• IV. Bölüm •

43 10 41
                                    

•Saçma şeyler yazmayayım diye eski bölümü okudum, bir an kendi kitabım olduğunu unutup yeni bölüm bekledim QLCKDMCKFMFL
•Yorum bekliyorumke...
•İyi okumalarrrr

...

-Jeongin'den-

Gözlerimi açtığımda yataktaydım. Yanımdaki yatak yine boştu. Kafamı kaldırıp etrafa baktım. Buraya nasıl gelmiştim ben? Yatakta oturur pozisyon alıp gözlerimi ovaladım. En son Hyunjin'in yanında, masada uyuya kalmıştım. Ancak şuan odamdaydım.
Ayağa kalkıp üzerimi değiştirdim ve eski merdivenlerden aşağıya indim. Öğrenciler ellerinde kitaplar ile sınıflara gidiyorlardı. O kadar öğrencinin arsında zorla bulduğum Felix'in yanına gittim. Birlikte yürken göz ucuyla bana bakıp gülmüştü.

"Günaydın."

Bende hafif bir tebessüm ile karşılık verdim. Ona "Günaydın." dedikten sonra yürümeye kaldığımız yerden devam ettik. Bir sınıfa girdiğimizde eski sınıfın, daha önce girdiğimiz sınıftan daha büyük olduğunu fark ettik. Yerler çimenler ile kaplıydı ama duvarlar vardı. Bahçe gibiydi ama değildi. Felix yere oturunca ben de yanına oturdum. Elinde sıkıca tuttuğu kitabı açıp önüme koydu.

"Sen gücün ne biliyor musun?"

Kafamı olumsuz anlamda salladığımda iç çekmiş, kitabı kurcalamaya başlamıştı. Ben de o sırada etrafı inceliyordum. Büyük bir sınıftı ve içinde çok öğrenci vardı. Yapay çimenlerden duyduğum ayak sesi ile, yanımıza yaklaşan koyu kahverengi saçlı, üzerinde yeşil bir kısa kollu giyinmiş çocuğu, görmem bir oldu. Tanımıyordum ama çok katıya benziyordu. Gelip yanıma oturdu ve ayakları ile bağdaş kurdu. Önüme uzatılan eli görmem ile dikkatimi çocuğun ellerine verdim. Anlaşılan tanışmak istiyordu.

"Lee Minho."

Elimi ona uzatmak istemiyordum, bu yüzden sadece baş selamı verip "Yang Jeongin" dedim. Bunun üzerine benden yaşça büyük olan çocuk elini indirmişti. İç çekmişti kısık ses ile ama ben duymuştum.

"Unutmuşum."

Anlamaz anlamda kafa hareketi yaptım, görmüş olmalıydı çünkü açıklama gereği duydu.

"Yani...şey...F-Felix söyledi."

Felix kafasını Minho'ya çevirip garip bir bakış attı ama Minho onu dürtmüştü, görmediğimi düşünerek. Kesinlikle bir şey gizliyordu.

"Neyse. Hangi bölümdensin."

Tam ağzımı açacak iken, Felix'in konuşması ile susmuştum. Ses kalabalığına gerek yoktu sonuşta.

"Onu bulmaya çalışıyoruz."

Minho bir süre Felix'in açtığı sayfalara göz gezdirmişti.

"Elementlere bakma, orada bulamazsın."

İkimiz de şaşkın şaşkın ona bakıyorduk. Minho ise sessiz kalmayı tercih etmişti. Sadece görüşürüz anlamında kafasını sallayıp gitmişti. Çok garip bir çocuktu. Bir süre sonra sıkılınca Felix'e haber verip tuvalete gittim. İçeri girdiğimde eskimiş ama tarihi durduğu için aşırı güzel duran tuvalet dikkatimi çekti. Bir süre sonra kendimi toparlayıp el yıkama yerine yöneldim ve yüzüme su vurdum birkaç kere.
Aynaya baktığımda arkamda tuvalet kabine yaslanmış Hwang Hyunjin'i görmem, beni baya bir şaşırtmıştı doğrusu. Ona önümü dönmedim, ayna dan baktım gözlerine.

"Ne oldu?"

Bana bakıp yaklaşmıştı ve elini el yıkama yerinin üstüne koydu.

"Neden o gece aşşağıya indin?"

ŞAFAK OKULU | •Hyunin√•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin