• XII. Bölüm •

19 4 24
                                    

...
Selamm...
Sonda üç soru soracağım...
Yorum yapınke
İyi okumalar
...

-Yazardan-

Hyunjin'in bağırışı ile herkes onun baktığı tarafa dönmüştü. Ormandan gelen o garip yaratılardan neredeyse bir sürü denilebilecek kadar fazla vardı.
Aynı anda koşmaya başladılar. Bazen arkadan gelenler geç kalıyordu, yavaş koşuyorlardı. Kaçamıyorlardı. Hyunjin, Jeongin'in arkada kaldığını fark edince gerileyip Jeongin'in elini tutmuştu. Önlerinde bulunan gölü fark ettiler. Yaratıklar oraya giremiyorlardı. Hyunjin hiç düşünmeden suya atlayınca Jeongin'de arkasından atladı.

Gölün soğuk suyunda hareket etmeye çalıkşıyorlardı. Bir süre nefeslerini tutabilirlerdi, ama bir süre.

...

"Öhö öhö. Kim orada bağırdı?"

Herkes birbirine baktı, sekiz kişi kalmışlardı.
Ne yani yirmi kişi ölmüş müydü?

"Her neyse, yola devam etmeliyiz."

Chan Felix'e döndü ve kafasını salladı, ardından yüzünde şerefsiz gülümsemesi oluştu.

"Gitmemiz gerek, yakınlarda başka bir okul var."

Eşyalarını alamamışlardı aniden kaçtıkları için. O yüzden yanlarında ne yiyecek, ne de su vardı. Seungmin gece nöbet tutacağını söylemişti, ancak Changbin ise birlikte tutmalarını, böylece daha temkinli olur diyerek zorla Seungmin'i kabul ettirmişti. Onlar ayakta tutar iken Jeongin ve Hyunjin yatıyor numarası yapıyordu.

-Hyunjin'den-

Yaklaşık yarım saattir gözlerim ile çekik tilki gözlerini izliyordum Jeongin'in. O da uyumamış, bana bakmıştı. Bakışıyorduk. Seungmin ile Changbin'in sohbetleri duyuluyordu. Ben uzandığım yerde biraz daha hareket ederek kendimi Jeongin'e yakınlaştırdım. Böylece artık verdiği nefesi bile hissedebiliyordum. Nefes sesi bile mükemmeldi. Tamam biraz fazla takıntılı olabilirim...

"Okula gidince ne yapacağız?"

Jeongin'in küçük ve sessiz fısıltısısını duymuştum.

"Oradan yardım isteriz."

Kafasını olumlu anlamda salladı. Bu hareketi ile gereksiz yere dudağımı yalama isteği geldiğinde, dudaklarımı yaladım. Onun bakışları ise dudaklarıma gitti.

"Çok güzel kokuyorsun."

Bunu söylerken ciddiydim. Naneli dondurma kokuyordu. Elim ile gözüne gelen saçlarını geri ittim.

"Çocuklar!"

Changbin'in ani bağırışı ile herkes uyanmıştı. Gerçi zaten biz yatmamıştık ama. Hızlıca Changbin yanımıza geldi.

"G-geliyorlar."

Herkes bir anda ayaklandı. Chan sağ tarafa kaçmaya çalıştı nafile. Dört bir tarafımızı sarmışlardı. Onlarla savaşmaktan başka seçeneğimiz var gibi durmuyordu. Ölmek ayrı bir seçenek ama...

Yaratıklar üstünüze doğru geldiler. Bazılarını bir şekilde uzaklaştırıyordum ama yakınımdakiler. Yaratıklardan birinin kılıç kolu karnıma gelince acı içinde bağırdım. Ardından yaratığın kül oluşunu izledim. Jeongin. Elimi karnıma götürdüm ve kan akışını yavaşlatmaya çalıştım. Jeongin'in hızla yanıma koşuşunu görebiliyordum.

"Hyunjin!"

Hızlı bir şekilde yanıma geldi ve bir elini kafama, diğer elini ise belime koydu.

"Tamam. Da-Dayan."

Hızlı nefes almalarını duyabiliyordum. Ancak kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Konuşacak halim bile yoktu ancak bu durum Jeongin'in arkasından gelen yaratığı görmem ile son buldu.

"J-Jeongin arkanda!"

Jeongin bana baktı ve arkasındaki yaratık kül oldu. Bunu o yapmamıştı. Minho yapmıştı. Herkes kendi derdindeydi ama en azından kardeşini kurtarmıştı. Ve tabiki de beni. Ancak ben artık dayanacak gibi hissetmiyordum. Çok kötü hissediyordum. Başım dönmeye, gözüm karakmaya başladı. Dışarıdaki sesler bulanıktı. Jeongin'i bile duyamıyordum. En son dayanamadım ve bilincim kapandı...

Bölüm Sonu

____________________________________________________________

Selamın Hello Everyoneee

Dünyanın en kısa bölümüne hoş geldinizzzzz...
Bir sonraki bölüm final olabilir...

Şimdi, gelelim sorulara.

Soru 1

Bir sonraki fic Chanmin yapmayı düşünüyorum ne dersiniz???

Soru 2



Kapak olarak bunu yaptım, nasıl???

Soru 3

Aynı anda birkaç -en fazla iki- fic yazayım mı???

Gene gece atıyorum QHJGKLJUKVFJJK

🌸🌸🌸 İyi Gecelerrrr 🌸🌸🌸

500 kelime...

ŞAFAK OKULU | •Hyunin√•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin