Taehyung ailesine karşı çıkmayı fazlasıyla severdi.
Babası valiydi, annesi ise Kore'nin en ünlü giyim markasının sahibiydi. Babasından daha zengin, daha ün sahibi. Hatta çoğu insan Bay Kim'in vali olabilmesinin sebebi karısının tanıdıkları olduğuna inanırdı. İkisi de statü sahibi insanlardı ve öyle davet edildikleri her yere gitmezlerdi. Bunu sürekli Taehyung'a da tembihlerlerdi. Düzgün, statüsüne uygun ortamlarda takılmasını söylerlerdi.
Bu yüzden Taehyung şu an saçma sapan bir üniversite partisindeydi.
Kafası güzeldi, partiye gelmeden önce biraz uyuşturucu almıştı ama kendini kaybedecek kadar değil.
Partide herkes uyuşturucu alıyor olsa da o, bunu yapamazdı. Herkesin içinde alkol komasına girebilir, sevişebilir ve diğer her şeyi yapabilirdi ama böyle bir suç işleyemezdi.
Trafik kazaları ve kavgadan dolayı hapse atılmaktan kurtarabilirdi ailesi onu, ama uyuşturucuya kesinlikle toleransları yoktu.
Taehyung içkisini kenara koydu ve koltuktan kalktı. Bir an dengesini sağlamak için koltuğun koluna tutunsa da sonrasında rahatça yürüyebilmişti.
"Nereye?" Koltukta oturan arkadaşlarından biri sorduğunda yüzünü buruşturdu Taehyung.
"İşemeye."
Arkadaşının gülmesine karşı gözlerini devirdi. Tuvaletin yolunu alırken asıl amacı bir şerit daha çekmekti çünkü çevresindeki aptallara ayık kafayla katlanamıyordu. Zihni, sıkıcı konuşmalardan, gereksiz gülüşlerden ve anlamsız sohbetlerden uzaklaşmak istiyordu.
Ancak üst kata çıkacağı sırada dış kapının açık olduğunu ve ev sahibinin dışardaki biriyle sohbet ettiğini fark etti. Daha sonra bu birinin Jungkook olduğunu gördü.
Sırıtarak kapıya doğru ilerledi. Ev sahibinin omzuna çenesini yasladı ve gülerek Jungkook'a baktı.
"Partiye alınmak için ev sahibine mi yalvarıyorsun yoksa?"
Jungkook ters bir şekilde Taehyung'a baktı. Bu çocuk her yerde karşısına çıkmak zorunda mıydı?
"İş yapıyorum. Ezik partiniz umrumda değil."
"Yaa. Hani kampüstekilere satmı-"
"Öyle bir şey değil." Jungkook sertçe Taehyung'un sözünü böldü. Buraya uyuşturucu satmaya gelmemişti, yanlış anlaşılıp kampüste böyle bir bilginin yayılmasını istemezdi.
"Başka bir şey mi satıyorsun?"
"Seni ilgilendirmiyor."
"Yerinde olsam benimle böyle konuşmazdım."
"İşimiz bittiyse ben içeri giriyorum Jungkook." ev sahibi ikilinin konuşmalarından sıkılmış bir şekilde söylendi. Jungkook onu başıyla onayladığında kendini Taehyung'un kolundan kurtardı ve kendi partisine döndü.
"Şu mevzuyu konuşalım mı biz de?" Jungkook konuşmak içinev sahibinin yeterince uzaklaşmasını bekledi.
"Hangi mevzu?"
"Sana tedarikçimden mal getirecektim ya-"
"Ah o mevzu." Taehyung etrafına baktı ve Jungkook'u göğsünden iterek evin dışına sürükledi. Arkasından kapıyı kapattığında ikisi karanlık bahçede baş başa kalmışlardı. Yüksek müziğin sesi dışarıya kadar geliyordu.
"Bak." Arka cebinden küçük bir torba çıkardı. Jungkook karanlığa rağmen içinde parlayan küçük beyaz tozları görebilmişti.
"Ben istediğim zaman istediğimi bulabiliyorum. Kafayı çekmek için sana ihtiyacım yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
all due respect
Hayran Kurgu"Ve ben büyüklüğe ilham verirken sen yüzüstü düşeceksin."