03, bu da kedicigime gelsin

376 30 130
                                    

yang jeongin'in okula kaydolmasının üzerinden birkaç hafta geçmiş, bu süre zarfında oldukça yakınlaşmışlardı oğlan ile.

yine bir öğleden sonra, okul bahçesindeki bankta takılıyorlardı. felix ve jisung hararetli bir konu hakkında tartışırken jeongin onlara eşlik ediyordu, changbin ve hyunjin yıl sonu notlarını hesaplıyordu, seungmin başını tahta direğe yaslamış uyuklarken minho ise kafasını dinlemekle meşguldü.

birkaç saniye sonra ortama chan'ın girmesiyle herkes konuştuğu konudan uzaklaşmış, çocuğa odaklanmışlardı. chan boğazını temizleyip birkaç kez el çırparak tüm ilgiyi üzerinde toplamaya çalıştı.

"akşama on ikiler için karaoke gecesi varmış beyler, ne diyorsunuz?"

bu karaoke geceleri her yıl dönem sonuna doğru olurdu, oldukça da eğlenceliydi aslında. minho ve hyunjin kısa süreliğine birbirlerine bakıp gülümserken, kimsenin bu fırsatı kaçırmak istemeyeceğini hepsi biliyordu. ortalığı alıp götüren uğultu bunun göstergesiydi.

"tam kadro orada olacağız ha, mızıkçılık istemiyorum bak." dedi chan, şakayla karışık. herkes heyecanlı bir biçimde onu onaylarken jeongin biraz mırın kırın etmişti yalnızca, seungmin onu susturdu.

"sensiz hiçbir yere gitmiyoruz jeongin, orada olacaksın. anlaştık mı?" yanındaki felix'in de onu desteklemesi ile utangaç bir şekilde başını saklamıştı küçük olan. belli etmek istemese bile gülümsüyordu koskocaman, seungmin'in onunla ilgilenmesi çok hoşuna gidiyordu.

sonunda herkes bu konuda hemfikir olmuştu. çalan zil ile ortalık dağılıp sınıflarına geçti, büyük ihtimalle deli dolu ve oldukça olaylı - lee minho sağ olsun - bir gece olacaktı.

---

chan ile minho; beraber mekanın kapısına geldiklerinde öğrenci kartlarını gösterdiler, sonrasında hiç vakit kaybetmeden etkinliğin yapılacağı kata doğru yol aldılar.

bir kat merdiven çıktıktan sonra arkadaşlarını görebilmişlerdi. felix, jisung ve hyunjin bir masanın etrafında toplanmış, ellerinde biraları ile sohbet ediyorlardı. ortam yavaş yavaş doluyordu, zaten onlar da birkaç dakika önce gelmiş olmalıydı.

"güzelmiş lan burası, öğrenci kartıyla nasıl beleşe aldılar onu anlamadım." diye sordu chan, meraklı bir biçimde. böyle etkinlikler her zaman paralı olurdu doğal olarak. felix ona göz kırptı.

"abiniz halletti o işi, bendensiniz bu gece. şuradan birkaç bira kapıp gelin." dedi alaylı bir ses tonuyla, konuşmasının sonuna doğru kafasıyla az ilerideki barı işaret etti.

jeongin ellerini pantolonuna hafifçe sürerek lavabodan dönerken minho da içkileri almaya gitmişti.

mekan bir süre sonra iyicene dolmuştu, etrafta çok fazla tanıdık vardı. neredeyse tüm on ikiler burada olmalıydı.

changbin ve seungmin biraz sonra gelirlerdi, bu yüzden onlara da bir şeyler almaya karar verdi. barın önüne yaklaşıp dolaba uzandığı vakit, yanında beliren silüeti fark etmesi pek de uzun sürmedi.

"naber lee?"

bu, akıl almaz derecede sinir bozucu ve alay dolu olan sesin sahibini hemencecik bulmuştu aklında, maalesef ki. choi yeonjun böyle bir yeri asla ama asla kaçırmazdı. partiler eğlence ve kaos demekti, gerçi yeonjun için ikisi aynı şey sayılırdı.

"şu arkadaşın var ya-"

"sana arkadaşlarım hakkında konuşma izni verdiğimi hatırlamıyorum." dedi sert bir ifade ile, sopsoğuk bir ses ve dümdüz bir surat. lee minho gereken zamanda gerektiği gibi olabilirdi.

crazy but mine,, hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin