Multimedya: Yapma N'olursun ~ Dolu Kadehi Ters Tut
Nasıl yani? Biri... Biri beni mi izliyordu? Yada Leya kendi çapında şaka yapıyordu. Bu hiç komik değil! Akşam sorarım artık.
Birer birer basamakları indim. Mutfağa gidip bir şeyler atıştıracaktım. Her basamakta aklıma o mesaj geliyordu. Takma kafana Tuana! Kesin Leya'dır.
Bir şeyler bulmak ümidi ile çekmeceleri karıştırdım. Bisküvi ve Nescafe. Mmm, en sevdiğim ikiliydi.
Odama geri çıkıp penceremin önüne oturdum. Bir yerden dışarıyı izlerken bir yerden kahvemi yudumlayıp bisküvimden küçük küçük ısırıklar alıyordum.
Bu bile beni mutlu etmeye yetiyordu. Hafifçe gülümsedim. Pencerenin önünden kalktım. Tam o sırada bir mesaj sesi geldi. Kitabımı alıp tekrar yerime oturdum. İkinci bir mesaj daha geldi.
Merakla telefonumu elime aldım. Yine mi bu kişi?! Bir dakika! Gelen mesajları tek tek okudum.
"Gülümsemen bile beni benden alıyor."
"Ya pencerenin önünden kalkma ya. Göremiyorum seni."
Korkudan telefonum yere düştü. Korku dolu gözlerle telefona bakıyordum. O kadar cesur biri değildim. Tam o sırada bir bildirim daha geldi. Yavaşça alıp baktım.
"Özür dilerim. Seni korkutmak istemedim."
Çığlığı bastım ve telefonu hızla yere fırlattım. Telefondan olabildiğince uzaklaştım. Biraz sakinleştikten sonra bu yaptığımın saçma olduğunu farkettim. Ama o an bir şey düşünememiştim.
Hızla Leya'yı aradım.
"Alo, Leya?"
"Efendim Tuni? Sen iyi misin? Sesin bi' kötü geliyor."
"Leya şu an müsait misin? Sana gelsem..."
"Tabiki müsaitim. Bir şey mi oldu?"
"Gelince konuşuruz."
"Peki aşkım. Çabuk gel."
"Tamam."
Hızlıca hazırlanıp çıktım evden. Sürekli arkama bakıyor, sanki birinin beni takip etmediğinden emin olmak istiyordum. Aslında sanki değil direk öyleydi. Biraz rahatlamak için kulaklığımı takıp bir şarkı açtım.
"Kendime yalan söyledim. Yalnızım bunu ben istedim. Paramparça bütün aynalar, içinde kan revan birisi var."
Sonunda Leyla'nın evine gelmiştim. Hızlıca kapıyı çaldım. Bir kaç saniye sonra kapı ardına kadar açıldı. Son kez etrafıma bakıp içeri girdim.
Bu hareketim Leya'nın dikkatini çekmişti. Meraklı gözlerle bana bakıyordu.
"İçeri geçelim anlatacağım."
"Gel benim odama çıkalım."
Beraber onun odasına çıktık. Yatağına oturup bağdaş kurdum. Leya anlat det gibi bana bakıyordu.
"Leya?"
"Efendim?"
"Hani ben senle konuşurken bildirim geldi ya."
"Ee?"
"WhatsApp'tan gelmiş."
"Olabilir?"
"Bilinmeyen bir numara."
"E çok normal? Düzgün anlatsana!"
"Ya sen ve benim konuşmamızı duymuş. Demişki evet Leya haklı boşuna üzme kendini falan."
"Nasıl?!"
"Dahası var bir dur. Ben korktum tabi sonra bana seni korkutmak istemedim falan yazmış."
"Bana direk mesajları göster."
"Al bak."
Dedim ve verdim. Leya mesajları okudukça renkten renge girdi. Yavaşça kafasını kaldırıp bana baktı.
Kaşlarını hafif çatmış ve "Bu nasıl olur?" der gibi bakıyordu. Omuzumu silktim.
Bir süre sessiz kaldık. Sonra ise Leya ayağa kalkarak kafamızı dağıtmaya çalıştı.
"Bence o kadar kafaya takma. Biri seni trollemeye çalışmış belli ki."
"Emin misin?"
"Evet evet, eminim. Hadi annemler gelmeyecek zaten. Biz de bir şeyler yapalım."
"Film izleyelim mi?"
"Olur. Sen film seç. Bende bir şeyler hazırlayıp geleceğim."
Aşağı inip filmi seçtim. Leya da mutfaktan içi dolu bir tepsiyle çıktı.
"Oha Leya! Direk mutfağı getirseydin."
"Ne ya? Alt tarafı bir kaç abur cubur. Aa içecek almayı unuttum. Bekle getireyim. Ha bu arada, battaniye ister misin? Soğuk kış gününde güzel olur."
"Olur. Çok güzel olur."
Leya içecekleri getirdikten sonra filme başladık. Galiba uzun bir film seçmiştim. 4 saat sürüyordu. Filmi bitirebileceğimizden emin bile değildim. Çünkü ikimizde yavaş yavaş mayışıyorduk.
Gözümü açtığımda gece yarısıydı. Yavaşça kalkıp etrafa bakındım. Leya da yanımda uyuya kalmıştı. Filmde çoktan bitmiş gibi duruyordu.
Bu durumu önceden çok yaşadığım için annemler büyük ihtimalle tahmin etmişti. O yüzden sıkıntı olmazdı. Hem kendi evime çıkmayı düşünüyordum artık. 21 yaşına gelmiştim.
Pozisyonumu düzeltip bir daha uyuyacaktım. Üzerime battaniyeyi çekip sıkıca sarıldım.
Ama ne yazık ki uykum gelmemişti. Bir o tarafa bir bu tarafa dönüp durdum. En sonunda biraz telefona bakmanın yararlı olabileceğini düşündüm.
Çünkü telefona bakınca uykum geliyordu. Telefonumu bulup parlaklığını azalttım. Instagram'a girmeden önce gözüm WhatsApp'a kaydı. Bir bildirim gözüküyordu.
Uyku sarhoşluğu ile hiç korkmadan mesajı açtım. Ama korkusuz geçen son saniyelerimdi. Mesajı görür görmez çığlığı bastım.
Çünkü bir fotoğraf yollanmıştı ve fotoğrafta ben ve Leya uyuyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim
Short Story"Siz hiç kim olduğunu bilmediğiniz biriyle sohbete girer misiniz? Cevabınız evet olabilir. Peki ya o sizin her şeyinizi biliyorsa?"