Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
'Keşke herkesin ömrü vicdanı kadar olsa.'
Küçük Prens
"Ne diyorsunuz Allah aşkına siz," Diyerek oturduğu yerden kalktı Balkız. "Bana rızam olup olmadığını sormadan hiçbir şey yapamazsınız! İstemiyorum böyle bir şeyi! Gelmiyorumda sizinle, siktir olup gidin geldiğiniz gibi!"
Balkız'ın babası elindeki bardağı masaya bırakarak kaşları çatık bir biçimde ayağa kalktı. Balkız'ın at kuyruğu biçimden toplanmış saçlarını avucunun içine doladı ve geriye doğru çekti. Balkız'ın sesi çıkmadı, güçsüz görünmek istemiyordu çünkü. Yeteri kadar güçsüz göründüğü, her ne derlerse yaptığı yeterdi! Bir kez kızım bile dememiş adamın babalığına ihtiyacı yoktu.
Hele de dünden sonra hiç yoktu.
"Kız kısmına ne yapacağı ne zamadır sorulur olmuş, çalışacağım dedin tamam dedik. Anana dedim ama ben, verelim isteyene başımıza bela olmasın dedim. Yüzümüzü yere eğmeden, everelim kurtulalım dedim!" Dediğinde Balkız'ın çekilen saçından çok ciğeri acıdı. Bela? Başlarına bela? Kurtulmak? Kendi kanından, kendi canından olan birisinin yüzüne yüzüne ondan kurtulmaktan söz ediyordu. Üstelik ilk defa de değildi bu.
Dün/18:50
Balkız, açlıktan dolayı ne yiyeceğini düşünürken yorgunluktan dolayı da esneye esneye dairesinin olduğu apartmana girdiğinde büyük giriş kapısının önünde kapı önünü silen kadına baktı. "Kolay gelsin." Diye şakıyarak merdivenlere yönelmek üzereyken koluna dokunan parmaklar yüzünden çıkamadı. "Bir şey mi oldu?"
Kadın sessizce, "Ablerin geldi," Dediğinde Balkız'ın bakışları yukarı katlara doğru kaydı. Bütün apartman Balkız'ın yaşadığı o gürültülü ve kavgayla geçen günlerden sonra abilerinin ne ayak olduğunu öğrenmişti. Ve Balkız'a destek olmak maksadıyla önceden haber verirlerdi geldiklerini. Çünkü abileri hep habersiz gelirdi, bir açık yakalamak için. "Aramıştım seni ama ulaşamadım. Mesaj attım görmedin. Haberin olsun."
Balkız telaşla bir adım attığı merdiveni yeniden inerek çantasından ufak bir ayna çıkartıp dudağındaki ruju sildi. Hatta gözündeki makyajıda. Üzerine baktı, neyse ki sabah kombin yapmakla uğraşmak istemediği için beyaz bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti.
"Haber verdiğin için teşekkür ederim abla şarjım bitti, çıkmama yarım saat var diye de takmamıştım şarjada." Diyerek sakin ve sanki telaş yapacak bir durum yokmuş gibi merdivenli çıkarak evin inunde bekleyen abilerine baktı.