atlantis

16 4 0
                                    

Sabah yataktaki kıpırdanma ile hemen uyandım.

"Yine uyandırdım seni."

"Ne güzel işte uyanır uyanmaz seni gördüm. Günüm güzel geçecek."

Tam gülümsemişken gözleri bir anda endişe ile doldu.

"Sen niye ağladın? Gözlerin şişmiş."

Beyninde tümör olduğunu ve ameliyat olmayacağını öğrendim ağlamayıp ta napayayım. Demedim tabii ki.

"Sen uyurken film izledik birazcık duygusaldı da ondan. "

"Sen bu ara çok mu duygusal oldun ne?"

"Hiç de bile, duygusallık kim ben kim."

"Bunu söylerken bile gözlerin doldu Baek."

"Şşşt hadi aşağı inip kahvaltı yapalım."

"Tamam geliyorum."

O yataktan kalkana kadar ben kalkıp hızla mutfağa ilerledim. Hepsi mutlaktaydı, onlarında hali benimkinden farksızdı.

"Jongin'e akşam duygusal bir film izlediğimizi söyledim. Bir şey derse siz de öyle deyin."

Hepsi başını sallamış kimse tek kelime bike etmemişti. Birkaç dakika sonra Jongin de mutfağa gelmişti. Hepimiz oturmuş kahvaltı yapmıştık. Kahvaltıdan sonra ne yaptık hiç hatırlamıyorum. Ben sadece Jongin'i izledim, sürekli Jongin'i izledim. 
Bir ara Yixing'in ormanda dedikleri geldi aklıma.  Haklıydı yine her zaman ki gibi haklıydı. Derin bir nefes alıp ayağa kalktım.

"Bütün gün oturucak mıyız ya? Hadi bir şeyler yapalım."

Junmyeon ve Yixing oyun salonuna gideceklerini söyleyip çıktılar.

"Meydana gidelim."

Chan'ın öne attığı fakirle herkes onay vermişti.
Odalara çekilip üzerimizi giyinmeye başladık.
Jongin siyah bir tişört gitmiş altına da siyah bir pantalaon giyip tişörtünü pantalonunun içine koymuştu. pantolonundan sallanan üç tane zincire ek olarak bileğinde de zincirli bir biletlik takmıştı.
Ben ise xiumin den çarptığım bir siyah kot şortu giymiş üzerine ise yine siyah bir crop gitmiştim. Jongdae nin yoğun isteği üzerin belime bel zinciri takmıştım.
Güneş gözlemlerimizi de taktıktan sonra Jongin gitarını da aldığında salona indik.
Biz indiğimizde herkes hazırdı.
Biz meydandaki her zaman şarkı söylediğimiz yere giderken geri kalanlar ise yakındaki bir kafeye gitti.
Kaldırıma yan yana oturmuş şarkılar söylemeye başlamıştık. Jongin hem gitar çalıyor hem de şarkı söylüyordu. Ben ise onu izleyerek şarkı söylüyordum.
Şimdi söylemeye başladığımız şarkıyı ben seçmiştim.

"Bazı geceler uyuyamıyorum bile
Endişe ile göğsün sıkışıyor.
Ayın gökyüzünden ayrıldığını görmek için uyuyamıyorum
Bazı günler kendimde bike değilim
Aynı eski güvensizlikler.
Bana icim de bir şeylerin yanlış gittiğini söylüyorlar
Orda olmuştum, yolun hemen aşağısında.
Bana ihtiyacın olduğunda, hemen yanında olacağım.
Her şey düzelecek
Herkesin kötü bir güne ihtiyacı vardır.
Hatırlasana dediklerini
"Tek başına değilsin, sadece telefonu aç ve yalniz hissettiğinde ara beni."
Hatırlasana dediklerini
"Tek başına değilsin, sadece telefonumu aç."
Tek başına değilsin
Tek başına değilsin
Tek başına değilsin..."¹

Şarki bittiğinde dinleyenler alkışlarken Jongin bana bakmış sanki bir şeyleri anlamış gibiydi. Ardından tekrar gitar çalmaya başladığında hangi şarkı olduğunu bulup söylemeye başladım.


"Buraya zor yoldan geldik, takas ettiğimiz tüm kelimeler.
vaziyetin kötüye gittiğine şüphen var mı?
çünkü kalbimde ve kafamda
söylediklerimi asla geri alamayacağım
o kadara yüksekte ki düştüğünü hissediyorum
Dedi ki, kalbimde ve kafamda
Bunun neden sona ermesi gerektiğini söyle bana
Bizi kurtaramam Atlantisim düşeriz
Bu şehri dayanıksız toprağa inşa ettik.
Bizi kurtaramam Atlantisim
şehri yıkmak için inşa ettik."²

Şarki söylemek sanırım ilk defa canımı acıttı.
Bir süre ikimiz de sessiz kaldığımızda insanlar yavaş yavaş dağılmaya başladı.
Tekrar gitar çalmaya başladığında birden durdu, yüzünü buruşturmuştu endir ile ona baktım.

"Noldu? neyin var?"

"Bir şeyim yok!"

"Jongin yanında olmama izin ver senin acın sadece senin canını yakmıyor en az senin canının yandığı kader benim de canım yanıyor. Ama biz birlikte bütün bunların üstesinden gelebiliriz."

"Neyin üstesinden geleceğiz Baekhyun!
Ne saçmalıyorsun!"

Bağıra çağıra konuşmuş daha bir şey dememe izin vermeden kalkıp girmişti eve doğru gidiyordu.
Gözlerim dolsa da ağlamadım onun için güçlü durmak zorundaydım.
gitarını kabına koymuş yanıma almıştım peşinden eve gidecektim ama kapıyı açmazsa diye Chan dan anahtarı almak için onların yanına yöneldim.
Kafeye geldiğimde hala orda oturuyorlardı.

"Chan anahtarını versene bana."

"Neden bir sey mi oldu."

"Jongin eve gitti peşinden gideceğim ama kapıyı açmazsa içeri girmek için anahrar gerek."

Ben bunları derken o anahtarını çıkartıp bana uzatmıştı.

"Bir şey olursa bize haber ver."

"Tamam teşekkürler."

Anahtarı cebime yerleştirip yürümeye başladım bir süre sonra evinin önüne geldiğimde kapıyı çalmadan cebimdeki anahtar ile açtım.
salonda oturduğunu görünce tam karşısındaki koltuğa oturdum.
sırtını koltuğa yaslamış başını ise ger atarak gözlerini kapatmıştı. Kolları bedeni ile parelel bir şekilde koltuğun üzerindeydi. Avuç içleri yukarı bakıyordu. Hatırladım bir ara sol kolunun uyuştuğunu söylemişti o zaman da kolu böyle duruyordu.
Acı çekiyordu ve bu benim de canımı acıtıyordu.
Yerde kırık bir bardak vardı. Tutamamış olsa gerek elinden düşüp kırıldığını tahmin edebiliyordum.

Başını kaldırarak bana baktı, bağırdığı için üzgün görünüyordu. Ben de üzgün görünüyordum ama bağırdığı için üzgün değilim. Acılarını benimle paylaşmadığı için üzgündüm.
sesi kısık çıksa sa duyabileceğim bir şekilde şarkı söylemeye başladı.

"Sevgilim, sana cehennemi yaşarıyorum.
kendimi kurtarmak için seni uzaklastiriyorum
gerçek şu ki biraz bunaldim
Daha iyi biri gibi olmaya çalışıyorum
Bu yüzden sırf sevildiğimi hissetmek için kavga çıkarıyorum.
Her şeyi berbat ettiğim de suçumun sorumluluklarından kaçıyorum.
Yaptıklarımdan sonra sözlerim sadece boşa çaba.
Bu canımı yakıyor, canını yakıyor.
Her parçam ikiye bölündü.
Devam et ve ayrıl benden.
Annene benim de onu özlediğimi söyle
çünkü bu beni incitiyor, seni incitiyor.
SENİ İNCİTİYORUM
SENİ ÜZÜYORUM
CANINI YAKIYORUM
Sen de derdinden incitmeyecek misin?
Tek kelime etmeden habersiz gitmeyecek misin?
çünkü senin aşkını bilmeyi hak etmiyorum.
Ve bizi kaybetme düşüncesi beni parçalara ayırıyor."³

Bir an durdu, ardından şarkıyı söyleşisinden daha kısık bir sesle mırıldandı.

"İyiyim sorun yok."

Şarkıyı tamamen bitirmeden olduğu yerden kalkarak odasına gitti bir süre durdum vücudumu hareket ettiremedim. Ardından oturduğum yerden kalkıp odasına doğru yöneldim. kapı aralıkta zaten içeri girdiğimde bu manzarayı görmeyi beklemiyordum.





Şarkılar
¹ Henry Moodie ~pick up the phone
² Seafret ~ Atlantis
³Camylio ~ hurting me, hurting you

Last SongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin