7. Bölüm

113 9 0
                                    


Cihan Azadoğlu ve ailesini avluda görmemle şoka girmiştim. Sabahın köründe daha kargalar bile kahvaltısını yapmamışken ne işleri vardı burada anlamış değildim. Hızlı adımlarla merdivenlerden aşağı indiğimde bizimkilerin yanına gelmiştim bile.
Annemin kolumu dürtüp "Kızım bir hoşgeldin desene misafirlerimize.."
demesiyle samimiyetten çok uzak bir tebessüm ederek "Merhaba hoşgeldiniz." dedim. Aylin Hanımda "Sağolasın güzel gelinim benim." dedi. Kudret Ağa 'da "Hoşbulduk buke (gelin)." dedi. Babam söze girerek "E de hayde geçelim sofraya daha fazla ayakta durmayalım." dedi.

Herkes avluda kurulmuş olan kahvaltı sofrasına geçerken kapının önünde sadece ben ve Cihan Azadoğlu kalmıştık. Ona doğru döndüğümde zaten bana bakıyor olduğunu görünce bende onun gözlerinin içine, derinliklerine bakmaya başlamıştım. Ama o derinliklerde birşeyler vardı sanki.. Sahi neydi bu gözlerdeki tanımlayamadığım yoğun bakışlar? Onun gözlerinin içine bakıyorken, göz bebeklerinin büyüdüğünü görmüştüm.. Ama göz bebeklerimiz birtek heyecanlandığımızda, birşeye odaklandığımızda veya aşık olduğumuz birine bakarken büyürdü.. Yoksa.. Hayır hayır şuan tamamiyle saçmalıyordum. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Kendime gelerek boğazımı temizledim ve "İçeri geçelim mi artık? " dedim. Oda gözlerini bir saniye olsun gözlerimden çekmeden konuşarak "Olur bedewiya min (Olur benim güzelim)" dediğinde ise kalbimin ritminin değiştiğini hissedebiliyordum. Ne oluyordu bana? Neden böyle hissediyordum? Anlam veremiyordum. Tabi ben dururmuyum? Elbette hayır! Hemen yapıştırdım lafımı. "Nereden senin güzelin oluyorum ben be! Bana bak kendine gel, karşındaki kişinin kim olduğunu unutuyorsun sen sanırım. Bu ne densizliktir be!"

Tam birkaç adım atmıştım ki belimin ansızın bir el tarafından sarılmasıyla adımlarım durmuştu. Belimdeki elin sahibine baktığımdaysa kimin eli olduğunu anlamamak imkansızdı. Koca ayı eliyle tüm belimi sarıp sarmalamıştı. Hemen kendime gelip hızla söylenmeye başladım..

"Sen ne hakla benim belimden tutma cüretinde bulunursun?! Yavaş ol Cihan Ağa! Haddini ve yerini bilesin. Yoksa biliyorsun ki had bilmezlere çok güzel, itinayla had bildiririm. Bunu seve seve yaparım hemde. Birbirimizi severek evlenmiyoruz sonuçta farkındaysan. " Son cümlemi söylediğimde gözlerinde oluşan kırgınlığı görmemek imkansızdı..

"Senin müstakbel kocan olarak tutuyorum o beli, ve bil diye söylüyorum başka yerleride tutacağım. Ayrıca had ve yer bilmeye gelince de ben yerimide haddimide çok iyi bilirim. Benim yerim bundan gayrı birtek senin yanındır, tıpkı seninde benim yanım olduğu gibi.. Ve sen hep bedewiya min olarak kalacaksın. Bunu sen bile değiştiremezsin. Ve bence zaman içersinde kim bilir belkide birbirimizi severiz, aşık oluruz.. " cümlesini tamamlamasına izin vermeden hemen konuşmaya başladım.

"Öyle birşey asla ama asla olmayacak Cihan Ağa duydunmu beni? Ha eğer bir gün bu dediğin olursa o zaman hiç düşünmeden çek vur beni. Sana aşık olmaktansa ölmeyi yeğlerim daha iyi. Ayrıca ne kadar edepsizmişsin sen böyle be?! "

"Büyük konuşuyorsun Savcım. Zaman herşeyin ilacıdır derler ve ayrıca ne edepsizliğimi gördün benim? "

"E dedin ya başka yerleride tutacağım diye.."

"Ha ben ellerini kastetmiştim, sen ne anladın ki? " Çapkınca göz kırptığında göz devirip önüme döndüm ve hızlı adımlarla masaya gelip boş bulunan bir sandalyeye oturdum. Hemen ardından sol yanımda bulunan sandalyenin çekilmesiyle bakışlarım çeken kişiyi bulduğunda ise bu kişinin Cihan Azadoğlu olduğunu görünce nedense hiç şaşırmamıştım. Yine dibime kadar girmişti! Bu adamdan kurtulamayacakmıydım ben? Neyse ki birkaç gün daha sabredeceğim. Sonra ise tüm yollarımız hiç kesişmemiş gibi ayrılacaktı.. Ne bir daha ben onun yüzünü görecek, sesini duyacaktım ne de o benim.. Hiç tanışmamışız, hiç hayatımızda var olmamışız gibi ayrılacaktı tüm yollarımız..
Bunları düşünmeyi şimdilik bir rafa kaldırmalıydım. İçime derin bir nefes çekip ardından kahvaltı tabağımı doldurmaya başlamıştım, tam o sırada hemen yanımda bulunan Cihan Azadoğlu 'nun reçelli ekmeği tabağıma koymasıyla şaşkın bakışlarım onu bulmuştu. Ona ne yapıyorsun der gibi bir bakış attığımdaysa hemen dibime girip kulağıma fısıldıyarak söyledikleri ile de koca bir şoka daha girmiştim..

Zamansız AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin