Yorum yazın canişkolarım :)
Bu arada kitaba çok güzel yorum geliyor
teşekkürlerrrrrr 🩷🩷🩷
Beğenebilirsiniz isterseniz ama ben sanırım bu bölümü beğenmedim ;)...
En azından Hyunjin'den uzaktayım, ona bir şey olmaz. Diye düşündü Jeongin. Yanlış düşünüyordu.
Hyunjin'in onu orda bırakacağını düşünerek, yanlış düşünüyordu. Hyunjin gelecekti...Jeongin her ne kadar korksa da güçlü görünmeye çalıştı kendince. Yaratık her saniye bir adım daha yaklaşıyordu. Jeongin artık sonu olduğunu düşündü. Gözlerini kapattı, ölümü görmek istemiyordu. Son üç saniye...
"Jeongin!"
Gelen tanıdık ses ile gözlerini tekrar açtı Jeongin. Hyunjin canavarın gelmesini engellemeye çalışıyordu. Yerden çıkan sarmaşıklar Hyunjin'in toprak gücünün olduğunun bir göstergesi idi. Sarmaşık onu durdurmazdı ama yavaşlatırdı. Tabi ki de bir elinin bıçak şeklinde oluşunu hesaba katmamıştı Hyunjin. Sarmaşıklar kesilince Hyunjin yere düştü. Başına ağrı sokmuştu şu iğrenç yaratık. Ama ondan daha önemli bir şey vardı. Hala Jeongin'e doğru yürüyordu.
"Hyunjin!"
Jeongin, Hyunjin'in düştüğünü görünce bağırmıştı ama Hyunjin'in tekrar kalktığını görünce rahatladı. Kokmuştu az önce.
"Jeongin gücünü kullan!"
"Bilmiyorum ki!"
"Felix sana ne söyledi ise onu uygula!"
Jeongin, Felix ile nasıl çalıştıklarını hatırladı.
En kötü anını düşün. Yoksa bile kötü bir hayal kur.
Bunu yapabilirdi, ancak süresi var mıdı ki? Acele etmesi gerekiyordu. Gözlerini kapattı çocuk ve en kötü anısını düşünmeye başladı. Ailesinin yok olduğu, geriye sadece abisi ve kendisinin kaldığı ânı gördü. Bu yaratıklar Jeongin'in ailesini elinden almışlardı. İçinde bir intikam dugusu oluştu Jeongin'in. Bu da gücünün ortaya çıkması için tam gereken durumdu.
Gözlerini açtı çocuk. Başarmıştı. Artık önünde yaratık yoktu, küller vardı sadece. Yüzünde tebessüm belirdi çocuğun. Ancak çok yorulmuştu. Hyunjin'in ona doğru geldiğini gördü sadece. Gerisini görmeye bilinci el vermedi. Gözleri kapandı...
...
"Jeongin!"
Boğuk gelen ses tonunu zor duydu Jeongin. Gözlerini beyaz odanın ışığına alıştırmaya çalıştı.
"Jeongin!"
"Uyanıyor!"
Herkes oturmuş, Jeongin'in uyanmasını bekliyordu. Çocuk gözlerini açtığında, ona şaşkınlıkla bakan dört surat gördü. Hyunjin, Minho, Jisung, Felix... Jeongin Hyunjin'in kucağındaydı ve bunu fark ettiğinde doğruldu. Gözlerini ovaladı ve etrafındakilere baktı. Bazıları ona şaşkınlıkla, bazıları ise gururla bakıyordu. Minho ve Hyunjin gibi. Jeongin oturduğu yerde doğrulunca Minho, Hyunjin'e fırsat tanımadan kardeşine sarıldı.
"Seninle gurur duyuyorum."
Minho gözünden akan yaşa rağmen gayet normal bir şekilde, gurur dolu bir biçimde söylemişti bu cümleyi. Jeongin her ne kadar ona kızgın olsa da, karşılık vermişti sarılmasına. Sonra konuşabilirdi bu konuyu. Hepsi yavaşça ayağa kalktı. Grup içinde sesler yükselmişti bile.
"Şimdi ne olacak?"
"Okuldan çıkmak zorundayız, bina yıkılmak üzere."
"Saçmalama Chan, başka nereye gideceğiz?"
"Kim yaptıysa bu b*kları onu döveceğim." Diye sesli ve öfkeli konuştu Chan. Lisa Jisoo'ya döndü. Ardından arkadaşını satacak hamleyi yaptı.
"Jisoo kaldırdı bariyeri."
Jisoo'da dahil herkes Lisa'ya döndü. Ardından gözler Jisoo'ya çevrildi. Onun yapmadığını bir tek o ve Lisa biliyordu. Bir de farkında değildi ama Jeongin ve Hyunjin'de biliyordu. Yine de burada otuz kişilerdi.
"Ne!?"
"Jisoo kaldırdı bariyeri."
"Saçmalama Jisoo öyle şey yapmaz!"
"Sevgilini koruma Jennie!"
"Ben-"
"Ben sana dememiş miydim Jisoo? Bariyeri kaldırma diye. Sende dedin ki, bir şey olmaz."
"Ben öyle bir şey demedim! Uydurma! Bu olayın tam tersi yaşandı!"
"Bir de yalan söylüyor."
Lisa Jisoo'ya kınayıcı bir şekilde baktı.
"Lisa, Jisoo öyle şey yapmaz!"
"Jennie yeter artık!"
Rose'nin bağırması ile herkes susmuştu. Chan iç çekti, şakaklarını ovaladı.
"Kim kaldırdı sonra düşünürüz, çıkalım şuradan."
"Haklı." Diye konuştu Felix. Ardından ekledi.
"Ayrıca buradan çıkmalıyız."
"Nereye gideceğiz?" Diye sordu Chae.
"Ormana." dedi Minho. Bunun üzerine odanın içindeki tartışma arttı. Herkes farklı bir şey söylüyordu. Anlaşılan Minho'nun fikri onlara saçma gelmişti.
"Yaratıkların yuvasına mı gidelim yani? Bu resmen intihar!" diye bağırdı Ryunjin.
"Başka seçeneğimiz mi var?" dedi Jisung. Haklıydı.
"Öyleyse bulabildiğiniz her şeyi alın. Gidiyoruz." dedi Minho.
Herkes hazırlanmaya başlamıştı. Hyunjin ile Jeongin buldukları herşeyi çantalara koyuyorlardı. Hyunjin içinde bir sıkıntı varmış gibi sürekli iç çekiyordu. En sonunda içindeki sıkıntının nedeni belli olmuştu. Hyunjin, Jeongin'in kolundan tutup onu köşeye çekti.
"Ne oldu Hyunjin?"
"Jeongin ben senden hoşlanıyorum"
Bölüm Sonu
____________________________________________________________
Selamın Hello
Nasılsınızzzzzzzzzzzzzzzzzzz
Çok uzun sürmesin dedim diğer bölümün gelmesi :)
Bilgisayardan yazıyorum şuan ve telefondan daha zor...
Umarım yazım yanlışı yoktur...
O değilde, bu fic bitince bir kız grup fici yazsaydım okur muydunuz???
Bu arada Aespa'nın "Hold On Tight" şarkısı çok iyi değil mi???
Kitabı kısa yazdım GENE...Neyse...
Görüşürüzzzzzzzzzzzzz...
670 kelime...
Kısa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAFAK OKULU | •Hyunin√•
FanfictionYang Jeongin'in yeni kayıt olduğu Büyücülük Okulu'nda başına gelmeyen kalmaz. Yaratıklar ve gerçekler den kaçabileceği tek kişi olan Hwang Hyunjin'e sığınır. Birlikte yapamayacakları şey yoktur, diye düşünürler... ... *Çok az diğer grupların replikl...