Bu gün,günlerden nedir? Pazartesi mi,Cuma mı? Belki,Çarşamba? Unutmuşdum. Artık günleri o kadar da önemsemiyordum. Onu gördüğüm günden itibaren sadece onu gördüğüm tarihi not etmişdim günlüğüme....11.05.2023.....
...ve artık bir aydır her gün aynı yerde onu görmek için bekliyordum. Tabii ki,gelmediği zamanlar da oluyordu. Ve benim onun haftanın kaç günü geldiğini öğrenmem için her gün gelmem lazımdı. Bunun için de ayrıca küçücük not defteri tutmuşdum. Telefonuma yazamıyordum. Defter daha çok yardımcı oluyordu.
Haftanın 5 günü geliyordu. Bazen değişiklik yapıp sabahları geliyormuş. Bunu da,ben onu görmek için geldiğimde,onun artık binadan çıkıp gitdiğini gördüğümde anlamışdım. İlk başta üzülmüşdüm bu gün artık onu görme şansımı kayb etdim diye. Sonra,kendime saldırdım,"aptal neden daha erkenden gelmiyorsun" diğe. "Ya,belki,bazen sabahları da geliyorsa? Bunu nasıl düşünemezsin?"
Onu görmek fikri vücudumu ve beynimi o kadar sarmışdı ki,başka bir şey düşünemiyor,mantıklı davranamıyordum. Açıkcası,onun burda ne iş yapdığını bilmiyordum. Öğrenci miydi? Öğretmen mi? Ya,belki,başka bir şey.. Hiç bir fikrim yoktu.
Artık bir ayı tamamlamama az kalmışdı. Karakterim gereği bir insandan hoşlanmam uzun zaman ala biliyor. Artık 26 yaşındaydım ve hayatımda bir çok ilişkim olduğu için,bu konuda ve genel olarak,insan ilişkileri konusunda bayağı bir tecrübe edinmiştim.
Artık,daha temkinli davranıyor,hisslerimden emin olmadan hiç bir şey yapmıyordum. Taehyunga olan "hisslerim" sadece bir hoşlantı ve ya dış görünüşünü beğenme de ola bilirdi.
Bunu anlamak içinse kendime zaman vermeliydim.
Biliyorum. Eğer bu zaman boyunca ya karşısına biri çıkardısa? Ya da,belki de artık çoktan çıkmışdı ve hayatında birileri vardı? Ya da,cinsel yönelimi neydi? Bütün bu sorulara cevabım varmıydı? Hayır.
Bir cevabımın olması için onunla tanışmalıydım,değil mi? Onunla tanışa bilmem için de ilk önce kendi hisslerimden emin olmalıydım.
Ya,benimkisi sadece geçecek bir beğenme hissiydise ve bu hiss geçip gitdiği müddetde o bana bağlanırdısa? Ne yapacaktım? Onu nasıl görmezden gelecekdim? "Ah,pardon da,ben hisslerimin geçici olacağını tahmin edemedim,özür dilerim. Şimdi,benim işim bitdi de,sen kendi başının çaresine bakmayı dene. Nasıl olsa bir gün hisslerin hafifler. Göz görmeyince,gönül de soğurmuş " mu diyicektim?
Sonra? Bi de üstüne omzunu da pat-patlardım alay eder gibi.Yapamazdım. İlk işim hisslerimden emin olmaktı. Ve bunu bir ay bitince anlayacakdım. Niye mi? Çünki,bizi aniden saran sahte heyecanların ömrü en fazla bir ay,bir buçuk ay oluyor. Ya da,maksimum iki ay. Benim için bir ay yeterliydi. Çünki,artık o olgunluğa gelmişdim. İnsan övladı 25 yaşına kadar ergendir ve çoğu şeyi doğru düzgün düşünemez. Ve beynimizin düşünme ve karar verme kısmı olan ön lobu da kendi gelişimini 25 yaşta tamamlıyor.
Size bir sırr vermeğimi istermiydiniz?
Ben ön lobumun gelişimini tamamlamasını hiss etmişdim. 25-ci doğum günümden tam bir ay sonra. Tam dediysem öyle tamı-tamına 30 günden bahs etmiyorum. 28 gün de ola bilir,29 gün de,ve ya 31 gün de. O kadar ince detaylı bilmiyorum,fakat,bunu hiss etmişdim.Evet,nerede kalmıştık? Onda... evet. Onda. Sizi bilmem,amma,ben onda kalmışdım. Doğru....
Ben zaten hep "onda" kalıyorum
Bir orta çağ romanından fırladığını demişmiydim? Sanırım,evet.
Her zaman üstünde zarif,ince kumaşlı buluz,t-shirtler ve ya kısa kollu gömlekler olurdu. Bu gün de üzerinde kısa kollu,ipek, krem renkli kömleği vardı. Takı takmayı sevdiğini biliyoruz hepimiz. Boynunda her zaman ince kolye olurdu. Sağ bileğine son zamanlarda bir papatyalı bileklik takdığını görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Efendisi |Taekook
General FictionKendi halinde işleri ve hayatıyla uğraşan Jeon Jungkook,bir gün,hayatını değişicek olan güzellikle karşılaşacağını bilmiyordu....