2. Bölüm

25 6 0
                                    

Sinirle konuşmaya devam ettim.

" Sana diyorum! Arkadaşlarım orada kaldı. neden arabayı sürmeye devam ediyorsun? "

Ama Yaman Bey EnİşTe arabayı sürmeye devam etti. Sanki o kadar lafı boşuna diyorum ben. Telefon çalmaya başladı. Ama sanki müzik şarkısı değil de başka bir şarkı gibi. Sanki biri bağırıyordu. Lan bir adam çığlık çığlığa bağırıyor.

"Bayılıyorum bu ritime ya yapan kişi çok güzel bir çalışma yapmış."

" Lan manyak. Adam çığlık atıyor, neresi güzel? Kulak zarımın içine sıçtı resmen, ayrıca aç artık şu telefonu!"

Manyak, psikopat, ruh hastası ya ayrıca biz nereye gidiyorduk?

" Biz nereye gidiyoruz? Yani tamamıyla meraken soruyorum ona göre polisi Aricam da. "

Dedim. Arkadaşlarım şuan biraz bekleyebilirler bence. Hem bura da kaçırılan insan benim onların beni kurtarması gerekiyor. Ama bir şey diyim mi? Sanki deme deseniz demiceğim de neyse. Ben çok fazla kitap okudum o yüzden kaçırılır iken ne yapmam gerektiğini çok iyi bilirim.

Birden biz araba ile giderken karşımızda bir yuvarlak ve parlak ışıklı bir şey belirdi. Araba içine doğru gidiyordu ve beni Yaman bey EnİşTe hiçbir şekilde duymuyor daha çok parlak şeyin üstüne doğru sürüyordu. Zaten herşey öyle başlamadı mı? Başıma ne geldiyse o an gelmedi mi ?

" Yaman dur diyorum sana! Dur. "

Yaman ne durdu, ne de geri adım attı. Biz o şeyin içinden geçtik ve birden araba yok oldu. Kendimi Yaman'ın kucağında, çok hızlı bir şekilde aşağıya düşerken buldum. Çok hızlı bir şekilde aşağıya doğru düşerken aynı zamanda da dönüyorduk. Yani dönerek düşüyorduk.

Ben hâlâ Yaman'ın kucağında düşerken çığlık atarak konuşmaya başladım.

" Yaman benim çok midem bulanıyor. Acil durmalısın yoksa üstüne kusucam gibi. "

Gerçekten midem çok kötüydü. Her an kusabilirdim. Sanki her şey normalmiş gibi Yaman ayakları üzerinde düştü. Daha doğrusu sanki her gün bunu yapıyormuş gibi çok sakin bir şekilde indi ve ben sanki kucağında yokmuşum gibi yola gitmeye devam etti.

Ben de biraz etrafı inceledim. Her yer yemyeşil bir alandı. Tek tük evler vardı. Bir tane de garip ama büyük bir ev daha vardı. Biz de oraya doğru yol almıştık. Ben de Aden isem sana ödetmezmiyim. O an zaten her an kısa bilmeye yatkın ola bilen midemi biraz daha gaza getirerek tam isabet bir şekilde Yaman bey EnİşTeCiĞiMiN üstüne kustum.

Iı şey hani ben varım ya, biraz sonra olmicam. Yaman birden üstüme doğru koşmaya başladığında ben de hemen Yaman'a arkamı dönüp koşmaya başladım.

Biz bir yarım saat kadar felan koştuktan sonra sonunda yorulup durmuştuk ikimizde şuan sanki hiçbir şey olmamış gibi, sanki ben başka bir uyduya gelmemişim gibi, sanki arkadaşlarımı başka bir yerde bırakıp, tanımadığım bir adamla başka yere, garip yollarla düşmemişim gibiydi. Geliyordu.

Herşey çok normal gibiydi.

Biz biraz daha yürüdükten sonra Yaman bana doğru dönüp yüzümü merakla incelemesinden anladığım kadarıyla soru yağmuruna tutulacaktım.

" Aden gerçekten hiç merak etmiyor musun nereye geldiğimizi? "

"Yoo"

Gerçekten merak etmiyordum. Şuan tek bildiğim uykumun olmasıydı.

Yaman da çok sorgulamadı. Bir tane eve geldik. İçeriye Yaman girdiğinde ben de arkasından gittim. Odada 3 tane adam vardı. Hepsi de taş gibiydi. Ellerinde telefon vardı ve koltukta oturarak bir şeylere gülüyorlardı.

Kaybolan İnsanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin