Günlerden pazardı, saat gece yarısına geliyordu ve Taehyung yürüyerek eve gidiyordu. Yürüyordu çünkü arabasını nereye park ettiğini bulamamıştı.
Bulamamıştı çünkü arabasını Jungkook çektirmişti.
Taehyung'un eve yürüyerek gitmesi gerekiyordu. Jungkook planını başka türlü uygulayamazdı ve bu Taehyung'un bir saat boyunca sinir krizleri geçirerek arabasını aramasına sebep olsa da en sonda pest etmiş ve Jungkook'un istediği gibi küfür ede ede evine yürümeye başlamıştı.
Mingyu'nun evinden kendi evine çok uzun bir mesafe yoktu ancak hem kafası güzel olduğu için hem de hava soğuk olduğu için bir saat boyunca otoparkta deli gibi gezmesinin üstüne oldukça sinirliydi. Yoluna biri çıkarsa onu çekilmesi için parçalayabilecek kadar sinirliydi.
Kollarını birbirine doladı ve bedenini saran soğuk bir esintiyle sokağa adımını attı. Villanın olduğu sokağa yaklaştıkça adımları hızlandı. Bir an önce eve gidip duş almak istiyordu, ancak önüne aniden çıkan iri, dövmeli ve kirli sakallı adamı görmek onu durdurmuştu.
Adamın suratına baktı, adam da aynı şekilde kendisine bakıyordu. Taehyung kaşlarını çattı, adamı baştan aşağı süzdü ve yüz ifadesinden ne istediğini çıkarmaya çalıştı, ama adam tamamen tepkisizdi. Bu yüzden yanından geçip gitmeye karar verdi.
Ancak adam arkasından hızla gelip önünü ikinci kez kestiğinde henüz birkaç adım atabilmişti. "Bir şey mi istiyorsun?" dedi kaşları çatılıyken. Sesi oldukça sert çıkmıştı, ama bu adam kendisinin iki katı olduğu halde umrunda değildi.
Adam Taehyung'a doğru bir adım attı. Aralarındaki boy farkından dolayı Taehyung yukarıya bakmak zorunda kalıyordu ve yüzünde korktuğuna dair tek bir işaret bile yoktu.
Ama gece uzundu ve Taehyung başına geleceklerden habersizdi.
Adamın kendisine iyi niyetle yaklaşmadığının farkında olan Taehyung ise sadece sinir olmuştu. Sadece eve gidemez miydi?
"Bu saatte tek başına yürümek tehlikeli değil mi sence de?"
Taehyung sinirle güldü ve adamla olan göz temasını bozdu. Birkaç saniye yere baktıktan sonra bakışları tekrar iri adama tırmanmıştı.
"Pek değil."
"Yani güvende olduğunu mu düşünüyorsun?"
Taehyung, adamın elinde tuttuğu çakıyı fark edince kaşlarını çattı. Üç kuruş para için bıçak mı çekiyordu gerçekten?
"Para mı istiyorsun?" dedi gülerek. Sesindeki küçümser ton adamı kesinlikle sinirlendirmişti. "Koca adamsın ve gece yarısı zengin mahallelerinde gezip bıçak çekerek para mı koparmaya çalışıyorsun?"
"Bana verebileceğin tek şey para mı?" Adam Taehyung'a doğru bir adım daha atıp elini kalçasına yerleştirdi "Ya da daha doğrusu senden alabileceğim tek şey para mı?"
Taehyung, kalçasındaki eli hissedince gözlerini sinirle aralamış, adamı itmek için kolunu kaldırdığı sırada ise bileğinde sert tutuşu hissetmişti.
Adam Taehyung'un bileğini sertçe döndürdüğünde Taehyung acı dolu bir ses çıkardı. Adam bir yandan kalçasını tutmaya devam ederken bileğini bükmeue devam ediyordu ancak Taehyung o kadar kolay biri değildi.
Adamın kasıklarına sert bir tekme attığında iki tutuşundan da kurtulmuştu. Bu hareketi beklemeyen adam ise geriye birkaç adım atmış, Taehyung'a sert bakışlarını göndermişti.
Şimdi neden Jungkook'un bu çocuktan baş belası olarak bahsettiğini anlıyordu.
Diğer yandan birkaç metre uzaklarında olan Jungkook olanları dehşetle izliyordu. Sadece Taehyung'u korkutmasını istemişti, taciz etmesini değil.