1 yıl,koca bir yıl geçmişti üzerinden. Artık yoktu. Gerçekten gitmişti. Kayıptı. Belki de ölmüştü. Bilinen tek bir şey vardı. O da artık Alison aralarında yoktu...
Emily okul için hazırlanıyordu. Çok heyecanlı değildi aslında. Her yılki okul işte git,gel,sınav ol v.b.. Emily odasında hazırlanırken Pam Fields (Emily'nin Annesi) odasına girdi:
- Selam tatlım, hazır mısın?
- Oh evet yani sayılır.
- Peki Alison'la bulu...
Emily Alison lafını duyar duymaz annesine arkasını döndü ve Calvin marka sütyenini düzeltti. Annesi olayı anlamıştı:
- Üzgünüm tatlım. Unutmuşum,yani...
-Anne! Sorun yok ben iyiyim. Her neyse... Sence bu bluz bana yakışmış mı?
-Tabi ki çok yakışmış.
Pam,Emily'e yaklaşıp kolsuz t-shirt ün kenarından çıkan sütyenin askısını düzeltti.Pam:
-İşte şimdi hazırsın.
Emily'den 4 yaş büyük olan ablası Gabi içeri girdi:
-Hey Em seni ben bırakayım mı?
-Hayır Gabi. Teşekkür ederim ama okulun ilk gününde canlı olmak isterim.
-Ben arabayla götürünce ölü mü olacaksın? :).
-Hayır :). Ama ben yine de yürüyeceğim. Spor hayattır.
- Yine başladı... Neyse,ben Ronaldo'yla çıkacağım. Ayrıca onun yanında kalacağım. Yani onunla beraber otele gideceğiz.
Ronaldo yakışıklı bir çocuktu. Gabi ile aynı sınıftaydı. Emily onları defalarca öpüşürken hatta bir keresinde ikisini yaparken görmüştü. Ve görür görmez hemen odalarından ayrılmıştı. Emily'de Ronaldo'dan hoşlanıyordu. Daha önce 2 kez öpüşmüşlerdi. 1'i yanlışlıkla diğeri bilinçli olmuştu. Tabi işin kötü yanı Emily'ninde sevgilisi Ben vardı. Ronaldo'yu Ben'den daha çok seviyordu. Çünkü Ben son zamanlarda Emily'e çok kötü davranıyordu. Arkadaşlarının yanında Emily hakkında iğrenç espriler yapıp dalga geçiyordu. Emily Nike marka spor çantasının içinde bulunan birkaç eşofmanı kenarı itip,İngilizce,Kimya,Fizik,Felsefe,Ev Ekonomisi ve Fransızca kitaplarını koydu. Annesi hâlâ Emily'i bekliyordu kapıda. Emily annesini öpüp evden hızla çıktı. Kendininde bilmediği bir nedenden çok hızlı yürüyordu. Yürürken Hanna'yı gördü. Tam onunla konuşacakken arkasından Ronaldo geldi.''Hey seksi piliç!'' deyip onu öptü. Hanna onları görmüştü,hızlı adımlarla uzaklaşmaya başladı. Emily Ronaldo'ya:
- Sokağın ortasındayız ne yapıyorsun?!
-Hey üzgünüm ama sensiz olamıyorum.
-Her neyse bidaha yapma sakın.
-Tamam seksi piliç sakin ol. Görüşürüz.
- Hoşçakal.
Emily hemen Hanna'nın arkasından koşmaya başladı. Ona gerçeği anlatmak istiyordu. Gerçekten kasıt yalandı tabiki. Hanna yaklaşık 100 metre ilerisindeydi Emily'nin. En sonunda Hanna'ya yetişerek onun omzundan tutup çevirdi:
-Hey Hanna selam. Az önce ki gördüklerin varya...
-Ee?
- Onlar aslında senin gördüklerin değil.
-Em,tamam bazı şeyleri zor anlıyorum ama bu beni salak yerine koyman için sebep değil. Çocukla bildiğin yiyişiyodunuz orada.
-Abartma Han.
-Ben'den ayrıldın mı?
-Hayır yani hayır ama o sadece bir anlıkltı ve asıl ondan ayrıldım ben Ben'i seviyorum.
-Tamam seni yargılamıyorum. Biliyorsun ki bende Sean'ı (Hanna'nın sevgilisi) birçok kez aldattım :). Yani sorun değil.
-Her neyse okula mı gidiyordun?
-Evet hadi gidelim.
Hanna Emily'nin elini omzuna koymasıyla düşen McCarteney marka sarı altın zincirli çantasını tekrar koluna takıp Emily'le birlikte yola koyuldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Secret's Town
FanficBir Rosewood gecesi 5 kız arkadaş oturmuş dedikodu yapıp,yazın son gününün tadını çıkarıyorlardı.Ve işte herşey o gece ile başlamış oldu... Hikayedeki bütün olaylar Spencer Hastings, Hanna Marin, Aria Montgomery ve Emily Fields'ın başından geçmekted...