4-Artık Tüm Karar Sözlerinde

241 30 30
                                    

Havada, kimseye görünmeyen ancak herkesin hissettiği ince bir katman hâlindeki gerginlik tüm vücutları etkisi altına alıyor ve açıkçası bu Seungmin'i tedirgin ederken Minho için aynı şey geçerli değil. Zira yan yana oturdukları bu vakit aklı karşısında oturan diğer üyelerde değil, yanında oturan Seungmin'de. Küçüğü ellerini bacak arasına sıkıştırmış, öylece kendilerine garip bakışlar atan grup üyelerine kaçamak bakışlar atarken Minho oldukça rahat.

"Ben biliyordum bir şeyler karıştırdıklarını."

Hyunjin sessizce ancak bir o kadar da duyulası ses tonuyla yanındaki Jisung'a söylenince Minho'nun boş bakışları ona kayıyor.

"Neyi biliyordun Hyunjin? Söyle bizde bilelim."

Üstlerindeki gerginlik katmanı artık ince değil, hatrı sayılır bir kalınlıkta. Hyunjin göz devirip hayal kırıklığı dolu bakışlarını Seungmin'e taşıyor.

"Seungmin en azından bana söyleyebilirdin."

Şimdi şaşkın bir bakışla Hyunjin'e dönen Seungmin ne diyeceğini bilmiyor. Ama gerekte yok zira Hyunjin konuşup içindekileri dökme konusunda kararlı.

"Minho hyung ile aranızda olan şey bizi de ilgilendirir diye düşünüyorum. Tamam birbirinizi seviyor olabilirsiniz ama bize de söy-"

"Yeter Hyunjin."

Tam karşılarında oturan Changbin onları yurda sürüklediğinden bu yana ilk kez konuşuyor. Hyunjin sinirli olsada hyungunu dinleyip yerine siniyor. Gerginlik artmaya devam ederken kimse konuşmuyor. Bekledikleri kapı sesi geldiğinde ise bu havadan kurtulup nefes almak isteyen en küçükleri Jeongin 'ben bakarım' diyerek oturduğu tekli koltuktan çoktan fırlıyor. Seungmin hiç olmadığı kadar kendini kötü hissediyor. Üyeler onlardan saklanan bir şey olduğunu düşünsede aslında olay Seungmin'in bu saçmalığı nasıl açıklayacağını bilememesinde yatıyor. Ve maalesef ki Minho ona yardım etme konusunda ufacık bir girişim bile göstermiyor. Kabul; Seungmin de konuşmaya sıcak bakmıyor zira hâlâ dudaklarının üstüne kapanan bir avucun varlığı kalbini ve zihnini bir noktada rahatsız edip duruyor.

İçeriye garip ve bir o kadar da meraklı bakışlar atan liderleri girince o gerginlik katmanı sanki sadece Seungmin'in üstüne örtülmüş bir battaniyeye dönüşmekten geri durmuyor. Kendisini iyi hissetmek için en yakın arkadaşı Felix'in o sıcacık gülümsemesine ihtiyacı var lakin sarışın arkadaşı onunla göz göze gelmemek için kırk takla atıyor.

"Neler oluyor? Niye buraya toplandık?"

Sözün muhatabı Changbin ancak yurda geldiklerinden beridir gözlerini Minho ve Seungmin'den çekmeyen Changbin liderini cevaplarkende aynı tavrı takınıyor.

"Minho ve Seungmin'in bizlere söylemesi gereken bir şey var hyung. Tabii buna lütfederlerse."

Minho onun neden bu kadar sert olduğunu bilsede bu durum canını sıkıyor. Evet çoğu şeyde olduğu gibi bunda da soğukkanlı davranıyor olması biraz sinir bozucu ancak onu en iyi tanıyanlardan biri Changbin iken kendisini ona da açıklama zorunluluğu Minho'yu bir bakıma rahatsız ediyor.

"Minho? Konuşacak mısınız?"

Chan yavaş yavaş ortamdaki o kasvetli havaya çekilirken en nihayetinde Minho konuşma için bir adım atıyor.

"Fazla abartılıyor."

Hyunjin kenarda hahlarken sinir bozucu bir şekilde gülümsüyor.

"Aynen abartıyoruz. Sizi resmen bastım hyung."

"Hyunjin yok öyle bir şey," diyor Seungmin daha fazla dayanamayıp. Yerinden doğrulmaya çalışan Seungmin'i durdurup kendi ayaklanıyor Minho. Suratı şimdi boş bakmaktan çok ötede, sinirli bir hâle bürünüyor. Chan kaşlarını çatarken Minho güçlükle bakışlarını Hyunjin'den çekip liderinin cevap bekleyen suratına dikiyor.

Love Me or Leave Me | 2minHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin