Yoksulluk ¬giris¬

58 14 8
                                    

Para, bu devirde insanların manevi davranışlarının tek sebebi. Onlar için bu o kadar önemli ki herşeyi yapabilecek kadar gözleri boyalı. Tıpkı teyzemin ailemi yok etmesi gibi...

Üç yıl önce, ailem kansere yakalandı. Pek kimsemiz yoktu. Onlara bakabilecek tek kişi, teyzem. Uzun süre görüşmediğimiz için bizi zengin bilirdi, halbuki biz günlük ekmek parasının Bi kısmını alıp harçlık yapsak aç kalırmıyız diye düşünenlerdendik. Başta paramızın olduğunu düşünüp  bizi kabul etti. Bunu öğrendikten sonrada anneme ve babama bakmamak için hastaneye yerleştirmeye çalıştı. Belirli günleri olduğu için, onları hastane almadı. Bu imalarıda sırf paramız yok diye yaptı.

Birgün okuldan teyzemin evine döndüğümde, kapıyı açan olmadı. Çantamdaki yedek anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. İçeriye girdim, arkamı dönüp kapıyı tekrar kilitledim. Tam önümü döndüm ki, başımdan aşağıya doğru ilerleyen ılık korkuyla duraksadım. Mavi duvarın üstündeki kırmızı izler, kırılmış kapı camları ve duvarda delik açan kurşun izleri. Gözlerim dolu şekilde iki adım atabildim sadece. Birilerini arayabilecegim bir telefonum yoktu. Arka odadan küçük hıçkırık sesleri geliyordu. Odaya koştum. Abim yere çökmüş vaziyette sulu gözlerle başını bana çevirdi. Tek sözcük, kelime : öldüler.
Öyle içten söyledi ki bunu, zaten kahredici olayı anlayamadan, ölüm şoku. Yirmi bir yaşındaki adamı bu hale getiren, bu kadar çaresiz bırakan olay benimde boyumu haliyle aşardı. O gece abimle o evden kaçtık. Kaçmadan öncede birbirimize söz verdik, ailemizin yok olmasının sorumlusunun ölümündende biz sorumlu olacaktık. Abimin arkadaşının evinde kaldık, eric, abimin pek haz aldığı biri değildi bana yürüdüğü için. Üç haftaya kadarda yeni ev bulduk, işde buldu abim, üç yıl çalıştığı o kafeden bugün bi kızı rahatsız eden birini dövdüğü için atıldı.

Abimle vedalaşıp evde çıkacaktım ki °eğer işe alınmazsan, üzülme, henüz yaşın küçük. Ben bir iş bulur bulmaz, senin bir iş aramana veya çalışmana gerek kalmayacak ° gözlerim doldu. Annemlerin vefatından sonra tek kelime, tek sözcük bile bizi üzebiliyordu. Ortamı neşelendirmek için °evet lise yıllarının havalı çocuğu, bu işi olmuş bil° minik bir tebessüm alıp evden çıktım.

Ayakkabılarımı giyip durağa gitmem gerekliydi. Yolun bir tarafından diğer tarafına geçerken tek duyduğum tek ses kulak tırmalıyıcı korna sesleri ve sağ tarafımdan vuran araba. Bir insan ancak bu kadar uğursuz olabilirdi. O anın şokuyla yere yığıldım. Annemlerin kaybettiğim gün, duvardaki kurşun izleri, kırılmış camlar ve daha niceleri gözümün önünden tıpkı bir film şeridi gibi geçerken, insanlar etrafımda toplanmıştı bile. Annemin can yoldaşı, arkadaşı beyza abla beni yığıldığım yerden doğrulturken, ben anneme yine ulaşamadığım ve ona gidemediğim için ağlıyordum.

Çarpan kişi arabasından dahi inmedi.

Mahallemizin bilindik ustası hakan °su alsana oğlum. Baksana kız ne halde.° dedi. Adam usulca arabasından indi, arabasının önüne gelip arabayı inceledi. O an onun benden özür dilemesi gerekirken arabasını kontrol ettiğini anladım. Sinirden dolmuş gözlerle ona baktım,oda arsız gözlerle bana bakarken °suçlusu sensin, yayaların ışığını görmemen benim suçum değil.° dedi arsızca ve ardından yine sakin bir şekilde °sanada su almak zorunda değilim. Bir dahakine önüne bak yeter.° kulaklarım bunları işitirken, gözlerim boşalıyordu. Tüm hayatım ve travmalarım...

Beyza abla beni yerden kaldırmasıyla ağlamayı kestim beni durağa oturrtu. İnsanlar dağılırken, o arkasına bile bakmadan araca binip hızla uzaklaştı.
°iyi misin?° dedi hala yanımda dikilerek gözlerime bakan beyza abla. °işe alınmayı bırak, gidemiyorum bile.°

KİMSESİZLİK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin