Eğlence başlasın

25 5 6
                                    

"Nasıl unutabilirim ki?"

Ilk öpücüğümü nasıl unutabilirim ki?
Saatlerce bankta oturup konuşmuştuk, geç olmaya başlayınca beni eve bırakmayı teklif etmiş eve böyle gidersem annemin canımı okuyacağını söylediğimde ise beni kendi evine davet etmişti. içimden fırsatçı diye geçirsem de kabul etmiştim, çünkü o Jongdae ye gidemezdim. 
Annemi arayıp zar zor izin almış Jongdae de kalacağımı söylemiştim. Yalan! daha tanışalı 2 saat olan birinin evinde kalacaktım.
Evleri iki katlıydı, annesi de babası da doktordu ve kısa bir süre önce ayrılmışlardı. o üç zorba ise sırf bunun için onunla dalga geçiyorlardı...
Annesi nöbette olduğu için eve girmiş, birbir yaramıza pansuman yaptıktan sonra yemek yemiştik.
Duş alabileceğimi söylediğinde rahat edemeyeceğim için almamıştım. Yeni tanıştığım birinin evinde duş almak, garip gelmişti. üzerimi değiştirmem için bana kıyafet verebileceğini söylediğinde odasına çıktık. Kapıdan girer girmez büyülenmiş bir şekilde odasına bakakalmıştım.
Odasının çoğunda kahverengi ve beyaz tonları hakimdi. tabii ki beni cezbeden odasındaki renkler değil duvarındaki Why Don't We posterleriydi.
içeriye girer girmez kendimi posterlerin önünde buldum.

"Nasıl yani Why Don't We mi dinliyorsun?"

Gururlu bir şekilde bana dönerek

"Evet."

Demişti. Posterler dışında çalışma masası, dolabı ve küçük bir kitaplığı vardı.
Çalışma masasının üzeri topluydu, birkac kitap dışında üzerinde bir vazo, vazonun içinde ise iki tane kurumuş beyaz gül vardı. yan tarafta ise bir gitar. Anlaşılan müziğe ilgi duyuyordu.
Bana verdiği gecelikleri giydikten sonra sabaha kadar yatağının üzerinde oturmuş saatlerce konuşmuştuk. Sabah alarmımın çalmasına birkaç saat varken uyuya kalmıştım.
Uyandığımda ben onun yatağında uyuyor o ise çalışma masasının sandalyesinde uyuyordu.
Beraber kahvaltı yapmış ardından okula gitmiştik, gerisi çorap söküğü gibi gelmişti zaten.
Benim arkadaş grubum Jongdae xiumin, sehun ve yixing onun arkadaş grubu Junmyeon,  chanyeol, kyungsoo ile oldukça güzel ve büyük bir arkadaş grubu olmuştuk. Hatta artık birbirimizin ailesi olduk bile denilebilir...
Jongin in yüzünde oluşan gülümseme ile aklımdaki düşünceler uçup gitti. çok güzel gülümsüyordu.

"Niye gülüyorsun?"

"Hiç"

Kaşını da temizlemiş ardından elimdeki pislenmiş pamuğu atmak için ayağa kalktığım sırada konuştum

"Bitti."

"Sağ ol gülüm."

"Sen sağ ol gülcüğüm."

Elimdekileri çöpe atmış gözüme ilişen sehun un yanına gittim.

"iyi misin?"

"Değilim, Benim yaralarımı öpen birisi yok geçmiyor acısı."

"Ya ben sana kıyamam hemen öpeyim."

Bacakları açık bir şekilde sandalyede oturuyordu, iki ekimle dizlerinden tutmuş bacaklarını bir birine yaklaştırmıştım. Hemen ardından dizlerinin üzerine oturarak elimi yanlarına koydum. Yüzüne yaklaşıp kaşındaki yaraya küçük bir öpücük bıraktım ve tabii ki geri çekilmedim.  Yanağındaki bir elimi çenesine götürüp başını yan tarafa doğru çevirerek yanaklarına sulu sulu bir sürü öpücük bıraktım.
Telefonum çaldığında mecburen oturduğum yerden kalkmış hemen ardından odadan çıkarak bilmediğim bir numaradan gelen aramayı açtım.

"Buyrun."

"Iyi günler, Bay Byun  ile mı görüşüyorum."

"Evet."

Last SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin