"Ruhumun Eşi" (DÜZENLENİYOR)

Bölüm-11

M:" Çok güzell!" dedi karşısındaki binbir ayıcıkları işaret ederek. "Hadi alalımm!"

D:" Alamayız. Alabilmek için şu işaretlerin hepsini devirmemiz gerekiyor." dedim karşımdaki 10-15 tane işareti göstererek. "Aynı zamanda bir süremiz var. Bu süre içinde yapamazsak alamıyoruz."

M:" E deviririz o zamann!"

D:" Peki tamam. Yapamazsak zırlamak yok ama?"

M:" Yaparız yaparız. Hem 2 hakkımız varmış. İlkinde ben denerim. Olmazsa ikinciyi sen yaparsın?"

D:" Tamam hadi bilet alalım."

M:" Tamam." diyip görevli adama yöneldi.

Görevli Adam: (G.A)

G.A:" Buyrun?"

M:" Bir oynayış ne kadar acaba?"

G.A:" 50 tl."

M:" Hemen şunu alın." diyip cebindeki 200 Tl'leri çıkarıp rastgele birini uzattı. "Üstü kalsın." diyip gülümsedi.

Adam ağzını açmış şaşkın şaşkın bir bana bir Minel'e bakıp duruyordu. Sonra kendini toparlayıp parayı şokun etkisiyle yavaşça aldı. Ardından düzgün bir şekilde katlayıp cebine koydu.

G.A:" Çok teşekkür ederim." diyip tebessüm etti.

Sonra biletleri verdi. Minel biletleri aldığında oyun alanına yöneldik.

İçime tekrardan aynı hissin dolmasıyla gözlerimi etrafta gezdirdim. Yine aynı sonuç...
Kimse yüzüme bile bakmıyordu. E nerden geliyordu o zaman bu izleniyormuşluk hissi
Minel'in sesiyle kendimi toparladım.

M:" Hadi, biletleri attım. Önce ben yapıcamm!"

Başımı salladığımda atmaya başladı. 16 işaret için 20 saniye vardı. Minel 20 saniye içinde 7 işareti vurabildi.

M:" Ya off... Süre çok azz!"

D:" Sıra bende." diyip atış toplarını elime aldım.Ve süre başlayınca atmaya başladım.

-

Tam tamına 18 saniye içinde bütün işaretleri vurabildim. Minel şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Sonra hemen boynuma atladı.

M:" Çok teşekkür ederimm!"

D:" Rica ederimm...Hangi ayıcığı alacaksın?"

Şöyle bir baktı... Sonra boyundan büyük bir ayıcığı işaret ederek;

M:" Bunu alıcamm!"

D:" Kanka iyi güzelde, biz onu nasıl taşıyacağız?"

M:" O zaman söyleyelim de kenara ayırsınlar. Akşam gelip alırız?"

D:" Pekii!"

-

M:" Hadiii!" Lütfennn!" dedi 10 katlı apartman yüksekliğindeki dönme dolabını işaret ederek.

D:" Ya kızımm! Bilmiyor musun yükseklik korkum olduğunuu!"

M:" Ya merak etme tutarım ben senii! Hem kapatırsın gözlerini?"

D:" Off be tamam! Ama hele bir korkayı-"

M:" Tamam hadi gell!"

-

D:"Saat 18.35 olmuş."

M:" Tamam son bir kez şu karşıdaki restauranta gidelim. Yemekleri çok iyiymiş!"

D:" Tamam ama bak bu son?"

M:" Okeyy!"

-

D:" Hani yemekler güzeldi Minel? Pembe kuru fasulye mi olur yaa? Resmen boya buu!"