Ateş

26 2 2
                                    

Sabah saat 08:00 gibi kalktım telefonumun çığlığı sağ olsun, bugün biraz geç uyandığım için hızlıca giyindim ve annemin "Çocuklar hadi kahvaltı hazır" dediğini duydum hızlıca çantamı toparlayıp mutfağa koştum,çünkü bayağa bir acıktım "Günaydın" dedim ve annemde aynı şekilde karşılık verdi annem masaya oturmadan abim geldi onlarda aynı şekilde günaydınlaştılar, ve hep beraber yeğeme oturduk, ardından abim geç kalmayayım diye beni okula o götürecek içerden "kumsal hadi bak geç kalıcan senin yüzünden bende kalıcam seni brakıp gitmememi istiyorsan çabuk ol" dedi ve abimin dediği şeyi yapmak gibi kötü bir huyu var beni arabaya almadığı olmuştu. Hızlıca çantamı ve montumu alıp çıktım, abim normalde üniversitede olması gerekiyordu fakat son sene sınıfta kaldı bu yüzden hala lise son, arabya bindiğimizde anormal bir sessizlik vardı abime sessizliği bozmak için "naber" dedim "iyi normal sen" "işte olduğu kadar okul falan"  zaten 5dk geçmeden okulun önünde indik abim önce arabayı park etti sonrada indi dersin başlamasına son 3dk abimle koşa koşa okula girdik ve o sınıfına ben sınıfıma doğru ilerledim.İlk ders biyolaji olduğu için biraz küfrettim sonra mecbur sınıfa girdim iklimin hemen yanına oturdum ve bana dönüp "senden önce geldim" dedi genelde ben ondan erken geldiğim için,sonra iklim kısa bir zafer dansı yaptı ve sonra derse geri döndük, ilk iki dersten sonra daha sevdiğim dersler var...

3. dersin teneffüsünde kızlarla bahçe kapısının önüne gittik, normalde güvenliğin oraya gidicektik ama özentiler gitmiş ve oraya tünemişler ve tam onların yanından geçerken emine adlı özenti 1
"ÖZENTİLER!" diyerek bağırdı, hah bizmi özentiyiz cidden komik on an kızlarla bir gülme krizine girdik lidya "ya biz okul başından beri hep oraya gidiyoz şimdi biz mi özenti olduk ya komik" bende "harbi gidicem bir yolucam bir daha 4 sene boyunca streslenmicem" normalde biz yapacağımızı çoktan yapardık fakat ders seviyemizi etkilemesini istemiyoruz zil çaldığında herkes içeri girmeye başladı bizde dahil sınıfa doğru ilerledik
6. derse girmiştik sonunda bu okul denen şey bir türlü bitmiyor,derste yine iklimle bir şeye gülüyorduk bir anda okul koridorunda bir çığlık sesi duyduk... o an hoca ayaklandı tam kapıyı açıp bakıcaktıkı bir anda sirenler çalmaya başladı, Hoca sınıftakilere sakin olun demesine rağmen herkes koşuşturuyordu bende ne yapacağamı bilmez bir şekilde ayağa kalktım acaba ölücemiyim burnuma gelen yanık kokusuyla kendime geldim sayılır fakat tam değil, o an bileğimi tutan bir el hissettim daha kim olduğunu anlamadan koşmaya başladı ve nereye gideceğimi bilmeden sadece ona ayak uydurdum sonunda biraz daha yavaşlayınca kim olduğuna baktım,o bay isimsiz ismini bilmiyorum ama her ne alakaysa hep karşılaşıyoruz, bileğimi kolundan kurtardıktan sonra ona dönüp "kızlar sınıfta onları bulmam lazım" dedim ve ilk defa o an tam gözlerimin içine baktı "diğerleri onları aldı merak etme" dedi 'diğerleri' derken kaan,rüzgar ve adını bilmediğim birinden bahsediyor galiba, cümlesini tamamlar tamamlamaz bileğimi tekrar tuttu "bana çıkışın nerede olduğunu söyle" dedi hadi ama çıkışımı bilmiyor "arkamızda kaldı" dedim ve arkamızı döndük koşuyorduk ki yanık kokusu burnuma iyice doldu ve önümüze tavandan yanan bir parça düştü bay isimsizin azından sadece "hass" diye bir parça çıktı ne yapacağını bilmez bir şekilde etrafına bakındı önce alevlere sonra bana... arkamızda bir tuvalet vardı kızlar tuvaleti, kfasını tuvalete doğru götürünce "burdan çıkabileceğimiz bir cam varmı" dedi o an gözlerindeki telaş anlatılmazdı,acaba benim için mi endişeleniyordu, benim için niye endişelensin benden nefret ediyor "kumsal cevap vericekmisin!?" dedi bende "Cam var ama geçemeyi-" lafımı tamamlamadan tekrar tuttuğu gibi tuvalete koştuk.
benim ismimi nerden biliyorsun bay isimsiz?

İKLİMİN ANLATIMIYLA

Herkes çıktı nerdeyse, itfaiye geldive 7,8 kişide itfaiye çıkardı ama hala onlar yok... Kumsal ve Atlas, evet hepsinin ismini öğrendik Lidyayı çıkartan Savaş beni çıkaran Kaan ılgazı çıkaran ise Rüzgardı, çok istemesekte onlara teşekkür ettik,ılgaz "Ya bunlar nerede kaldı, ya birşey olduy-" derken Lidya lafını böldü ve "böyle birşey olmicak saçma sapan şeyler düşünme" dedi ılgazda ona katılmak istercesine kafasını salladı

bunu demek istemdeğini hepimiz biliyoruz fakat o an içinden geçenleri söyledi lidyada aynı şekilde normalde bu şekilde tebki vermez ama oda sinirli ve endişeli, hepimizin olduğu gibi...
Biraz uzaklaşıp temiz havayı içime çekip kötü düşüncelerden kurtulmak istiyorum okulun önündeki banka oturdum, aslında okulun önünden ayrılmak istemiyorum ama biraz daha orda kalamam, bu düşüncelerin kötü yanı fazla,fazla kötü olmaları okul alevler içinde ve içimden tek bir iyi düşünce geçmiyor fakat eminimki kumsal iyi gerekirse o alevleri dahada harlar ama ordan bir çıkış yolu bulur, yani umarım içimdeki umut sadece bu, sadece... kafamı gökyüzüne doğru çevirdim yanımda bir ağırlık hissettim kaan, yanıma oturdu bana bakmadan "Kaç yıllık arkadaşsınız?" diye sordu "İklim kardeşim lidya ve kumsal'la lisede tanıştık" dedim ve bu sefer başını bana doğru çevirdi "biliyordum" dedi "neyi biliyordun?" "kardeş olduğunu çok benziyosunuz" bu sefer ben bakışlarımı ondan ayırdım "çoğu kişi bizim pek alakamız olmadığını söyler"
"görünüşünüz değil zaten, gülüşünüz bakışınız davranışlarınız..." dedi bunları o kadar güzel söyledik yani nesi güzel bilmiyorum ama çok hoşuma gitti fazlasıyla... ve ardndan kalktık

KUMSALIN ANLATIMIYLA

Tuvalete girdik ve hemen kabinlere bakmaya başladık cam var mı diye, son kabini açtığımda sonunda bi cam buldum sebebpsiz bir heyecan ve gerekli bir endişeyle "buldum" diyerek bağırdım hemen klozetin kapağını kapatım üstüne çıktım ve bay isimsiz geldi, camı zorladım ama açılmadı "Sıkışmış!" diyerek ona baktım beni tutup aşşağıya indirdi ve birde o denedi ama sonuç olumsuz yanık kokusu burnumu iyice doldurdu başım dönmeye başladı ama pek belli etmemeye çalıştım bana bakıp "bu pencereyi kırmak lazım sert bir şeyler bul!" dedi ve hemen kabinden çıktım ve eşya dolabini açtım bulabildiğim tek şey bir temizlik fırçası, fırçayı elime aldığımd abir an bilincimi kaybediyordum ki dengemi sağladım, adımlarımı hızlandırarak bay isimsizin yanına gittim "başka bir şey bulmadım" dedim ve ona fırçayı verdim, fırçanın ucuyla cama vurmaya başladı ve sesler yavaş yavaş azalmaya başladı gözlerim kararmaya başladı ve sonunda hiç bir şey görmedim insanlar ölünce beyaz ışık görür diye biliyorum ama benimki siyah ışıktı öldüysem galiba yerim belli...


ATLASIN ANLATIMIYLA

Cama olabildiğince sert bir şekilde vuruyorum, o anda arkamdan bir şeyin düşme sesi geldi arkamı döndüğümde kumsal yerde yatıyordu hemen klozetin üstünde atladım ve yanına gittim başını bacaklarıma koydum onu ayıltmak için bir kaç kez çok sert olmayacak şekilde vurdum azımdan sadece "kumsal dayan lüften" neden bu kadar endişelendim, korktum bilmiyorum. Fırça bir işe yaramıyordu ilk defa kendimi bu kadar dar bir çıkmazda hissettim o anın verdiği korkuyla camı yumruklamaya başladım bu cam normal camlara benzemyor ve yumruklarım işe yaramayınca daha set vurmaya başladım cam çatladı ama hala kırılmadı kumalın nabzına bakmak için tekrar indim hızlıca, galiba bildiğim bütün duaları okudum ve hızlıca elimi boynuna götürdüm ve...
azımdan sadece "hayır" diye bir kelime çıktı eğer ona birşey olursa benim yüzümden çıkış yolunu unutmasaydım yada onu tutup buraya getirmeseydim o ölmicekti her dizinin sonunda iyi karakterin canı yanardı ama asla ölmezdi ama o, hikayesi daha başlamadan bitti
Ne hissedeceğimi bilmiyorum, Hepsi benim yüzünden hepsi sinirimi bağırarak çıkartmaya başladım "HEPSİ BENİM SUÇUM O BENİM YÜZÜNDEN ÖLDÜ ONUN GELECEĞİNİ ÇALAN O NEFRET ETTİĞİ ŞEREFSİZ BENİM ALLAH KAHRETSİN BENİM!" bu sefer sinirimi camdan çıkarmaya başladım cam kırılma noktasına geldi ve bir kez daha vurdum bu sefer kırıldı kumsalı hızla kucağıma aldım ve cama doğru bir adım attım "BURADAYIZ ÇABUK GELİN!" diyerek bağırdım Ayak sesleri gelmeye başladı bizi gördüklerinde önce kumsalı dikkatli bir şekilde verdim ve ardından kendimde atladım şuan en şanslı olduğumuz yön birinci katta olmamız, Kumsalı öyle gören arkadaşları oldukları yerde kalakalmışlar ikisi ağlıyor diğeri ise ne yapacağını bilmiyormuş gibi olduğu yerde ağlıyordu kumsalı hızlıca sedyeye yerleştirdiler, önce hızlıca nabızına baktılar, kumsalın nabzını ölcen kadın elini kumsalın boynuna götürdü ve ardından önündeki adama baktı ve sadece azından iki kelime döküldü "o yaşıyor"

Yanlış GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin