"Kestik!"
Anında kendini yere atıyor Seungmin. Son zamalarda programın yoğunluğu onun bedenine ağır geliyor. En sonki geri dönüşleri için oldukça heyecanlı olan hayranlarına nazaran o biraz sinirli. Uzun zamandır kendi içinde verdiği bir savaş var. Kazanan belli değilken artık kaybetmeyi göze alıyor. Nefesleri hızlı hızlı akciğerlerine ulaşıp orayı terk ederken Seungmin emin ki oksijen manasında geriye hiçbir şey kalmıyor çünkü şu anda nefesinin kesilmesinin sebebini başka bir şeye yormak istemiyor. Şarkılarının klibi için geldikleri bu çekim alanında tüm üyeler kendi köşesine çekilmiş, bir şeylerle uğraşıyor. Felix Changbin'e masaj yaparken Chan yönetmenin yanında durmuş çekilenleri kontrol ediyor. Hyunjin ve Jeongin telefonlarına gömülerek onlara verilen bu kısıtlı molayı sessizce geçirme kararı alıyorlar. Sonra Seungmin'in bakışları o ikiliyi buluyor.
Minho ve Jisung.
Minho'nun yüzünde güzel bir gülümseme mevcut ve bunun sebebi tam karşısında ona komik hareketler yapıyor. Tavşan dişleri muazzamlıklarını konuşturarak ortaya çıkarken Jisung yorgunluğunu umursamadan hyunguna tüm şirinliklerini göstermeye kararlı. Onun da yüzünde oldukça büyük bir gülümseme var. Sincap dişleri her kıkırdadığında karşısındaki tavşan dişlere meydan okumaktan çekinmiyor. Bir süre boyunca ayakta durup Minho'yu güldürdükten sonra bedenini bir torba et parçası gibi sandalyeye atıyor. Şimdi ikili ciddi ve koyu bir sohbete girmiş olacaklar ki gülümsemeler siliniyor, yerini kısık gözler alıyor.
Seungmin bu tabloya kendini çok uzak hissediyor. Evet belki gidip Felix ve Changbin'e katılarak onlarla dalga geçebilir ki bunu oldukça sık yapıyor ancak ne hikmetse kıçı oturduğu bu zemine mıhlanmış gibi hareket edemiyor. Ya da bunu gerçekten istemiyor. Üyelerin yanına gidip de onlarla konuşmak işkence gibi geliyor. Bu onları sevmediğinden değil, kendisini rahatsız edici bulduğundan. Uzun süredir bu his damarlarında dolaşıp duruyor. İdol olmak en büyük hayaliyken çekip gitme düşüncesi genç Seungmin'i paramparça ediyor zira uykusuz kaldığı geceler, prova yapmak için bir yerlerini incittiği günler, daha iyi görünmek için yemediği yemekler aklına her geldiğinde burada kalma isteği sıfırın üstüne çıkıyor.
"Toplanın çocuklar! Çektiğimiz kısmı izleyelim."
Chan'ın sesi onun boş zihninde tek ses oluveriyor. Yavaş yavaş ve söylenerek toplanan üyelere bakarken yokluğunun ne gibi bir değişikliğe sebep olacağını düşünüyor. Ama bu pek uzun sürmüyor.
"Seungmin! Hadi çabuk."
Liderlerinin sesi onun anlık gülmesine imkan tanırken ne hikmetse kıçı o zeminden anında ayrılıyor. Hızlı ve birbirine dolanan adımlarıyla toplanıp onu bekleyen arkadaşlarının yanına varıyor. Felix hemen onu bir kucaklama içerisine alırken Chan önlerindeki monitörden video kaydını başlatıyor.
"Nasıl? Ben beğendim. Tekrara gerek yok bence."
Chan merakla üyelerinde gözlerini gezdiriyor. Changbin söz konusu iş olunca ciddiyetlik radarlarını açık bırakıyor. Ama yine de kafasını aşağı yukarı sallarken muziplik yapmaktan geri duymuyor.
"Beğendim!"
Onun yüksek tepkisine birkaç kişi kıkırdıyor. Chan kafasını sağa sola sallayıp Minho'ya dönerken Seungmin'in gözü de ona kayıyor.
"Minho sence nasıl?"
Üyelerin ilgi odağı olmaktan kaçamıyor. Zira yüzündeki ifadesizlik onun ne hissettiğini anlamalarına imkan vermiyor. Sonra bir anda gözleri Seungmin'i buluyor.
"Detaylarda hata yapmışsın."
İsmini anmıyor ama buna memnun Seungmin. Zira ona resmi bir şekilde Kim Seungmin demesini sevmiyor.
Chan ve Hyunjin videoyu tekrar oynatıp sadece Seungmin'e kitleniyorlar. Bu süre zarfında kimse çıtını çıkartmıyor. En nihayetinde Chan kafasını kaldırıp solundaki çocuğa bakıyor.
"Bana kalırsa Minho gibi bir dans canavarından başka kimse fark etmez. Zaten pek göz önünde değilsin hata yaptığın kısımlarda. Tekrar etmemize gerek yok."
Onun gamzeli gülümsemesi her daim Seungmin'e güven aşılarken şimdi sadece hayal kırıklığı aşılıyor. Bir problem var ama Chan sorun olmadığını söylüyor. Ki bu mükemmelliyet takıntısı olan Seungmin için pekte küçük bir sorun gibi gelmiyor.
"Hayır, hayır. Yeniden çekelim. Daha iyi yapabilirim."
Hyunjin elini omzuna yerleştirip nadir olsada yaptığı hyung gülümsemesini takınıyor.
"Dert etme Seungmin. Emin ol Minho hyung söylemese hiçbirimiz fark etmeyecektik. Açıkçası bana hâlâ hata gibi gelmiyorlar."
Arkadaşının dedikleri Seungmin'i rahatlatmıyor. Şu an aklı sadece hata yaptığı için dönen bu muhabbette. Belki de arkadaşları günü bitirip eve dönmek için acele ediyor. Belki de bu yüzden hepsi bir ağızdan sorun olmadığını, hiçbirinin hâlâ fark etmediğini çığırıyorlar. Seungmin kendini yine kötü hissediyor. Takıntısını bir kenara bırakarak kafasını aşağı yukarı sallıyor ve böylece günün tamamlanmasını sağlıyor.
Tüm üyeler kendileri için hazırlanmış arabaya binerken ne kadar yorgun olduklarını ya da yurda döndüklerinde ne yapacaklarını sayıklıyorlar. Bir el arabaya yürüyen Seungmin'i durdurup dalmış olduğu o bataklıktan çekip alıyor.
"Neyin var senin? Birkaç gündür dalıp gidiyorsun."
Minho'nun yüzündeki ifade yine belirsiz. Seungmin onun anlamasını dilerken gözlerinin dolmasına engel olamıyor. Anlamasını ve anladığını belirtmesini istiyor. Yoksa Seungmin emin ki bu bataklığa battıktan sonra bir daha geri dönüşü olmayacak.
"Sorun yok sadece biraz yorgunum."
Ama o anlamalarını umarken anlatma konusunda en ufak bir heves göstermiyor. Minho ona uzunca bakıyor, Seungmin de yere. Bir süre Minho'nun eli Seungmin'in koluna yapışmış hâlde duruyorlar.
"Hey! Tekrardan evlenmek için konuşmuyorsanız arabaya binin."
En küçükleri Jeongin'in dillendirdiği ile arabanın içindeki diğer üye Felix de ona eşlik ederek gülüyor. Seungmin kolunu Minho'dan kurtarıp hızlı adımlarla arabaya ilerleyip kendini Jeongin'in yanına atıyor. En küçük üye ile uğraşmaya başlarken dışarıdan bir süre onları izliyor Minho. Sonra o da arabaya binerek Felix'in yanına kendini bırakıyor. Seungmin ile göz göze gelmeye çalışsada bir türlü ona dönmüyor genç olan. Minho da anlamaya çalışmıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me or Leave Me | 2min
FanfictionCesaretin varsa sev yoksa terk et beni Sevdiği adama ihtiyacı olan Seungmin ve sevdiği adam için korkak biri olmaktan vazgeçen Minho. _____ Söylenmesi gerekenler ve asla söylenmemesi gerekenler arasındaki o ince çizgide duruyor Minho. Ya bir adım ö...