RARARİRAAAA. Daha 108 okuma olmuş aşırı üzüldüm gerçekten. Lütfen okuduktan sonra beğenirseniz yorum yapıp yıldızı parlatıp zahmet olmayacaksa arkadaşlarınıza önerebilir misinizz? Okuduğunuz için çok sağ olun. Sizleri çooook seviyorum.
YORUM DİLENİYORUMM! YORUMMMMMMM!!!!
Haydut yeşil elma gururla sunarr.
Önerilen şarkılar---
Pump it- speed up
Bubblegum Bitch- Marina
Aşka çarem yok- Nova Norda
( Tunç'un ağzından )
Başımı kaldırdığımda kış kampına çoktan varmış olduğumuzu ve üstüne üstlük otobüste bir tek ben ve Berk'in kaldığını gördüm. Herkesin nereye gittiğini merak edip merak içinde bahçeye çıktım. Derin ve okulun asosyal çocuğu Mert'in yanlarında telaşlı bir şekilde onlara bir şeyler anlatan Nisa ile birlikte göle şok içinde baktığını görünce kaşlarımı çatarak o yöne doğru gitmeye başlamıştım. Oraya vardığımdaysa şok içinde donup kalmıştım.
Göl kenarı tamamen kırmızıya boyanmıştı. Şok içinde diğerlerine baktığımdaysa onların da en az benim kadar şaşkın ve telaşlı olduklarını gördüm.
O sırada Berk'in de yanımıza gelmesiyle beşimiz de aval aval birbirimize bakıyorduk. Sonunda kendimi toparlayınca, "Burada neler olduğunu biri bana açıklayacak mı?" diyerek sesimi yükselttim. Derin ise hala şokun etkisindeyken, "Buraya geldiğimde Nisa şok içinde göle bakıyordu, eğer biraz daha dikkatli bakarsanız 1 metre kadar ötemizdeki cesedi görebilirsiniz."dedi. Şok içinde gölün içine kadar baktım. Gerçekten de Berk'in grubundaki yavşak çocuklardan birinin cesedinin orada olduğunu gördüm.
Berk "Daha ne bekliyorsunuz?! Öğretmene haber vermek hiçbirinizin aklına gelmedi mi!" dedi. Hemen gözlerimi Nisa'ya çevirdim. O ise gözlerini devirip "Öncelikle fikrin için, teşekkür ederim."dedi aşağılayıcı bir şekilde. "Biz mal mıyız da bunu düşünmeyelim. Cesedi ilk gördüğüm zaman ceset halinde değildi. Bir çocuk onu kalbinin hemen altından bıçaklıyordu. Şok içinde o tarafa koştum ama çocuk beni görür görmez çocuğu suya fırlattı ve kaçtı. Suya düşen çocuk hala yaşarken ona pansuman uygulamaya çalıştım ama o anki panikle doğru düzgün yapamadım. Gözleri kapandığındaysa nabzını ölçtüm ve çoktan ölmüştü."dedi.
Şok içinde onu dinliyorduk. Derin ise daha sakindi. Berk "Ee bunu sen yapmadığına göre senin bir suçun yok" dedi. Nisa ise ona -sen malsın harbiden sana hiç bir şey anlatamam ben- bakışı atıp bana döndü. "Anlattıklarımda sonra yanıma Derin ve Mert geldi ve onlar da nabza baktı ama attığını düşünmüyoruz" dedi. Berk ile aynı anda "Ben de bakacağım" deyip suya yöneldik. Nisa arkamızdan "Durun. Beni bir dinleyin!" diyip duruyordu ama dinlemiyorduk. Çocuğun nabzına baktığımda gerçekten de atmadığını fark ettim ve oradan çıktım. Berk de aynı şeyi yaptı ve ben Nisa'ya dönüp "Ee bağırıyordun arkamızdan. Ne diyecektin?" dedim. Ama bize öyle sert bakıyordu ki birini bakışlarla öldürmek diye bir şey olsaydı ikimiz de ölmüştük.
Nisa bağırarak "Bundan sonra size durun diyorsam duracaksınız. Mal mısınız ya siz?! Ben size diyorum ki öğretmene söyleyememe nedenimiz var siz koşup çocuğa dokunuyorsunuz." diyerek kızdı. Ne oluyor anlamıyordum. Nisa "Çocuğun her yerinde hepimizin parmak izi var gerizekalılar! Allah sonumuzu hayretsin. Ne diyeyim ya!" diye kulaklarımızı çınlattı.
Siktir! Bunu hiç düşünmemiştim. Sonunda Nisayı doğru düzgün inceleme fırsatı bulduğumdaysa saçları,eteği ve üstüne giydiği crop sırılsıklam olmuştu. Ve... Tanrım! Kolları,elleri,bacakları ve üstündeki crop... Hepsi kan içindeydi. O ise alaycı bir sırıtışla bana bakıp "Korkma, yemem. Sanki katilmişim gibi bakıyorsun bana."dedi.