Sır Perdesi

13 3 4
                                    

    James akşamı sonunda kafayı yemeden getirebilmişti. Toparlanıp eve gitmek için hazırlandı. Eşi Mia'yı arayıp alınacak bir şey var mı diye sordu. Mia yarın misafirlerin geleceğini ve evde çok az miktar şeker ve yağın kaldığını,onları alması gerektiğini söyledi. Tamam deyip,arabaya atladığı gibi son sürat markete gidiyordu. Kendi kendine
- Arkandan atlı mı kovalıyor be James? diye söyleniyordu. O sıra telefonu çaldı arayan kızı Lily idi. Arabayı sağa çekip durdurdu ve telefonu açtı. Lily:

- Merhaba baba,ne yapıyorsun?
James:
- Merhaba kızım,eve geçiyordum. Sen ne yapıyorsun?
Lily:
- Şey bende okul çıkışı arkadaşıma gelmiştim,biraz daha oturacağızda 12 civarı beni alabilir misin diyecektim.
Dedi.
James:
- Tabi kızım,iyi eğlenceler. Diyerek telefonu kapattı.
Tekrar yola koyuldu. Markete gelmişti ve herkesin iş çıkışı olduğu için market tıklım tıklımdı. James yine homurdanıp söylenmeye başlamıştı.
- Sanki başka market kalmadı,herkes buraya gelmiş. Hepinizin evinde mi yiyecek kalmadı?
Diye söylenip dururken,o sıra kulağı karşıda ki topluluğun sözlerine ilişmişti. İçlerinden birisi

- Mahallaye dün biri geldi,bizim kullanılmayan postane binasının yanında ki boş arazide kalıyor. Çok garip birisi daha yüzünü gören olmadı.

James duydukları karşısında hem şok oldu hemde mutlu. Çünkü aradığı o gölge üst mahallelerindeydi ve onu sanırım bulmuştu. Marketten alacaklarını alıp doğru eve geçti. Anahtarı olmasına rağmen eşini sinirlendirmek için zile bastı,Mia'nın söylenmesi çok hoşuna giderdi. Asansöre binip 5.kata çıktı.Kapıda Mia göz devirerek bakıyordu. James alaycı tavrıyla elinde anahtarı sallayarak:

- Tüh yaaa,anahtarım buradaymış nasıl da görememişim. Dedi. Bir yandan da sırıtıyordu.
Mia:
- Toh yoooo! Anahtarı buradaymışmışmış tabi efendim öyledir. Deli ediyorsunn beni James. Diye söylenmeye başladı.
James içeri girip Mia'ya sarıldı.
- ahahah bayılıyorum şu tatlı sinirlenmene ne yapayım? Dedi.
Mia onun bu tatlı sözlerine karşılık yumuşamıştı,elinde ki poşetleri alıp:

- Hadi elini yıka,üstünü giyin gel. En sevdiğin yemeği yaptım keyfin yerine gelir. Dedi
James:

- oooo hemen geliyorum o zaman hanımefendii,dedi.

Mia ve James birbirlerini çok severek evlenmişlerdi ve ne kadar yıl geçerse geçsin birbirlerini ilk günki heyecanla severlerdi. O nedenle Lily'de çok şanslıydı,kendisi böyle sevgi dolu bir ailede büyümüştü.

James elini yıkadı,üstünü giyip geldi. Mia'da sofrayı hazırlamıştı. En sevdiği yemek olan mantarlı kremalı makarna ve et sote vardı. James:
- oo yinee döktürmüşüz. Deyip Mia'ya göz kırptı. Mia:

- Afiyet olsun beyefendi. Deyip James'a gülümsedikten sonra yemeye başladılar.
Mia:
- Lily sana haber verecekti,aradı mı?
Diye sordu
James:
- Evet evet,eve gelirken aradı haberim var. Dedi
Mia:
- Tamam o halde,ee senin günün nasıl geçti çakma sharlock bulabildin mi bir şey? Deyip gülmeye başladı.

James:
- Ney ney çakma sharlock mu ayıp ediyorsun ama hee. Dedi

Mia:
- Şaka yapıyorum ya hemen de alınıyorsun. Söyle hadi söyle bulabildin mi bir şey? Dedi

James:
- Sana alınmam ben onu da nereden çıkarttın?
Dedi ve gülümsedi sonra devam etti.
- Ah hiç bir iz bulamamıştık daha sonra malzemeleri almak için markete uğradığımda orada konuşurlarken duydum üst mahallede ki postanenin yanında ki arsada duruyormuş. Dedi.
Mia:
- Ben olmasam yine öğrenemeyecekmişsin,iyi ki varım yaa. Deyip güldü sonra devam etti.
- Ee kimmiş? Neyin nesiymiş? Dedi.

