🦋 BÖLÜM 6 🦋

269 151 24
                                    

Bu bölümü bu kitabı okuyan biri olan Kelebeğim'e doğum gününe özel ithaf ediyorum

Sınır: 100 oy 50 yorum

Bölüm Sözü:

Hayat, melodisinde kelebek ömrünce dans ettiğin kadardır.

Dünyada yaşamadığın kadar hiçsindir.

Bölüm Şarkısı:
Sevilmemişim -Elif Akın- Nasıl Derler Bilirsin

Kıskanıyorum- Göksel

Dünyanın en güzel kızı- Mavi Gri

Hastane odasında tek başıma olduğum için içimde bir ürperti vardı. Yalnızlık en büyük hastalıktı. Bir iç çektim. Keşke bir telefonum olsaydı çünkü Kadem'i merak ediyordum ve ondan haber alamıyordum zaten şu anda hakkında bildiğim tek şey çok yoğun çalıştığı ve batan bir şirketi kurtarma çabasında olduğuydu.

Mert'in dediklerini tekrardan düşündüm. Benim yüzümden işini bırakıp çalışmayı kestiği için kendimi suçlu hissediyordum. Ben ona demedim ki gel beni dinle! O beni bir esir gibi kapatmıştı evine! Bir Kelebek'in uçması gerektiğini herkes bilir ama yaralıysa vicdanının, sarılmış bandı çıkmayana kadar serbest bırakmazdı! O da bunu yapıyordu kendini öldürdüğünü bile bile.

O da biliyordu yaralarımı. Onu suçlamıyordum o da bana acıyordu benim gibi. Ben zavallıydım, kimsesiz, yaralı, annesizdim. Gözümden bir kaç yaş akıp yanaklarımla buluşurken ellerimle yüzümü kapattım.

Belki... Belki de annesiz olmasaydım bunlar olmayacaktı. Baba kavramı altında yatan cani benim aşkımı kara toprağa gömmeyecekti. Yada ben burada şarkı söyleyerek bir adamı öldürmeyecektim. Zaten sesim de ne vardı anlamıyordum ama bir sinir hastasının dikkatini çekmeyi basarmıştım kendimi tebrik ediyordum.

Havaya doğru fısıldamaya başladım çünkü annemin beni oradan izlediğini biliyordum. Gözlerimden yaşlar daha fazla firar ederken "Anne kızın ağlıyor! O kahverengi sana benzeyen gözlerinden yaş geliyor! Anne kimse yaşımı silmiyor! Kızın ölüyor Anne! Doktorlar ne dedi biliyor musun?! Biraz daha şiddet görse ölümüne az kalırmış! Anne kızın öldü! Abim beni evimden kovdu! Bana neler dedi biliyor musun?! Elbette bilmiyorsun Anne! Anne kimse senin kızının saçını okşamadı! Ya ben sana bir 'öf' diyemedim! Anne gör kızın hıçkıra hıçkıra ağlıyor! Parasız çulsuz bir kızın var senin! Bak etrafıma kim var! Bir bak Allah aşkına kim var benim etrafımda! Sen görüyorsundur doğru söyle sana gelen Azrail yanımda mı? Allah aşkına söyle!"

Hıçkırıklarım daha da artarken göz yaşlarım kontrolünü kaybetmiş bir şekilde akıyordu. Göğsüm hızla inip kalkarken "Anne çok yoruldum! Annem! Annem duy beni! Ben ölüyorum! Anne kimse saçlarımı okşamıyor kurbanın olayım gel! Gel bir kere yüzüme tükür ama gel bana bağır de ki 'Burası böyle mi temizlenir! Ben sana böyle mi öğrettim?! Sen niye ağlıyorsun?! Anan ölmüş?!' Diye bağır hatta bir kere ağzıma yapıştır! Çok koymaz Anne yemin ediyorum koymaz herkesten dayak yedim Anne, bir tek senin tokadına hasret kaldım! Çok merak ediyorum kokun nasıl?! Anne sen beni neden yaşattın Anne?! Neden ya neden?!" Kapım sertçe açıldığında hızlıca göz yaşlarımı silmeye çalıştım.

KELEBEK ÖMRÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin