Seoul.
İki ay önce
"İyi akşamlar sevgili seyirciler. Seoul haberin saat 21:00 yayınını izliyorsunuz. Günün önemli haberlerine geçelim.
İlk önce kan donduran bir haberle başlamak istiyoruz. Son bir aydır 5 kişinin hayatına son vererek,onların cansız bedenlerini nerede olmasını umursamadan istediği yere bırakan bir adamın haberi geliyor. Güvenlik kameralarına yakalanmamayı henüz başara bilmiş. Amma,bunun çok yakında son bulacağını ve Kore polisinin vatandaşlarının emniyyetini yeniden tamin edeceğini biliyoruz.
Katil zanlısı,önce yeni bir iş yeri buluyor,daha sonra,bu işe göre kurbanını seçiyor. Neden böyle yaptığı hakkında şimdilik hiç bir fikrimiz yok. Lakin,sebep ne olursa olsun,daha bir can kaybının yaşanmasına izin vermeyeceğiz.
Vatandaşlarımıza dikkatli olmalarını ve tanımadıkları ve ya az sürede tanıdıkları insanları evlerine almamalarını tavsiye ediyoruz.
Şimdiyse sırada günün diğer haberleri......"*****************
Seoul.
Bir ay önce
Dedektifin evi.
15.04.2023Güneşin batmasına bir saat ya vardı,ya yokdu. Oda tam karanlık olmasa da işığı açmağın gerektiğini bildiriyordu,sanki.
Divanda uzanıp elini alnına koymuşdu. Gözlerini yummuşdu,ama,uyumuyordu. Sol kolu ise elinde gözlüklerini tutarak aşağı sarkıyordu. Fazla yorgundu. Çok fazla. Ve bunun zihinsel bir yorgunluk olduğunu da biliyordu. Buna rağmen yine düşünüyordu. Cinayetleri ve katili düşünüyordu. Bu böyle devam edemezdi.
'Bir ipucu,bir ipucuuu' diye fısıldıyordu kendi-kendine.
Katilin izini yakalaya bilmek için sadece ufak bir ipucuna ihtiyacı vardı. Ve oradan yürüyecekti.
Oturduğu yerden doğruldu,divanda oturdu. Sonra,hemen bilgisayarını alıp dergi masasını da divana yaklaştırdı. Diz çöküp yerde oturdu.
Kamera kayıtlarını,dosyaları,kurbanların fotoğraflarını defalarca gözden geçirdi. Defalarca.... Katil mutlaka bir yerde bir iz bırakmışdı,ya da bir yalnış yapmışdı.
Aradan 3 ya 4 saat geçmişdi....
'Buldum' dedi çığlık-çığlığa. 'Buldummmmm. Onu nasıl yakalayacağımızı biliyorum'
Haber vermek için hemen etrafa bakarak telefonunu aradı. Sonra,birden durdu. 'Bir dakika. Önce iyi bir plan yapmam lazım. Hem katili yakalaya bilmek,hem de komiseri bu işi yapacağıma ikna etmek için iyi bir plan yapmam lazım. Düşün,düşün,düşün'
*********************
Seoul.
Bir ay önce.
Polis merkezi.
16.04.2023Kapı tıklatılıyor. Dedektif gergin. Buldukları 7-ci ceset artık sabrını taşırmış. Konuşmak için Komiserin kapısını çalıyor.
"Girin"
Dedektif gülümsemek istiyor,lakin kendini durduruyor. Bunu yaparsa,yalandan gülümseyeceğini biliyor. Tüm bu fikirler yarım saniyede fikrinden geçerken gülümsemekden vaz geçip düz bir suratla gözlerini bir defa açıp-kapadı.
"Merhaba"
"Ah,dedektif,sen miydin? Buyur,geç,otur. Ne içersin?"
"Canım bir şey içmek,ya da yemek istemiyor"
Bu cümleyi söylerken kendini dünyaya isyan eden bir ergen gibi hiss etti. Oysa 30-larına nerdiven dayamışdı.
"Aslında ben sizinle şu seri danga....yani katili konuşmak istiyordum".
Kızgın olduğu için nefeslerini burnundan alıp-veriyordu. Dışarıda insanların canı yanarken,hayata bir manyağın sebepsiz sebepleri yüzünden göz yumarken eli-kolu bağlı hiss ediyordu. Bir şeyler yapmak lazım. 'Bir şeyler yapmam lazım.'
"Buyur,dedektif,dinliyorum. Ben de öğleden sonra seni bunun için arayacaktım."
"Biliyorsunuz,dün 7-ci cesedi otopsiye yolladık ve bu gün cevapları geldi. Ne bir parmak izi,ne de bir başka dna yok. Spermlerden de yola çıkamıyoruz,malesef"
Dün kurduğu planını anlatmak ve kafasındakıları doğru- düzgün ifade ede bilmek için gözlerini yumdu,derin bir nefes aldı ve verdi. Sonra,gözlerini açıp doğrudan komiserin gözlerinin içine baktı. Komiser dedektifin bakışlarındakı bu kararlılığı iyi tanıdığı için gülümsedi. Dedektif ne zaman böyle bakarsa bir şeylerden emindir demekti. Komiser Namjoon dedektifin konuşması için sabırla bekledi ve ona sadece merakla bakan gözleri ve samimi gülümsemesiyle cevap verdi.
"Bu yüzden,dün tüm günümü dosyaları ve kamera kayıtlarını tekrar-tekrar inceleyerek geçirdim. Neredeyse kafam çatlamak üzereydi. Ve nihayetinde onu nasıl yakalaya bileceğimizi buldum. Şimdi planı anlatacağım ve izniniz olursa,kurduğum bu oyunda bizzat kendim de olmak istiyorum"
Dedektif serbest çalışıyordu ve komiser ihtiyaç duyduğu anlarda ondan yardım alıyordu. Bu konuda da her ne kadar dedektif de içli-dışlı olsa da,komiserin onu katili yakalamak konusunda konuya dahil edip-etmeyeceğini bilmiyordu. Bu yüzden kendisinin de dahil olmak istediğini bilerek belirtti.
Komiser sakin bir şekilde onu dinliyordu ve dedektifin durduğunu görüp kendine sıra geldiğini analdı.
"Evet,seni dinliyorum"
Dedektif tahmini on dakika içerisinde bütün planını anlatdı. Katilin ne yapmak istediğini,şimdi onu nerede yakalaya bileceklerini.... Komiser sessizce ve sabırla dinliyordu ve bazen ona ilginç gelen yerlerde kaşlarını kaldırıp-indiriyordu. Ve nihayet dedektif susduğunda konuşma ihtiyacı hiss etti:
"Planını beğendim. Lakin biliyorsun vakit daralıyor. Benden olsa hemen yarın başlamalıyız"
"Biliyorum. Lakin,bana bir hafta vermeğinizi rica ediyorum."
"Dedektif sana güvenmesem,bu bir haftanın zaman kaybı olduğunu söylerdim. Ama,öyle diyorsan vardır bir bildiğin. Başka yardıma ihtiyacın olduğu bir şey var mı?"
"Ah,evet. Bir kişiye daha ihtiyacım olucak"
"Tamam. Ayarlarız"
"O zaman her şeyi anlatdığıma göre,müsadenizi istiyorum."
"Ah,dedektif,fazla kibarsın. Görüşürüz o zaman"
Dedektif gülümseyerek ayağa kalktı ve kapıya doğru yöneldi.
"Görüşürüz"
28.03.2024
08.04.2024
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbimin Efendisi |Taekook
General FictionKendi halinde işleri ve hayatıyla uğraşan Jeon Jungkook,bir gün,hayatını değişicek olan güzellikle karşılaşacağını bilmiyordu....