8.Bölüm;Trip

85 12 2
                                    

Emir ile yolculuğumuzun geri kalanı konuşmalar ve gülüşmeler ile geçmişti. Sonunda Bursa'ya varmıştık ve eşyalarımızı da alıp onların evinin önüne gelmiştik. Emir kapıyı tıklattı. Kapı bir kaç saniye içinde açıldı. Kapıyı açan Yeliz şaşkınlıkla bize baktı. "Vayy abim ve yengem gelmiş hoş gelmiş." Emir ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. "Hoşbulduk abicim hoşbulduk." Bende Emir'den sonra içeri girdim ve Yeliz ile sarıldık. Emir elimden çantamı alıp bir yere götürdü. Yeliz ise beni oturma odasına yönlendirdi. Oturma odasına girdiğimde iki kadın ve bir adam bana baktı. Hepsi bana bakıyordu. Arkamdan biri geldi ve elimi tuttu. "Anne,baba ve hala. Sizi sevgilim Nil ile tanıştırayım." Herkesin elini sırasıyla öptüm ve Emir'in yanında ki koltuğa oturdum. Bana tuhaf tuhaf bakıyordu herkes. Halası olan kadın beni baştan aşağı süzdü ve gözleri bacaklarımda kitlendi. "Kızım sen ne iş yapıyorsun?" Emir'in annesinin sesiyle irkildim. "Balerinim ben. Dünya ikinciliğim var. Emir ile de orda tanıştık." Annesi anladım der gibi kafa salladı. Babası bu sefer soru sordu. "Kaç yaşındasın kızım?" Gülümsedim. Şuan neden bilmiyorum ortam çok gergin gibiydi. Ya da bu soruşturmanın baş karakteri olduğum için bana gergin geliyordu. "19 yaşına girdim." Babası beni onayladı ve bu sefer halası konuşmaya başladı. "Nerelisin kızım? Birde bacaklarında neden o kadar yara var senin? Ailen nerde?" Soruların tuhaflığı karşısında yüzümü herhangi bir ifadeye sokmamaya çalıştım. Aile konusu biraz olsun canımı acıtmıştı. Emir halasını azarlar gibi bir ses çıkardı. Ben ise Emir'i elim ile susturdum ve kadına cevap verdim. "Balıkesir'liyim. Balerin olduğum için bazen yere düşüp kalkıyorum o yüzden oluyor. Aynı zamanda annem ve babam vefat etti. Annemi 5 ay önce kaybettim. Babamı ise yıllar önce bir çatışma da kaza kurşununa toprağa verdik. Abim var o da İtalya'da şirketi var onla uğraşıyor." Kadın annem ve babamın olmadığını duyunca kaşlarını kaldırdı. "Başın sağolsun kızım." Gülümseyerek kafamı eğdim ve "Sağolun." dedim.

Yeliz aniden odaya daldı. "Yenge gelsene." Kafamla Yeliz'i onayladım ve Yeliz çıktığında bende arkasından gittim. Yeliz bir odaya girip kapıyı kapattı. Ben ise onun arkasından gidip kapıyı açtım ve içeri girdim. "Yenge ben bir şey yaptım." Göz kırpıp kafamı sağa sola salladım. "Of Nil bunu abim öğrenirse Yeliz diye biri kalmaz." Bıkkınlıkla nefes verdim. "Noldu?" Yeliz stresten tırnaklarını ısırırken beni yanıtladı. "Sevgilim var." Nolmuş der gibi kafamı salladım. "Öğrenirse net beni öldürür. Geçen okul arkadaşım ile konuşurken beni gördü ona bile sinirlendi." Şimdi anlaşıldı. "Yani sende benden onu yatıştırmamı mı istiyorsun?" Yeliz kafasını aşağı yukarı salladı. Onu onaylamam ile Yeliz'in boynuma atlaması bir oldu. "Canım yengem benim be!" Yeliz'in bu haline gülerken Yeliz'e seslendim. "Yeliz dur da abine söyleyelim. Eğer biraz daha söylemeyip bu mevzuyu uzatırsak hiç iyi şeyler olmaz çünkü. Abine söyle buraya gelsin." Yeliz hızla odadan çıktı. Bende odada bulunan koltuklardan birine oturdum. Emir bir kaç dakika sonra geldi. "Noldu güzelim?" Emir'e baktım. "Emir otursana sana bir şey dicem. Ama fazla tepki vermek ve o şahısı tehdit etmek yok." Emir tuhaf bir bakış attı ama gene de onayladı. "Yeliz'in sevgilisi varmış." Emir aniden ayağa kalktı ve "Ne!" diye bağırdı. Emir'e kızgın bir şekilde baktım. "Sana fazla tepki vermek yok demiştim Emir. Otur şuraya adam akıllı dinle." Emir ellerini saçında gezdirdi. "Nil nasıl sevgilisi oluyor bu kızın? Daha kaç yaşında o!" Aklıma gelen şeyle Emir'e bakarak kaşlarımı kaldırdım. "Benle aynı yaşta Emir. Madem sevgilimiz olamaz bu yaşta neden benim var o zaman?" Ellerimi göğsümde bağladım. Emir dediğim ile şaşkınca bana baktı. "Ama daha küçük." Ellerimi bu sefer belime koydum. Bu yaptıklarım gıcıklıktan ve tripten dolayıydı. "Bende küçüğüm o zaman Emir." Emir bıkkınlıkla nefes verdi. "İyi kızmadım. İstediğini yapsın. Yeter ki sen şu trip denen şeyi atma. Çünkü çok gıcık oluyorsun." Bu sefer ayağa kalkıp gözlerimi kıstım. "Gıcık oluyorum? Öyle mi? İyi o zaman bundan sonra senle hiç konuşmayacağım. Görsen bakalım Nil'in tripleri nasıl oluyormuş." Emir sinirle bana bakıp göz devirdi. Ben ise onu es geçerek odadan çıktım. Yeliz uzaktan kapıya bakıyordu. Çıktığımda Yeliz'e onay işareti yaptım. Yeliz ise mutluluk ile sevinmeye başladı. Arkamda ki kapı açıldığında Emir odadan çıktı. Ben ise ellerimi göğüs hizamda bağlayıp hızla ilerlemeye başladım. Emir ise arkamdan özür diliyordu. Azcık süründürsem bir şey olur muydu? Bence hiçbir şey olmazdı. Emir arkamdan hızla geliyordu. Ben adımlarımı merdivenlere çevirdim, o da benim gibi yapıp adımlarını merdivenlere yönlendirdi. Emir adımlarını daha da hızlandırdı ve önüme geçti. "Şuan trip attığın şey çok saçma değil mi?" Omuz silktim. "Seninde bana küçük demen çok saçma değil mi? Neyse bak saat 9 olmuş birazdan da "Yatağına git yat. Bebekler için uyku vakti." dersin." Emir gözlerini kapatıp sabır çekti ve gözlerini açıp bana dikti. "Bak Nil. Yeliz ve sen çok ayrı insanlarsınız. Ben onun abisiyim." Bekle ya benimde abim var. "Orda dur. Benimde abim var. Ya ilk öğrendiğinde "Ben seni kimseyle sevgili olarak görmek istemiyorum. Daha küçüksün." Deseydi?" Emir bu sefer iç çekti. "Nil iyi dedim hoş dedim istediğini yapsın dedim daha ne istiyorsun!" Bağırmasıyla kaşlarımı çattım. "Ne bağırıyorsun sen bana?" Emir elini alnına vurdu. "Hay benim ağzıma. Bak güzelim ben Yeliz olayını kapattığımızı düşünüyorum. Neden şuan bana trip atıyorsun? Ne bu trip? Yedi ayın tribi mi?" İşaretparmağımla onu gösterdim ve "Tam üstüne bastın." dedim. Emir bu sefer ofladı ve eliyle bir kapıyı gösterdi. "Git yat. Belli bugün yorulmuşsun acısını benden çıkartıyorsun. Oda burası. Benim odam." Hızlıca odaya doğru gittim. Emir'in adım sesleri merdivene doğru gittiğinde kapıyı kapatıp güldüm.

Çantamın yanına gidip çantamdan pijamalarımı çıkardım. Annemden kalan bir pijamaydı. Mutlu bir şekilde üstümü giyindim. Lavaboya girdim ve üstümü giyip çıktığımda odada Emir'in olduğunu gördüm. Kıyafetlerimi çantama attım ve yatağa yattım. Emir bana baktı uzun uzun. "Te Allah'ım ya." Sesini çıkardığında Emir'e doğru döndüm. Tabii o kıyafetlerini yerleştiriyordu. Büyük ihtimalle ben giyinirken o da giyinmişti. Emir bana dönmeden "Noldu gene?" dedi. Bu nerden biliyordu benim ona baktığımı? "Neden 'Te Allah'ım ya.' dedin Emir? Hayırdır daha sevgililik aşamasıydanken tribimi çekemedin mi?" Emir bi sefer bana döndü. "Nil iyice saçmalamaya başladın." Sinirle Emir'e baktım. "He yani eninde sonunda günün saçmalayanı ben mi oldum?" Emir sabır çekip yanıma oturdu. Kafasını geriye doğru atıp gözlerini tavana dikti. "Nil annemler senin dediklerini duymuş. 'Kızı daha ilk zamanlardan üzüyorsun Emir' dedi. Evli çiftler gibi trip atmasan diyorum." Emir pikeyi üstüne örttü. Ya bu farklı bir yerde yatmayacak mıydı? "Emir sen kendi yerine gitsene." Emir gözlerini tavandan çekip bana baktı. "Kendi yerimdeyim zaten Nil." Aynı yatakta birlikte mi yatacaktık? "Ya Emir aynı yatakta yatmam ben senle." Emir kafasını yana yatırdı. "Önceden yatıyordun ama. Ne değişti?" Ah Emir ah. "Ben sana o zamanlar tripli değildim Emir." Emir omuz silkti. "E şimdi de olma güzelim. Hadi bak yarın Uludağ'a gidicez. Yorma beni be güzelim. Hadi yat." Sinirle üstümü örttüm ve arkamı döndüm. Emir'in gülme sesi kulağıma gelince arkamı dönmeden elimle Emir'e vurdum. "Kes sesini. Hala tripliyim sana." Emir nefesini dışarıya verdi. "İyi ol kelebeğim. Ben illa geçiririm o tribi." Bu olmaz. Bu çocukla ömür yürümez. Her sinirle ona karşı konuştuğumda iltifat ediyor. Olmaz. "Sus Emir." Emir kıkırdadı. "Tamam sustum hayatım." Gözlerimi kapattım.

Yüzüme öpücükler kondurulurken uyandım. Güzel bir uyanma şekliydi ama ben Emir'e tripliydim. Gözlerimi açıp Emir tam öpeceği sırada geri çekildim. "Napıyorsun Emir sabah sabah ya?" Emir alnıma öpücük kondurdu ve ayağa kalktı. "Sevgilimi öpüyorum. Hem bunları yapman çok saçma çünkü sabah uyandığımda bana sarılıyordun." Tuhaf tuhaf Emir'e baktım. "Adı üstünde uyurken Emir." Emir bu sefer kapıya doğru gitti. "Bende seni uyurken öpüyordum Nil." dedi ve kapıyı açıp gitti. Arkasından göz devirip ayağa kalktım. Çantamı elime alıp gündelik kıyafet çıkardım. Hızlıca giyinip aşağı indim. İndiğimde Emir'in kucağında bir bebek gördüm. Yeliz yalvararak abisinden bebeği almaya çalışıyordu. Emir ise bebeği ondan uzaklaştırıyordu. Onların bu haline gülüp içeri girdim. Emir beni gördüğünde bebeği bana uzattı. Bende ellerimi uzatıp bebeği aldım. Koltukta oturan kadın bana bakıyordu. Bende kadına baktım. "Merhaba. Emir'in ablasıyım ben. Siz kimsiniz?" Anladım. "Bende Emir'in sevgilisiyim." Emir kaşlarını çattı. " 'Tripli sevgilisiyim' desen daha iyi olurdu ama neyse." Emir'e göz devirdim ve odağımı geri ablasına çevirdim. Emir sinirle elini sıkıyordu. Nolmuştu ki? Her neyse illa öğrenirdim. "Bebek sizin heralde." Ablası kafasıyla onayladı. "Adı ne?" Kafasını Emir'e çevirdi. "Emir istediği için Emre oldu adı." Kafamı Emir'e çevirdim. "Öyle oldu valla güzelim. Aslında ben fikir olsun diye söylemiştim." Yeliz sohbete dahil oldu. "Abi az salla az. Ablama ve enişteme yalvardın adı Emre olsun diye." Hepimiz aynı anda güldük. Kucağımdaki bebekte güldü ve bir anlığına herkes susup Emre'yi dinledi. Emre herkesin susmasına şaşırdı ve kaşlarını çattı. Bu sefer hepimiz onun yaptığı bu şeye güldük. Emir yanıma gelip Emre'yi kucağımdan aldı ve bana döndü. "Eğer bizimde olursa doya doya seversin güzelim. Hadi hazırlan Uludağ'a gidiyoruz." Ailesinin içinde söylediği şeyle Emir'e gözlerimi pörtleterek baktım. Ablası ve Yeliz gülmeye başladı. Ben ise söylediği şeyin şaşkınlığıyla öylece kaldım. Boğazımı temizledim. "E ben gideyim o zaman." Emir bu sefer benim bu halime güldü. "E git o zaman." Yanaklarıma hücum eden kan ile odadan çıktım. Arkamdan gelen gülme sesleriyle daha da utanarak yukarı çıktım. Odaya girip kapıyı kapattım. Aklımdaki düşünceler ile çantamı gülerek aldım. Emir'in de çantasını alıp aşağı indim. Emir elimden çantaları alıp kapıyı işaret etti. Herkes ile vedalaşıp evden çıktık. Emir bagaja çantaları koydu ve arabaya bindi. Bende bindim ve arabayı çalıştırıp Uludağ'a doğru yol aldık. Emir aniden "O göz devirmeyi unutmadım ve onu ödeyeceksin haberin olsun." Nasıl ödeyecekmişim? "Nasıl? Nasıl ödeyeceğim?" Emir kafasını bana çevirdi. "Her gözünü kaçırdığında sana inat öpeceğimi söylemiştim..."

~Bölüm Sonu

Nasıl? Emir,Nil ve Nil'in trip atma çalışmalarıyla bir bölüm.

Yazarken eğlendim umarım ki sizde okurken eğlenmişsinizdir.

Her neyse haydin Allah'a emanet olunnnn!!!

Bale (Kelebeklerin Arasında)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin