Kalbin bir atımlık süresinde bile onda olan bakışları görsede içinde onu yiyip bitiren bir tür parazit benzeri düşünceleri, sanki beynini yeterince işgal etmiyormuş gibi birde son zamanlar kalbine de musallat olmuşlardı.
Vakit kısa, sevmek güzel, yüzler gülüyor. O sıra Seungmin toplandıkları bu masada farkına vardığı birkaç şeyi göz ardı edemiyor. Tüm üyeler, kamera açıldığında az önceye ait tüm gerçekleri bir dolaba kilitliyor ve onlara verilen kaba taslak senaryoya hayatları pahasıcasına bağlı kalıyor. Evet bunlardan biri de Seungmin. Zira onlara verilen bu senaryoda Minho'nun yanına oturmak zorunda olmasaydı kendi hür iradesiyle bunu yapmayacağını şimdi yanında sanki nefes alırsa Seungmin kalkıp gidecekmiş gibi puta dönüşüp oturan Minho'nun kendisi bile biliyor. Farkındalık vücudunda yeni bir uzuv gibi onunla bütünleşmişken buna sebep olan kişi dirsekleri kıpırdadıkları anda birbirine değecekleri kadar yakınında. Şikayetçi olacak son kişi Minho iken memnun olanlar arasında en başta Changbin ve Felix ikilisi yer alıyor.
"Stayler onlara spoiler vermemizi istiyor. Üzgünüz stay! Bunu yaparsak heyecanı kaçar öyle değil mi?"
Chan'ın şaheser kıkırtısı duyulmaya şayan bir melodi gibi havada yankılanırken sanki bunun için beklemiş Jisung ve Hyunjin ikilisi aniden ana şarkının koreografisinden bir el hareketi kısmını yapıyorlar. Üyeler gülüşürken onlara katılıyor Seungmin. O sıra ne kamera ne de kameranın arkasında en ufak hareketlerinde onları denetleyen çalışanlar yok. O sıra sadece eski bağları var.
"Umuyoruz ki bu geri dönüşümüzü de çok sever ve desteklersiniz!"
Bu cümle ile Seungmin midesine bir şey oturmuş gibi hissediyor. Gözleri endişeyle Chan'ı bulurken liderleri ona sıcacık bir gülümseme veriyor. Bu onu güvende hissettirirken aynı zamanda güçlü bir kucaklama içerisinde gibi mutlu hissediyor. Eski geri dönüş döneminde yaşadığı zorlukları atlatmak ne Seungmin ne de üyeler için kolay olmamıştı. Evet, en zoru Seungmin'in hâlâ onu rahatsız edip duran düşüncelerini atamaması. Kafasının içindeki dağınıklık temizlik takıntısı olan Seungmin'i ilk kez rahatsız etmiyor. Bu ya onları toplamaktaki üşengeçliğinden ya da onları toparlarken rafa kaldırılması gerekenleri, çöpe gitmesi gereken düşünceleri ve tozu alınması gereken anılarını görmek istemediğinden. İkinci seçenek onun kıçını bu sandalyeden bir milim dahi kıpırdatamamasını sağlarken dizinin üstünde bir el hissediyor. Afallama ve kızgınlık arasındaki ince çizgide hayatta kalmaya çalışırken yüzü en nihayetinde onu pür dikkat izleyen Minho'ya dönüyor. O yakışıklı suratına okkalı bir tokat atmakla, dudaklarına yapışmak arasında gidip gelirken Minho'nun da ondan ayrı kalır bir yanı yok. Tek bir fark var, o da Minho ne istediğinden emin. Ve eğer istediğini yaparsa sonrasında nelerle karşılaşacağını bilmemek onun vücudunda bir adrenalin havuzunu dolduruyor. Belki de her şeyi siktir edip yanındaki küçüğünün dudaklarına yapışarak hayatı boyunca vereceği en iyi ikinci kararı verebilir. İlki tabii ki de Seungmin ile tanışmak.
"Ah birde Skzoo'lar da burada."
Felix elindeki telefonu çabucak köşeye atıp Chan henüz lafını bitirmeden ortada bir yığın hâlinde duran oyuncaklardan ikisini kapıyor. Seungmin o sıcak avuçların yokluğu ile gözlerini Minho'dan çekip arkadaşının elinde pupyM ve leebit'i görünce bir an ağzını açsada kapaması da pek uzun sürmüyor. Felix küçük çocuklara ait olan bir hınzırlıkla gülümserken, onu o sıra hiç de tatlı göstermeyen şeytanvari bakışlarla karşısında oturan ikiliye bakıyor. Minho elindeki telefondan akıp giden yorumları ya da bu süre boyunca devam eden konuşmayı ne görüyor ne de duyuyor. Gözleri avına kitlenmiş bir vahşi hayvan gibi Felix'in sanki ağır çekimdeymiş gibi birbirlerine yaklaştırdığı oyuncaklara sabitleniyor. Ona göre uzun süren ama bir nefes süresince oyuncaklar hunharca öpüştürülüyor. Minho emin ki duyduğu bu davul sesi dışarıdan bir yerden değil, kalbinden geliyor. Bir anlık telaşla duyuyor mu diye Seungmin'e baksada yanındaki küçüğü boş bir ifadeyle Felix'i izliyor. Bu Minho'nun "acaba..." ile başlayan düşüncelerin temelini oluştururken, Felix yüzündeki gülümsemeyi silmeden şehvetle öpüştürdüğü oyuncakları birer kurban gibi ikilinin önüne atıyor. Seungmin farkında olmadan ya da belki de tamamen kendi iradesiyle hızlıca oyuncağı alıp yüzünü temizliyor. Titrek bir nefes vücudundan akıp giderken o nefes Minho'ya ulaşarak onu çarpıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Love Me or Leave Me | 2min
FanficCesaretin varsa sev yoksa terk et beni Sevdiği adama ihtiyacı olan Seungmin ve sevdiği adam için korkak biri olmaktan vazgeçen Minho. _____ Söylenmesi gerekenler ve asla söylenmemesi gerekenler arasındaki o ince çizgide duruyor Minho. Ya bir adım ö...