1. bölüm

941 48 12
                                    

Bugün üniversitenin ilk günü. Kampüse girdiğim andan itibaren içimdeki o yabancılık duygusu her geçen zaman daha da artıyordu. Elimde 2 valizim sırtımda çantamla kampüsün girişine yürüdüm.

İçeri girer girmez danışmaya yürürken aniden hayvanın biriyle çarpıştım. Yere düştüğümde elimdeki telefonum da yere uçmuştu.

"Ah. Napıyosun ya önüne baksana."

Kafamı kaldırdığımda bana elini uzatan hayvanla pardon çocukla göz göze geldik. Çocuk benim yaşlarımda gayet iyi biri gibiydi. Ama böyle demesi kabacaydı.

"Pardon? Farkındaysan bana çarpan sensin."

"Ah özür dilerim prens hazretleri ya."

"Dalga geçme."

"Neyse ver elini."

Bana elini uzatan eli havada kalmıştı. Boş kalmasın diye tutup kalktığımda gözüm telefonumu aradı. Yere baktığımda koruyucu ekranının kırıldığını fark ettim.

"Al işte. Telefon da gitti."

"Sorun parasıysa veya tamiriyse ben yaptırırım sıkıntı olmaz."

"Gerek yok."

Ekranı kırılan telefonumu ve valizlerimi alıp çocuğun yüzüne bakmadan danışmaya yürümeye devam ettim. Vardığımda oturan kadına seslendim.

"Pardon bakar mısınız?"

"A tabi buyrun."

"Ben kampüse yeni gelen öğrenciyim. Adım Arda soyadım Güler."

"Tabi önce bi' check-in yapalım sonra sizi odanıza yönlendiricem Arda."

"Tamam."

Kadın bilgisayarda check-in ile uğraşırken az önceki çarpıştığım çocuk olduğum yere geldi.

"Derya abla benim odanın anahtarını verir misin?"

"Tabiki Kenan'cım. Al."

Adını yeni öğrendiğim Kenan anahtarını alıp odasına gitti.

O gider gitmez söze başladım.

"Benim check-in noldu hanfendi?"

"Ah tabi özür dilerim Arda'cım. Senin odan 263 numara 4. kat. Anahtarını da al."

Kadın anahtarı verdiğinde alıp cebime attım.

"Bu arada ben Derya. Burda da numaram yazıyor. Bişeye ihtiyacın olursa beni arayabilirsin."

"Tamam."

"Görüşürüz Arda'cım."

"Görüşürüz."

Danışmadan ayrıldıktan sonra valizlerimle birlikte asansöre doğru yürüdüm. Asansör geldiğinde 4. kata bastım ve odama çıktım.

Kapıyı açtığımda nutkum tutulmuştu. Çünkü aşağıda çarpıştığım çocuk üstü yarı çıplak halde yatakta yatmış telefona bakıyordu.

Direk içeri geçip kafamı yana çevirdim.

"Senin burda ne işin var ya?"

"Burası benim odam yalnız beyefendi. İsterseniz çıkayım da siz rahatınıza bakın."

Bu çocuk gerçekten dalga geçmeyi çok seviyordu.

"Dalga geçme demiştim sana aşağıda."

"Seviyorum ama napayım?"

Yatağa oturdum. Çocuğa hiç bakmadan valizlerimi yana koydum.

Tam üstümü değiştirmek için banyoya girerken çocuk bana seslendi.

"Yaşam Senin İçin" || •KenDa•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin