🦋 BÖLÜM 9 🦋

46 30 7
                                    

BÖLÜM SÖZÜ:

Duygularımın hıncını mantığım kontrol edemeyince sinir hastası diyorlar.

BÖLÜM ŞARKISI:

NİLÜFER-CADDELERDE RÜZGAR

Gözlerimi yavaş yavaş açarken mavi gözlerle buluşan gözlerimin mutluluğunu öyle bir yaşıyordum ki yeniden hayata dönmüş, dirilmiş gibiydim. Bütün hüznüm, bütün acım geçmiş gibiydi. Nasıl mutluydum anlatmaya ömrüm yetmezdi. Ona döndüğüm için aramızda çok az bir mesafe vardı. Burun burunaydık. Gözlerine doyamıyor gibi daha çok gözlerinin içine bakıyordum. Onun gözleri ise gözlerimden aşağıya indi. Uzun bir süre dudaklarıma bakarken mavileri koyulaşmıştı. Biraz daha eğildi üstüme boynunda ki beyaz teninin altında ki damarları şişmiş ve kızarmıştı. Kendini sıkıyordu.

"Saye..." Dedi ismimi fısıldarcasına. Onu öpmeyecektim. Aklımda dolaşan tilkiler Ayaz diye sayıklerken ben Kadem'i nasıl ölebilirdim? "Alpay..." Diye fısıldadığımda gözlerine baktıkça hangi kelimeleri kullanacağımı unutmuştum. Bir anda benden uzaklaşarak ayağa kalktı. Gözlerinin koyuluğu kaybolmuş ne yapacağını bilmez şekilde ellerini başında birleslştirmişti. "Özür dilerim. Bir an kendimi kaybettim. Sana dokunmayacaktım ama çok masum yatıyordun. Özür dilerim yemin ederim sana dokunmak istememişdim."

Saatlerdir görmediğim gozlerine bakmakla yetindim o ise utanıyor gibiydi az önceki yaklaşımından. "Hâlâ ona aşık mısın?" Diye sordu. Ayaz'dan bahsediyor olmalıydı. Elbette sonuna kadar Ayaz'ı sevecektim. "Ona ölümüne aşığım." Dediğimde az önceki utanmış halinden eser yoktu. Sertçe gözleri bana döndü. Derin derin nefesler alıyordu bunu inip kalkan göğsünden anlayabiliyordum. "Kelebek!" Sertçe kükrediğinde yerimden sıçradım.

Yanıma doğru ilerlediğinde korkudan yattığım yataktan doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Kadem bir hışımla yanıma oturdu. Göğsü hâlâ sertçe inip kalkıyordu. "Beni sevme ihtimalinde mi yok?" Sessiz ama kendine yedirmeyen bir sesle sorduğu sual gerçekten canımı yakmıştı.

Konuyu değiştirmem gerekti çünkü bu yaralı yüreğim bir yüreği yaralayamazdı. Konuyu değiştirmeye çalıştım. "Benim acımı paylaşmışsın Mert'e, sana da mı ağır geldi yaram? Hımm? Çok merak ediyorum başka kime anlattın? Sana verdiğim sırrımı başka kime söyledin? Yada neden bana bu kadar yakınsın, bana neden böyle şeyler söylüyorsun? Aşkıma sadık olduğumu bilmiyor musun? Kadem ben çok sevdim!" Diye bağırdığımda bir elini yanağıma uzattı. Yanağımı okşarken "Biliyorum Kelebek seni tanıyorum. Anla güzelim bende seviyorum. Yıllardır içimde bir aşksın ne dokunabiliyorum nede konuşabiliyorum yalnızca seni izleyebiliyorum. Günde 6 saat yatıp 7 saat çalışmakken hayatım geri kalanı seni seyre dalıyordum. Anlıyor musun? İzleyipte, dokunamıyorum kızım! Sana şu anda dokunmak kalbimi öyle çarptırıyor ki öleceğim sanıyorum. Kalbimin ritmine yetişemiyorum. Herkesin gözünde bir sinir hastasıyım oysaki Duygularımın hıncını mantığım kontrol edemeyince bana sinir hastası diyorlar. Sende biliyorsun. Seviyorum be Kelebek sadece beni sen sakinleştiriyorsun. Bir tek huzuru sende buluyorum."

Başına işaret parmağını bastırdı. "Burası hep seni hatırlatıyor. Unutamıyorum. Yıllarca senden uzak durmaya çalıştım ama olmadı. Ya sen bilirsin sevdiğinin yanındasın ama dokunamıyorsun, konuşamıyorsun, dizine başını yaslayıp ağlayamıyorsun. Kelebek hiç mi şansım yok? Senin yüzünü görmek istemiyorum de yemin ederim beni bir daha görmezsin, hayatında maddi olarakta sıkıntı çekmene göz yummam." Az önce başına bastırdığı eli, elimi tuttu. Elimi kalbine götürdü.

KELEBEK ÖMRÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin