani Alison'dan beri konuşmuyordunuz sanıyordum.
-Evet öyleydik ama artık okula başladık ve görüşmek zorundayız. Benim aklıma hep Alison ve maceralarımız geliyor onları gördükçe. Alison keşke burda olsaydı dermiydim bilemiyorum...
-Han ben psikolog değilim :) .
-Üzgünüm. Ben sadece bir an duygusallaştım... Ama neyse havalı insanlar duygusal olmamalıdırlar:).
-Aynen öyle tatlım;).
Yan taraftan Aria geldi.
-Hey Han acilen bişey söylemem lazım. Çok acil...
Mona dikkat çekmek için öksürdü:
-Sanada merhaba Aria (:( .
-Üzgünüm Mona. Selam ama çok önemli ve... ve...
Mona Aria'nın aynı Alison varkenki halleri gibi kendisini farketmediğini anlayınca:
-Neyse siz konuşun ben makyajımı tazeleyeceğim. Seninle sonra görüşürüz Han. Seninlede Aria.
Hanna her nekadar çok zeki olmasada Mona ve Aria'nın konuşmalarında birbirlerine soğuk olduklarını ve Alison'dan kalan öfkenin kinin ve nefretin devam ettiğini anlamıştı ama yinede Aria'nın konusunu merak ettiğinden O da Mona'ya veda etti:
-Noldu Aria?
-Bak hani Toby varya.
-Toby Cavanaugh? Iyy o iğrenç psikopat mı? Ne olmuş ona.
-Onu öptüm... Yani yanağından amaa...
-Aria seni şuanda yumruklamamam için çok iyi bir neden söyle.
-Bende kendimi yumruklamamak için zor dayanıyorum ama bilmiyorum. Ben evden çıktım. Onu gördüm. Sonra beni durdurdu. O kadar duygusal konuştu ki... Bilmiyorum...
-Bunu diğer kızlara anlatacak mısın?
-Onu da bilmiyorum. Samimi karşılarlarsa evet yani belki.
Hanna Aria'nın kızarmış yüzünü fatketmişti:
-Sorun değil Ar. Eminim unutursun. Yani Jenna'ya yaptıklarını düşünsene. Yani böylesine bi psikopattan eminim hoşlanmazsın.
-Ama ho...
-Hoşlanmazsın dedim Aria!
-Tamam.
-Sence bunu diğer kızlara anlatmalımıyım.
-Bence şuanlık hayır. Eğer ne oldu gibi bişeyler sorarlarsa anlatırsın.
-Neden öyle bişey sorsunlar ki?
-Aria...Bunu daha kibar bir dille nasıl ifade edebilirim bilmiyorum amaa... Yüzün babun poposu gibi kızarmış.
-Ciddi değilsin değil mi?
-Olmamayı isterdim.
-Bence bizde Mona'nın yanına transfer olsak iyi olur.
Spencer ve Emily yemek almak için koridorda yürürken Aria ve Hanna'yı gördüler. Emily bağırdı:
-Aria! Hanna! Bekleyin!
Aria -içinden- bildiği bütün bedduaları okurken durdu.
-Selam Ari... a... Yüzüne noldu senin? Yoksa okulun ilk günü diye allığı fazla mı kaçırdın?
-Şeyy... Benn...
Hanna konuyu uzatmamak istedi ve hemen yanıtladı:
-Toby Cavanaugh'u öpmüş.
Spencer ve Emily aynı anda:
-Nee!!!
-Hanna! Ben alıştıra alıştıra söyleyecektim.
-Emin ol Aria o zamanda aynı tepkiyi verirlerdi.
Emily zor olsada ağzını kapattı. Spencer'ınsa aklı karışıktı. Çünkü Spencer'a göre Toby yakışıklı çocuktu. Ve kendisinden önce Toby'i Aria kapınca biraz üzülmüş ve şaşırmıştı. Hatta Alison "Mike Aria'ya sulanıyor" diyordu. Bazen kendiside buna inanırdı ama kardeşlerdi sonuçta. Ciddi bişeyler olamazdı. Kızlar eski zamanlardaki gibi lavaboya grup halinde girdiler. Okadar harika girdiler ki bir kız korkudan yere düştü ve hemen kenardan sıvıştı. Kızlar gülmeye başladılar. Mona orada yoktu. Hanna'nın tahminine göre makyaj tazelemeyi sadece bahane olarak kullanıp başka bir yere gitmişti. Hanna makyaj yaparken 2. ders zili çalmıştı. Hanna sordu:
-Kızlar şimdiki dersiniz ne?
Emily:
-Benim şimdi kimya dersim var.
Aria:
-Sanırım benim Fransızcs dersim var.
Spencer:
-Benimde fizik dersim var.
Hanna pek hoşnut değildi. Çünkü hem Mona'nın hem kendisinin fizik dersi vardı. Yani hem Spencer'la hem Mona'yla birlikte olacaktı. Ama hangisini tercih edeceği konusunda kararsızdı. Koridorda karar vereceğini düşünerek:
-Aa Spence benim de dersim fizik. Hadi gidelim. Sonra görüşürüz kızlar.
Emily ve Aria bir ağızdan:
-Görüşürüz.
Hanna'nın Iphone'una mesaj geldi. Baktığında şaşırdı. Çünkü engelli numaraydı.
-Aria'nın sırrını saklayabileceğini mi sanıyorsun? Emin olma! Bundan sonra hep peşindeyim!
-A
Hanna donakaldı:
-A?.. Alison!?.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret's Town
FanfictionBir Rosewood gecesi 5 kız arkadaş oturmuş dedikodu yapıp,yazın son gününün tadını çıkarıyorlardı.Ve işte herşey o gece ile başlamış oldu... Hikayedeki bütün olaylar Spencer Hastings, Hanna Marin, Aria Montgomery ve Emily Fields'ın başından geçmekted...