0.6

388 54 50
                                    

Jisung's pov...

evin içindeki büyük 'L' koltukta oturuyordum. Yanımda Minho'nun kedileri vardı fakat kendisi yoktu. Yarım saat önceki 'öpücük' olayından sonra kedilere mama almak için markete gitmişti.

Kocaman evde tek başıma kalmama mı şaşırsam yoksa bana güvenip evi bıraktığına mı şaşırsam bilmiyordum.

neredeyse 10 dakikadır oturduğum koltuktan kalkmak için bir hamle yapınca, bugün bana düşmanlık yapan eteğim tekrar yukarıya doğru kıvrıldı.

''Hay sikeyim'' diye mırıldanarak eteğimi düzelttim. Bu etekten acilen kurtulmam lazımdı fakat eve gidene kadar yapacak bir şeyim yoktu.

ben ayağa kalktığım an benimle beraber yere inen Doongie'ye gülümseyerek onu kucağıma aldım. Bu tatlı kediciklere bakıcılık yapmaya çoktan ikna olmuştum ve bunu söylemek için Minho'nun eve gelmesini bekliyordum.

adımlarımı kedilerin kaldığı odaya yönlendirdiğim de Doongie huysuzlanarak kucağımdan yere atladı, sanırım odaya gitmek istemiyordu. Koltuktaki yerini alan kediye bakıp evi incelemek adına herhandi bir odaya girdim.

Girdiğim odanın Minho'ya ait olması çok klişeydi fakat umursamadan ardımdan kapıyı kapatarak, gri-siyah renklerden oluşan odanın içinde dolaşmaya başladım. benim odamın aksine fazla renksizdi. Yani eğer Minho'nun tarzı bu ise benim odama girdiği an kusardı.

Minho'nun tarzını merak ettiğim için kapağını açtığım dolaba bakmaya başladım. Genelde bol pantolonlar ve tişörtlerden oluşuyordu. Arada olan eşofmanlar ve gömlerlere de bakarsak baya iyi bir tarzı vardı.

dolaptaki her bir bölmeyi didik didik ederek incelerken son kalan kapaklı bölmeye doğru ilerledim. kilitliydi fakat anahtarı üstündeydi.

Yazar anlatımından...

jisung odaklı bir halde Minho'nun dolabını incelerken, ne eve giren Minho'dan ne de kapıda onu izleyen bedenden bi' haberdi.

"Jisung?"

Gelen sesle irkilerek arkasını dönüp gergince gülümsedi. Sonra ne yapıtığının farkına varmış olacakki anında doğrularak Minho'nun önüne geçti.

"Şey ben özür dilerim evi gezmek istedim cidden özür dilerim rahatsız ol-"

Minho rahatsız hissetmemesi adına samimice gülümseyerek önündeki bedenin kolunu tutarak yanına çekti.

"Sorun değil. İstersen evi beraber gezelim sonuçta 2 hafta burda olacaksın, tabii kabul edersen."

Jisung düşünme gereği bile duymadan "kabul ediyorum" diye mırıldandı. Kediler ona çok sıcak yaklaşmıştı sürekli onları sevmek istiyordu ve bu isteğini 2 hafta boyunca gerçekleştirebilirdi belki de daha fazla.

Minho'da aldığı cevaba en içten gülümsemesini sunarak arkasındaki kapıya doğru ilerledi. Cidden uzun zamandır bunu istiyordu.

"Bu arada, öptüğüm için rahatsız olduysan -ki olmuşsundur beni tanımıyosun bile," dedikten sonra cümlesinin devamını getiremeden düşüncelere daldı. Jisung bunu fark edip devam etmesi adına "ee" diye mırıldanınca Minho kendine gelip cümlesini toparladı.

"Özür dilerim yani o an düşünmeden oldu bir daha olmayacak, hiç olmamış gibi davranalım?"

Tamam, bu Jisung'u biraz incitmişti. Fakat incitmemesi gerekiyordu. Sonuçta tanımadığı bir adam onu öpmüştü.

"Pekiii" harfleri uzatarak konuştuğunda Minho rahat bir nefes vererek mutfağa ilerledi.

Mutfaktaki küçük dolabı işaret ederek Jisung'a döndü. "Bak burada kedilerin maması, mama kapları, ödül mamaları falan var." Diyerek anlatmaya başlayınca Jisung sıkıntıyla iç çekti. Tamam bunları öğrenmesi gerekiyordu fakat oldukça sıkıcıydı.

----

"Dori, soonie, doongie gel pispispispis"

Minho kedilere mama vermek adına onları çağırırken Jisung Minho'nun 'pispispis' diyişinde takılı kalmıştı. Aşırı tatlı bir şekilde demesi ve zaten kediye benzeyen suratı ile tamamen bir kedi gibiydi.

"Kaç yaşındasın?"

Minho kedilere ayrı kaplarda mamalarını koyduktan sonra ayağa kalkarak Jisung'a dönüp kahverengi saçlarını karıştırdı. "23, sen?"

"21. Ve sana Hyung demeliyim sanırım"

'Hey Hyung sana Sevgilim diyebilir miyim?'

Minho aklına gelen anılara gülümseyerek kafasını salladı, eski sevgilisini özlüyordu cidden.

Sarı saçlı genç, çalan telefonunun sesiyle yüzünü buruşturarak hızlıca koltuğun üzerindeki telefonu alıp açtı.

"Efendim jeong?"

"Hyung yatılı kalıcaksın herhalde amına koyayım acıktım gel artık."

"Kendin yemek yapamıyor musun Jeongin? 19 yaşındasın hala yemek yemek için benş mi bekliyosun ya"

"Hyung çok kırılıyorum ama. İyi yemek yapayım evi yakayım gelince gör sen."

Jisung korkuyla gözlerini büyüterek kapının önünde onu izleyen Minho'ya baktı.

"Tamam canım arkadaşım geliyorum sakın o güzel bedenini mutfağıma sokma yarım saate evdeyim."

Kısa bir 'görüşürüz' den sonra telefonu kapattığında, Kaşlarını çatmış olan Bedene dönerek "arkadaşım çağırıyor bide geç oldu gideyim artık ben."

Yaslandığı kapıdan doğrulup eteğini düzelten bedenin yanına yürüken gözleri çıplak bacaklarına kaydı. "Hava serinledi, istersen eşofman vereyim?"

Jisung bu teklifi asla reddetemezdi. Zaten etek sayesinde yeterince rahatsız olmuştu, bir de götünün donmasına göz yumamazdı.

"Çok iyi olur cidden."

Minho beklemesini söyleyerek odasına çıktı. Jisung'un kilitli dediği bölmeyi açıp içinden gri bir eşofman çıkartarak tekrar kilitledi.

Aşağıya inip elindeki eşofmanı Jisung'a fırlatıp rahatça giyinmesi için ve Kedilerini odalarına sokmak amacıyla kapıyı kapatıp salondan çıktı.

Jisung bedenine az biraz bol gelen fakat boydan tam oturan eşofmana baktı. Minho'nun olma ihtimali yoktu, Minhoyla boyları arasında epey fark vardı.

Boş vererek eteğini çantasına koyarak telefonundan Hyunjin'i aradı.

"Buyurun efendim"

"Beni almaya gel köle"

"Oha sen daha eve gitmedin mi?"

"Gitsem seni arar mıyım sence aptal, sevgilin acıkmış sanki annesiyim beni arıyo eve gel diye"

Hyunjin'in gür kahkasını duyunca telefonu kulağından uzaklaştırıp yüzünü buruşturdu.

"İyi geliyorum."

Telefonu kapatarak salondan çıktı ve Minho'ya bakındı. Yan taraftaki odadan gelen gülme sesiyle orada olduğunu anlayarak odaya girdi.

Tabii girince yerde üstü açılmış bir şekilde yatarak kedileriyle oynayan bir Minho görmeyi beklemiyordu. Minho Jisung'un geldiğini fark etmeden gülmeye devam ederken Jisung gözlerini Minhonun karın kaslarından çekemiyordu.

"Meow~" kulağına dolan Soonie'nin sesiyle başını aşağıya çevirip ayağının yanındaki kediyi kucağına aldı. Minho Jisung'u fark ettiğinde ayağa kalkıp üzerini düzeltti.

"Bırakayım mı?"

"Yok teşekkür ederim, Hyunjin gelecek."

Minho yavaşça kafasını sallayarak Jisung'u süzdü. "Yakışmış" diye mırıldanarak önüne geçip elini kaldırarak Jisung'un kafasına yaklaştırdı. Son anda yaptığı şeyi fark ederek ellerini çekince Jisung bozuntuya vermeden Minho'nun elini tutup kafasına koyup saçlarını okşamasına izin verdi.

Jisung saçlarının okşanmasını çok severdi, Minho birinin saçlarını okşamayı çok severdi.

Bnce jisung kedi

Cat Sitter, MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin