Changbin sabah uyandığında jeongin kollarında uyuyordu.
Bu görüntüyü seviyordu changbin,jeongini kolları arasında görmeyi seviyordu
Düzenli nefes alışverişleri boynunu gıdıklarken yavaşça yanından kalktı.Cumartesi olduğu için uyandırmak istemiyordu küçüğü
Jeongin giden sıcaklıkla mızmızlanıp gözlerini araladı "hyung.."
"Uyumaya devam et jeongin"
"İşe mi gidiyorsun?"
"Evet"
Jeongin yatakta gerinip doğruldu, Changbinin haraketlerini uykulu bir edayla izliyordu
"Benide hyunjinlere bırakır mısın?"
Changbin baş sallayıp ceketini giydi,ne kadar istemesede küçüğünü kıramıyordu.
Jeongin burada bıraktığı üstlerinden giyip changbinin odasından çıktı "hyung ben hazırım!"
"İn aşağıya geliyorum"
Jeongin apartmandan çıkıp hemen önünde duran arabanın kaputuna yaslandı,Changbin çok bekletmeden geldiğinde sağ koltuğuna yerleşti
"Hyunjinle olucaz gibi hyung"
"Sevindim" içinde yaşadığı fırtınayı kimse bilemezdi.
"Ay benimle bir şey konuşucakmiş bugün ondan çağırdı.Heyecan yaptım çıkma teklifi ederse ayy"
Jeongin yol boyunca susmayıp hayaller kurarken changbin sadece dinlemişti.Sonunda bir apartmanın önünde durduklarında jeongin "görüşürüz hyung"
"Kaçta aliyim seni?"
"Ben seni ararım"
Arabadan inip apartmana ilerledi,açık kapıdan girip alışık olduğu kata çıkmaya başladı
Heyecandan titreyen ellerini durdurmaya çalışırken zile bastı,iki dakika sonra hyunjin kapıyı açtığında yüzü gülüyordü
"Hoş geldin jeongin geç"
"Hos buldum"
Salona geçtiğinde yeşil koltuğa oturdu hyunjin karşısına oturduğunda etrafa sessizlik çöktü
Bu sessizlik uzun sürdüğünde jeongin kuru dudaklarını ıslattı "hyunjin bir şey mi oldu? Sabah sabah beni çağırdın"
"Seninle bir şey konusucam ama nasıl giricem bilmiyorum"
"Başla bir yerden"
Jeongin heyecanla çıkma teklifini beklerken duyduğu cümleyle gulen yüzü söndü
"Felixi tanıyor musun? Ondan hoşlanıyorum galiba yakın arkadaşsınız bizi ayarlar misin?"
Jeongin bir süre sustu ardından sakince başını salladı "tabi olur ayarlarım" salona sessizlik yine çöktü
Jeongin elleriyle oynarken gözlerinin dolucağını hisetti "ben gitsen iyi olur"
Ayağa kalkıp hyunjinin ne dediğini umursamadan kapıya ilerledi.Evden ve apartmandan çıktığı gibi göz yaşlarını saldığında telefonunu çıkardı
"Hyung beni alır mısın? İşim bitti"
"Bebeğim ağlıyor musun sen? Bekle birini gönderiyorum"
Hıçkırıklarla ağlarken 10 dakika sonra önünde bir araba durdu,beklemeden arka koltuğa oturdu
Yolda ağlaması durmamış dahada şiddetlenmişti.Şirkete geldiklerinde arabadan inip koşarak içeri girdi burda kimse onu tanımıyordu
Bu yüzden güvenlik peşinden geliyordu.
Asansöre binip en üst kata bastı,bir yandan ağlarken diğer yandan kendine kızıyordu
Asansör en üst katta durduğunda koca koridorda ilerledi.Sondaki kapıya geldiğinde çalmadan içeri girdi
"Jeongin"
"Hyu-hık-hyung"
Changbin bebeğini kolları arasına alıp saçlarını okşarken odadakilerden özür diliyordu
"Toplantı-da mıydın? Özür dilerim"
"Sorun değil bitmişti öylesine konuşuyorduk"
Adamlar odadan çıkarken changbin deri koltuğuna oturdu jeongin bacağında otururken sırtını okşuyordu
"Noldu miniğim?"
"Arkadaşımı seviyormuş benden onları ayarlamami istedi"
Bununla birlikte durmuş yaşları tekrar gün yüzüne çıktı.Küçük bir çocuk gibi changbine sığınıp ağlarken changbinin kulağına fısıldadığı cümleleri dinliyordu
Nefes alamayacak hale geldiğinde sadece hıçkırıyordu "ben— onları nasıl ayarli—cam"
Nefes almak gittikçe zorlaşıyordu "miniğim ağlama artık,biliyorum onu çok seviyorsun ama yapabilceğimiz bir şey yok.Lütfen artık ağlama kıpkırmızı oldun endişeleniyorum"
Jeongin göz yaşlarını silip kollarını changbine doladı.
"Hyung kendimi kötü hissediyorum"
"Benim güzel yıldızım"
Jeongin titrek bir nefes çekti içine, changbinin yanında kendini iyi hissediyordu.
Sevgiyi hissediyordu.
★
Selamlarr
Kendimi iğrenç hissediyorum yaw
ŞİMDİ OKUDUĞUN
belki başka bir evrende//jeongbin
Random"onu nasıl sevdiğini anlatırken canım nasıl yanıyor biliyor musun jeongin?" "üzgünüm changbin seni fark edemedim"