3. Bölüm

6 1 0
                                    

Damla ile dersten çıktığımız gibi alışveriş merkezine gittik. Damla alışveriş yapmayı  seven bir deli ben onun kadar olmasada bende seviyorum. Damla ile bir mağazaya girdik dahalen çıkamadık. İki elbise arasında kaldı mavi çiçekli elbise ile yeşilin bütün tonlarını üzerinde bulunduran elbise. "Ahenk yardım ey kafayı yicem şimdi!"dedi.

"Damla iki elbise arasında kalmana gerek yok. Senin o güzel yeşil gözlerine yeşil elbise yakışır. Hem senin bacak yapın da uzun elbise kısa olduğu için sana yakışır."dedim. Damla  bana ciddi misin bakışı attı. İşimiz çabuk bitsin diye söylüyorum gibi algılandı. Evet işimiz çabuk bitsin diye uğraşıyorum hem de yeşil elbise ona yakışır. Evet anlamında kafa salladım. Damla  elbiseyi aldıktan sonra Rossmanna gittik. Güneş kremi hastalığı var canım sıkıldıkça güneş kremi sürerim. Mağazaya girdiğimizde istediğim güneş kremin den 4 tane alıp kasaya gittim. Ben birşeyi beğendiğim de onun stoğunu hep yaparım.

Mağazadan çıktığımızda yemek katına gitmeye karar verdik. Çünkü Damla iki de bir mız mızlanıp duruyor bu da karının aç olduğunu gösteriyor. İskender yerine gittik cam köşesine oturduk. İstediklerimizi söyledik ve yemekler gelesiye kadar hocanın yarın grup oluşturup vericeği projeden konuşuyorduk taki Damla  kafasını eğdinde parlayan gözlerine kadar.

"Ahenk! Ahenkk!Gelmişler burdalar!"dedi. Kafamı aşağı eğdim ve cidden burdalardı. Biz bunlarla niye ikide bir karşılaşıyoruz. "Gördüm gördüm malesef."dedim. Onlarla bi derdim yoktu. Sadece hayatıma yeni insan sokmak istemiyordum.  Damla kafasını yukarı kaldırdı ve telefonunu eline aldığı gibi birisini aradı. Hayır hayır düşündüğümü yapmış olma. Ertuğ denen çocuğu arıcak onları buraya çağırıcak.

"Alo Ertuğ nasılsın?"dedi. Damla öyle tatlı üç yaşındaki çocuk gibi konuşuyor ki çocuğa karşı. "Siz ***** AVM misiniz?"dedi. Karşıdan herhalde evet cevabını aldı ki mutlu oldu. "Biz de buradayız yemek katında iskender yiyecektik gelin isterseniz birlikte yemek yeriz."dedi. Telefonu kapattı geliyorlar.

"Ahenk, Ertuğlar geliyor sakın ama sakın onlara ters cevap verme. Ertuğ cana yakın bı insan diğerleri de anladın mı?"dedi. Yeni tanıştığı iki günlük insanlar için beni uyardı. Hiç uyumayan Damla beni uyardı. "Tamam Damla sustum ama şunu unutma onlar gittiğinde ben senle muhattap bile olmicam."dedim. Damla kırılmış bi şeklinde bana bakasada umursamadım. Yemeklerimiz geldiği gibi ben yemeye başladım Damla ise onları bekliyordu. Geldiler elinde kaskları ile heybetli heybetli yürüyorlardı. Yanımıza geldiler ben kafamı aşağıya eğip yemeğimi yemeye başladım. Damla ayağa kalkıp Ertuğ'nun yanına gidip sarıldı. Damla Hanıma bak sen iki günde yapmış yapacağını. Ertuğ da elini Damla'nın beline koyup sarıldı.

"Hoşgeldiniz"dedim. Sanki evine geldiler de hoşgeldin dedin. Ertuğ ve Damla ayrılıp hepsi bana bakıp hoşbulduk dedi. Yanıma Cavit oturdu onun yanına ise Barın ve Ahlas  oturdu. Damla ve Ertuğ yan yana oturdular. Ben yemeğimin yarısına geldiğimde onlar yeni başlamıştı yemeğe. Kendi aralarında gülüp eğleniyorlardı bense sadece izliyordum. Ahlas  güldüğün de yanağında çukur oluştu çukur demek az olurdu belediye sanki orayı kazmıştı. Benim ona baktığımı anladı ve bana bakmaya başladı. Ben gözlerimi başka yöne çevirdim. Şu yemeğimi bitirip gitmek istiyordum.

Son iki dilimi yediğim gibi ayağa kalktım ve masadaki herkes bana bakmaya başladı. "Benim eve gitmem gerek yorgunum da yarında okula gidicem."dedim.
Cavit konuşmaya başladı. "Hiç sorun yok yorgun ve halsiz olmak normal istersen birimiz den biri bırakalım seni."dedi.

"Yok yok hiç gerek yok cidden ev yakın zaten yarım saatlik yol"dedim. Ertuğ,Barın ve Cavit Ahlas'a baktılar üçüde. Ahlas  ayağa kalktı. "Bendim de bir yere uğramam gerekti bırakayım seni."dedi. Ahlas ile ben motora binip gidicem he? "Gerek yok ben giderim hemd-"sözümü kesen Damla'nın bakışı oldu. "Olur hem şimdi minibüsten indiğim gibi yürücem yoruluyorum."dedim. Ahlas  kafa salladı ve önden gitmeye başladı. Arkasından bende gidiyordum hesabı Damla'ya kitlemiştim. Motorun yanına gelmiştik yanıma gelip kolunda olan kaskı bana takmıştı. Takarken ben heyecan yapmıştım. Nefesini yüzümde histtemiştim kaskı takasıya kadar. Motora bindik ikimiz yola çıktı ben belimden tutmak istemediğim için depodan tutunuyordum. Normal giderken Ahlas bi anda hız yaptı korkudan beline sarıldım.

Eve gelmiştik. İkimiz motordan indik ve Ahlas yanıma gelip kaskı çıkardı. "Eve bıraktığın için teşekkür ederim. Görüşürüz."dedim. O bana cevap vermeden arkamı döndüm gidiyordum ki o konuşmaya başladı.
"Cidden benle gelmek istemiyordun ne oldu da kararın bi anda değişti? Bizi istemediğin çok belli ama arkadaşın kırılmasın diye bize katlanıyorsun."dedi.

"Evet senle gelmek istemiyordum arkadaşım endişelenmesin diye senle geldim. Doğru sizi istemiyorum, arkadaş grubunuzu hayatıma yeni insan almak istemiyorum oldu mu?"dedim ona bı adım atıp. Siyah hareleri umursamaz bi şekilde baktıkça çıldırıyorum. "O zaman arkadaşın seni silah zoru ile tutmuyor senle aynı ortamda olalım diye değil mi?"dedi. Zaten sinirliydim bide bu saçma sapan konuşma geçince sinir seviyem arttı.

"Silah zoru ile tutmuyor doğru ama sen anlamazsın işte  tek değer verdiğin kalınca onun her istediğini yapmak ne bilmezsin!"dedim sinirle. Arkama dönüp eve girmistim. Arkadan bi iki dk geçtiğinde o da gitmişti.

Söylediğim söz geldi aklıma. "Tek değer verdiğin kalınca onun her istediğini yapmak." Cidden sana değer veren tek kişi kalınca her istediğini yaparsın o da gitmesin diye.

YAŞAMADAN ÖLMEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin