( Salı, İlk Gün... )
Bir ara sıcak ortam, sevdiğim arkadaşlar, battaniyenin verdiği güven hissiyle içim geçmiş. Arabanın bir dağ yolu girişinde durmasıyla uyandım, Yiğit'e baktım. Yiğit, Şoföre bakıyordu. Şoför, Rüzgara sert bir hareket ile döndü.
- Rüzgar bey, orada yan tarafınızda siyah çanta gibi bir şey olacak, kapının alt rafında biraz uzunca... dedi.
Rüzgar şaşırmış halde hemen sağ elini yanına aşağıya doğru attı, denilen çantayı aldı, bu arada adam da kendi kapısının alt rafından aynı çantadan aldı, Bizler de olduğumuz yerde dikeldik. Neler oluyordu acaba? Adam çantanın kalın fermuarını açtı, içinden yağmurluk gibi bir şey çıkardı ama bu incecikti ve içi de koyun postu gibiydi ama simsiyahtı. Su geçirmez malzemesi aracın kabin ışığında parlıyordu. Rüzgar da ona bakıp aynısını yaptı. Adam yine Rüzgara döndü;
- Rüzgar Bey, paltoyu giyin, benimle gelin. dedi. Rüzgar söylenenlere harfiyen uyuyordu, Arabanın kapısını açtı dışarı çıktı, paltosunu giydi, önünü ilikledi, Paltonun kapüşonunu da hemen kafasına geçirdi, Arabanın önünden adamın yanına gitti. Biraz konuştular aralarında sonra adam da arabanın arkasına gitti, ben de kafamı arkaya çevirdim, diğer arabaya baktım ama diğer araba biraz geride kalmış, ağır ağır geliyordu. Rüzgar benim tarafa geçti tekrar! Kendi ön kapısını açtı karlı kafasını içeri uzattı.
- Beyler! Biz arabanın tekerleklerine zincir takacağız. Siz üşümeyin dedi, dil çıkarttı, kapıyı kapatıp arkaya adamın yanına gitti. Rüzgar arka tarafa geçince, Yiğit ile Çağan'a bakıp, yüzümü buruşturup,
- Amanın! Havalara bak! Sanki vatan kurtaracak! dedim.
Yiğit ile Çağan hemen kıkırdamaya başladılar, bir yandan da yerlerine arkalarına falan dönüp olan bitene bakmaya uğraşıyorlardı. Arabanın arka bagajından yine siyah ağır ve çokta büyük olmayan çantalar çıkartıldı. Arka bagaj kapağı açılınca içeri bir soğuk hava girdi ki resmen ısırıyordu. Biz hemen battaniyenin iyice altına girdik. Bagajdan iki çantayı çıkartıp bagaj kapağını kapattıktan sonra çantaları yere koydular, fermuarları açtılar, bembeyaz karların üzerinde iki siyah figür, canla başla ağır zincirleri çıkarttılar. Rüzgar'ın elleri üşüdüğünden tipide beceriksizce adama yardım etmeye çalışıyordu ama adamın ellerinde ince siyah eldivenler vardı. O daha seri hareket ediyordu. Rüzgar, bir zinciri aldı adamın tarif ettiği tekerleğin ön tarağına ve altına yaydı. Geldi yerden ikinciyi aldı ve diğer tarafta ki tekerleğin altına yaymaya yürüdü ama ayağı buzdan kaydı zincirlerle birlikte pof diye yere düştü. Ben istemsizce bir kahkaha attım. Yiğit ile Çağan hemen kafalarını uzattılar!
- Ne oldu, ne oldu?
- Rüzgar buzda kaydı düştü de ona güldüm. dedim.
- Gülünecek ne var ki dedi Yiğit şaşkın.
- Ne bileyim öyle beceriksizce işler yaptı mı hoşuma gidiyor baksanıza adamın eline bile yakışmıyor, kabiliyetsiz! dedim, yine patlattım kahkahayı. Yiğit ile Çağan pek benim kadar eğlenmemişlerdi.
Adam Rüzgarı yanına çağırdı, dört lastiğin de önüne zincirler serilmişti. Adam Rüzgara el kol hareketleriyle bir şeyler tarif etti, Rüzgar elleri ceplerinde arabanın yanında beklerken adam geldi, arabaya bindi kontağı açtı, arabayı çalıştırdı, Rüzgardan beklediği işareti alana kadar arabayı ağır ağır öne doğru ilerletti, sonra durdu, tekrar arabadan indi, bu defa her tekerleğin yanına diz çöküp arabayı üzerine hizaladıkları zincirleri tekerleklere sardırmaya başladılar ama Rüzgarın performansı daha da düşmüştü, sonunda adam ona birşeyler söyledi, Rüzgar arabaya geri geldi. Kendi oturduğu ön koltuğun kapısına doğru giderken, bana arabanın dışından dil çıkarttı, saçlarının önleri buz tutmuş, gözleri ve dudakları kızarmış, burnu da kıpkırmızıydı, ellerini de ovuşturuyordu. Kendi kapısını açtı, içinden paltosunu çıkarttığı çantanın içini karıştırdı ve adamın elinde ki eldivenlerden bir çift buldu, bulduğuna sevindi ve hemen edivenleri giyiyordu ki ben artık dayanamadım, bağırdım,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FIRTINA, Sezon VII
Teen FictionFırtına Seni Çağırınca, Sezon VII Kapıyı açar açmaz kar ve buz arasından Rüzgar eve girdi ve hemen arkasından da kapıyı sıkı sıkı kapattı, sırtında da bir kamp sırtçantası vardı. Çantayı ağır hareketler ile kapının yanına attı, kalın botlarını çıkar...