James:
- Daha bilmiyorum,gidip bakacağım Lily'i eve bıraktıktan sonra. Dedi

Mia:
- Peki sen bilirsin,hadi yemeğin soğuyacak. Konuşuyorum diye yiyemiyorsun. Dedi

James kafasını sallayıp yemeğe devam etti,bi yandan da hâlâ kafasını kurcalayan şeyler vardı.
Yemeklerini yediler,James Mia'ya ellerine sağlık deyip sofrayı kaldırmasında yardım etti.

Mia:
- Afiyet olsun hayatım.

Deyip yardımı içinde kendisine teşekkür etti. Daha sonra daha vakit var diye birer kahve yapıp beraber salona geçtiler. Kahvelerini içerken Mia gün içerisinde neler yaptığını anlattı. O anlatırken James hayran hayran onu dinliyor,ona bakarken adeta gözleri parlıyordu. Mia onun bu bakışlarına hayran kalıyordu bazen:
- Yaa tamam utanıyorum bakma şöyle.
Deyip gülerek konuyu anlatmaya devam ediyordu. Koyu sohbetleri vardı ama vakit epey geç oluyordu ve Lily'i alma vakti gelmişti. Tabi sohbetten saatin farkına varmayan Evans ikilisi Lily'nin kendilerini aramaları ile son buldu. James hemen hazırlanıp yola çıktı. Mia kendisine dikkat etmesi gerektiğini söyledi. James tamam diyerek yola koyuldu. Lily'in olduğu yer yarım saatlik bir mesafedeydi ve arabada yapılacak en güzel aktivite olan son ses müzik açıp eğlenmekti tabi ama kendisi bir polis memuruydu sokak magandası değildi. Bu nedenle tam anlamıyla son ses olmasa da sesi biraz açıp müzik dinlemeye başladı.

YARIM SAAT SONRA..

James gelmişti,Lily aradı ve aşağı inmesini söyledi. Lily tamam diyerek hazırlandı ve aşağıya indi. Arabaya biner binmez babasına sarılıp öptü. James:

- Günün nasıp geçti güzel kızım? Diye sordu.
Lily:
- Çok güzeldi babacım,teşekkür ederim. Senin nasıldı? Bir şeyler bulabildin mi? Diye sordu.

James:
- Onu eve geçince detaylıca anlatırım kızım. Dedi ve yola koyuldular.
Lily' de babası gibi müzik dinlemeye bayılıyordu ve eve gidene kadar sevdiģi müzikleri açtı babası ise ona eşlik etti. Sabah okula giderken ona eşlik etmemişti bu nedenle biraz üzülmüştü,şimdi babası eşlik ettiği için daha da mutluydu.
Sonunda eve geldiler,James Lily'e:
- Sen eve geç,benim ufak bir işim var. Annenin haberi var zaten. Dedi.
Lily tamam diyerek eve geçti,apartmanın kapısından girip ışık sönene kadar bekledi. Daha sonra yukarı mahalleye doğru gitmeye başladı. Postanenin yanına gelmişti,ve bir tane sokak lambası bulunuyordu. Bu nedenle çevresi çok fazla aydınlık değildi. Hemen yanındaki arsaya arabayı çekti,arabadan inmeden cama doğru bakıyordu ama içeride ışık yanmıyordu. Uyumuş olabileceğini düşündü ve daha sonra beklemeye başladı. Arabayı durdurdu,farlarını kapatıp beklerken içeriden bi anda ışık yandı ve perde hareket etmeye başladı. Hafiften perde aralandı ve tek göz görünüyordu ve birde uzunca bir saç. James perdenin biraz daha aralanmasını umut ediyordu,fakat perde geri kapandı ve ışık söndü. James tam geri dönüp gidecekken bi anda evin kapısı açıldı ve uzun saçları önünde yüzü yaradan görünmeyen elinde bir şey olan biri çıktı. James hâlâ yüzünü seçemiyordu,aniden görünce de korkmuştu ve arabadan inemiyordu. O gölge atkısıyla yüzünü iyice kapatıp arabaya yaklaştı ve kapıyı açtı. James korkudan donakaldı ve hiç bir şey yapamıyordu. Kapıyı açtıktan sonra James'in yanındaki koltuğa elinde ki notu bıraktı ve geri kapıyı kapatıp sakin ve yavaş adımlarla eve doğru gitti. James titriyordu,çünkü kendisine zarar vereceğini sanmıştı fakat bunu yapabilecekken o hiç bir şey yapmayıp sadece bir not bırakıp geri gitmişti. James notu bırakırken ellerine bakmak istedi fakat eldiven olduğundan yine görememişti,notu aldı. Orada açmak istemedi ve tüm hızıyla eve geldi. Mia kapıyı açtı,James nefes nefeseydi. Mia'ya
- Lily uyudu mu?
Diye sordu.
Mia:
- Evet uyudu,sana ne oldu kötü bir şey yok demi? Dedi
James olanları anlattı ve elinde ki o notu gösterdi. Notu hâlâ açmamıştı Mia James'in yanına geçti ve beraber notu açtılar. Notta yazılanlar Mia ve James'i daha da çok germişti...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlık Beden Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin