Ateş

172 39 8
                                    


Elimdeki notu buruşturup,cebime soktum. Yiğit 'tin bunu görmemesi lazımdı. " Bir şey mi oldu ?" Dediğinde hayır anlamında kafamı salladım,"sorun yok ,birisi şaka yapmak istemiş. "

Dediğimde yanıma geldi ve yerdeki beyaz önlüğü eline aldı,bu önlük akıl hastalarına giydirilen önlüktü ve benim önlüğüm kan içindeydi , elindeki önlüğü alıp sweatımın cebine koydum , ellerim titredi, gözlerim tek bir yere kilitlendi, yine geçmişimin bir parçasını taşıyordum.

" iyi misin ?" Diyen Yiğit ile ona döndüm gözündeki ,o telaş bana bakınca daha da arttı, " iyiyim sadece"dediğimde devamını getirmedim " yanlız kalmak istiyorum" dediğimde hayır anlamında kafasını salladı " ortalıkta bir katil varken olmaz " dediğinde derin bir nefes aldım," peki " diyip Dinlenme tesisine doğru ilerledim oda arkamdan geliyordu.

" nereye?" Dediğinde durdum ve o yanıma geldi, yan yana yürümek istiyordum
" dinlenme tesisine " dediğimde hmm anlamında bir ses çıkardı, " iyi bakalım" diyip yürümeye devam etti . Bende onun yanından yürüyordum , saçları hala dağınıktı ve uykulu hali hala gitmemişti. " Yeni mi uyandın?" Dediğimde evet anlamında kafasını salladı." Uykun kaçmadan geri dön istersen " dediğimde durdu ve bana baktı, " uykum kaçtı " dediğinde yalan söylediği çok belliydi.

" Yalan söylediğin çok belli " dediğimde gülümsedi, ortaya çıkan gamzeleri çok güzeldi. " Vera nerede?" Dediğimde bana baktı sonra ise tekrar önüne döndü," uyuyor "dediğinde şaşırdım " bu seste ?" Dediğimde gülümsedi,"uykusu biraz ağır" dediğinde sesindeki mutluluk ile gülümsedim. " Biraz mi ?" Dediğimde gülümsemesi daha da arttı.

" Öyle sanarım" dediğinde dinlenme alanına varmıştık. Kapı açıldı ve ben önden Yiğit ise arkamdan geldi , içerisi zifiri karanlıktı ve mekanizma diğer taraftaydı,oraya doğru ilerledim ve tuşa bastım , saniyeler içinde tavanı gökyüzü kapladı,güneş sistemi, yıldızlar hepsi o kadar çok güzeldi ki yüzümde bir gülümseme oluştu.

Başımı kapıya doğru çevirdiğimde Yiğit ' in gülen gözleri ile göz göze geldim, gözleri sanki bana bu evrendeki en kıymetli şeymişim gibi bakıyordu." Hayırdır aşık falan mı oldun?" Dediğimde , yüzündeki gülümseme daha da büyüdü," olmuşumdur belki " dediğinde hmm anlamında bir ses çıkardım sonra ise bir tane minderin üstüne uzandım, Yiğit ise hakkını oturmaktan yana kullandı, " Eyüp kim ?" Dediğine Satürn ne baktım.

" Sevgilim " dediğimde , kafa saklamakla yetindi , " nerede ?" Dediğinde sorunun cevabını biliyordu ,ama benim ağzımdan duymak istiyordu " mezarda " dediğimde bana baktı, kehribar gözleri, sanki büyük bir yanlış yapmışım gibi bana bakıyordu, " ölen birini neden unutmaya çalışmıyorsun?" Dediğinde kaşlarımı çattım, " ölmek diyince aklına sadece toprak gelmesin Yiğit,bazen insanları aklında veya kalbinde de öldürebilirsin, " dediğimde cümlemin bir devamı olduğunu bildiği için sustu ," ve ben Eyüp ' ü ne aklımda nede kalbimde öldürebildim."

Dediğimde bana bakmaya son verdi , ve gözlerini gökyüzüne çevirdi, " neden bile isteye kendine eziyet ediyorsun ?" Dediğinde gülümsedim " belki de acı çekmeyi seviyorumdur " . Dediğimde bana bakmadı, sadece gökyüzüne baktı, " belki de acı çekmek dışında hiçbir şey bilmiyorsundur " dediğinde sonunda bana baktı," belki de " dedim ,belki acının varlığını seviyordum , acı insanı öldüremezdi,ama büyüturdu. Ve ben doğduğum andan beri acı çekiyordum .

" Yiğit?" Dediğimde, gözleri tekrar tavana kaydı," sence acı çeken bir insan mı daha güçlüdür yoksa sevilmeyen bir insan mı ?" Dediğimde yutkundu ve adem elması hareket etti ," her insan acı çeker Efsun ve acıları karşılaştıramazsın , acılar kıyaslanmaz " dediğinde sesindeki o kabulleniş bir zamanların en büyük haykırışı olmuştu . " Senin yaşadığın en büyük acı neydi ?" Dediğimde gülümsedi .

MUM IŞIĞI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin