Kurucu

135 35 8
                                    

Mavi gözlerini benden çekip ayağa kalkmaya çalıştı,ama yapamadı , Yiğit onu çok hırpalamıştı, ona doğru ilerlediğimde  yemekhaneden bir uğultu yükseldi, elimi uzattığımda , şaşırdı, " evet senden nefret ediyorum ama unutma bende bir insanım ve düşen birine zor durumdaysa yardım eli uzattırım."

Dediğimde kaşlarını çattı," duygularımız karşılıklı" diyip elimi tutu , Tam anlamıyla ayağa kalktığında elini bıraktım," bundan sonra iki defa hal ve hareketlerini düşün derim " diyip salondan çıktım, İlayda ve Dilara' da peşimden gelmişti,

  " kızım bune ?" 

" Beni yanlız bırakır mısınız?" 

Dediğimde ikiside uzun uzun yüzümü incelediler. Gözlerim tekrar eski ve o soğuk hâlini almıştı, 

Geçmişten bir ses
" İşte böyle Efsun, sakla içindeki o küçük kızı, tak o maskeyi yüzüne duvar gibi ol ,  sakın ama sakın, çatlaklarını kimseye gösterme Efsun,  eğer biri duvarlarını yıkmaya çalışırsa da onu enkazının altında yok et ,  onu o duvarlarının altında ez ki senin duvarlarını yıkmakla,yani seni tanımakla nasıl bir hata yaptığını fark etsin , " işte annem yine anneliğini yapıyordu .

Şimdiki Zaman
"  Siz gidecek misiniz,yoksa ben mi ortalıktan kaybolayım ?"  Dediğimde ikiside tekrar yemekhaneye gittiler .  Şimdi sıra şu sarışın kızdaydı.

   Spor salonuna gitmeden önce üstümdekileri değiştirmem gerekiyordu , bu yüzden odama doğru yol aldım.   Aklıma sürekli Yiğit 'tin dedikleri geliyordu ,  " dokunmaya dahi kıyamadığım kadın ?" Demişti , dokunmaya dahi kıyamadığı kadın mıydım ben ?  Çok saçmaydı, aşırı gereksiz bir şeydi.

Her neyse bunu başka zaman düşünürdük. Şuan tek düşünmem gereken şey o sarışın kızdı .  Onu bir yerden tanıyordum ama nereden ,   acaba kafes dövüşçü müydü ? Hayır peki ben bu kızı nereden tanıyordum ? Düşüncelerim zihnimi esir alırken, ayağıma değen şey ile duraksadım. Gözlerimi yere çevirdiğimde gördüğüm şey Yiğit 'tin kolyesi olmuştu.

  Yere eğilip kolyeyi elime aldım,   kolyeyi incelemeye başladım, küçük şeffaf bir şişe vardı başında ve zinciri ise gümüştü,ve o an aklıma kolyeyi gördüğüm ilk an geldi , içindeki sıvının miktarı o zamana göre daha fazlaydı ve başı sivriydi, evet kolyeye çok benziyordu ama o değildi. Tıpacı çekip, içindeki kokuyu kokladım, kadın parfümüydü.

Loris markasına aitti , güzel bir kokuydu ve bu kokuyu kulanan bir kişi tanıyordum , Selin Aktan bu onun parfümüydü .  Aptalca bir oyundu , şişeyi cebime atıktan sonra odama gittim.  Mini bur duşun ardından, üstüme siyah kısa kolu bir t-shirt ve siyah ince bir eşofman aldım, saçlarımı da kurutup açık bıraktım. Odadan çıktığımda çoğu kişi yemeğini yemiş odalarına çekiliyordu .

Çoğu kişi bana bakıyordu, muhtemelen bugün olan olaydan sebebti ama içlerinden birinin dudağını oynatıp konuşması ile yanlış düşündüğümü anladım. " Oha Çok benziyorlar, baksana tıpa tıp aynı"  diyen kız ile yanındaki kişi de yüzümü incelemeye başladı, Allah bilir gene neler oluyordu? Diğer kızda konuşmaya başlayınca , dudaklarına baktım,

" cidden çok benziyormuş, aralarındaki tek fark bunun canlı olması" dediğinde kaşlarımı çattım,ne demek canlı? Kim ölmüştü?

" Siz ikiniz neyden bahsediyorsunuz?" 

Dediğimde ikiside bana baktı, " biz mi ?" Diyip eli ile kendilerini gösteren kıza evet anlamında kafamı salladım.   Soldaki kız konuşmaya başladı, " az önce spor salonunda bir ceset bulundu , kız sana çok benziyordu ."

MUM IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin