Leya daha fazla merak etmeden tekrar mutfağa indim. Kahvaltımı ederken sürekli onu düşünüyordum. Acaba kimdi? Nasıl biriydi? Beni nerden tanıyordu?
Leya bana bir şeyler anlatırken onu dinlemeyi unutmuştum bile. Son dedikleri aklımdaydı ama:
"Çocuğun ismi de Yağız işte."
Neyi anlatıyordu ki ya? Neyse ben anlarım şimdi.
"Yakışıklı mı bari?"
"Az önce dedim ya. Çok fazlaaaa."
"Kızım sen sırılsıklam aşık olmuşsun ya?"
"Ben de onu diyorum iki saattir! Ben aşık oldum."
Aklıma bir replik gelmişti. Son anda söylemekten vazgeçtim. Yanlış anlaşılabilirdi. Tekrar Leya'ya döndüm.
"Soy adı ne demiştin?"
"Kılınç. Yağız Kılınç."
"Anladım."
"Ayyy Tunii bir de komşumuz yaaa. Mükemmell."
"Aldık başımıza belayı."
"Aşk olsun Tuana."
"Şaka yaptım ya. Neyse ben şimdi eve gideyim. Annemlerde merak etmesin."
"Tamam Tuni sonra görüşürüz."
"Görüşürüz."
(O kadar uzun bir ara vermişim ki bunlar okula mı gidiyordu yoksa çalışıyor muydu hatırlamıyorum. Ben bi' bakıp geleyim.)
(Tamam baktım. Devam edebiliriz.)
Eve giderken yine bir şarkı açtım. Evet şarkılara takıntım vardı. Kulaklığımı da kafama takıp şarkıya mırıltı ile eşlik etmeye başladım.
"Söyle nefesim söyle anlat o'na
Dokunmadı ellerim asla başkasına
Söyle nefesim söyle anlat o'na
Açılmadı kalbim, yerin dolmuyor asla"Yedinci Ev'i çok sevmezdim ama bu şarkıya bayılıyordum. Bir ara durdum gözlerimi kapatıp şarkıyı hissettim. Bunu yapmak da hoşuma gidiyordu. Kulaklıkta yankılanan bildirim sesi ile kendime geldim. Telefonu açtığımda yine Anonim'den geldiğini farkettim. Engel olamadığım bir gülümseme ile mesaja baktım.
"Hangi şarkıyı dinliyorsun?"
"Şarkıyı dinlerken resmen kendinden geçtin."
"O kadar mı güzel ya?"Hafifçe kıkırdayıp mesaja cevap verdim.
"Yani o kadar değil ama seviyorum."
"İsmini söylemedin?"
"Merak mı ettin?"
"Evet, Naz söyler misin artık?"
"Hayır."
"Neden??"
"Çünkü sen de bana kendi ismini söylemedin."
"Zamanı gelince söyleyeceğim."
"Bende zamanı gelince söylerim."
"Naz lütfen."
"Altı üstü bir şarkı neden bu kadar merak ettin?"
"Çünkü sen seviyorsun. Sen seviyorsan güzeldir. Ve sen seviyorsan bende seviyorum."
Olduğum yerde kaldım. Mesajla bakışıyordum. Daha tanımadığım birinin böylesine bana iyi davranması garipti. Yazacak bir şey bulamayınca sadece şarkının ismini yazdım.
"Yedinci Ev ~ Anlat Ona"
"Karantina kitabından mı öğrendin?"
"Evet. Sen nereden biliyorsun?"
"Senin elinde görmüştüm bir ara. Dediğim gibi sen seviyorsan ben de severim. Ha bu arada o gün çok güzel olmuştun."
Şu an kızardığıma emindim. Yine de kabalık olmasın diye cevap verdim.
"Teşekkür ederim."
"Teşekkür mü edersin?"
(Tuana'nın anlık mod: Acaba evlenmeyi düşünür müsünüz?)
Sadece gülümsedim. Gerçekten ne yazacağımı bilemiyordum. İyi birine benziyordu fakat ben onu tanımıyordum bile. Neleri sever, neleri sevmez, ne dersem onu kırarım hiç bir bilgim yoktu.
Mesajı beğenip yoluma devam ettim. Bir dakika ne dedim ben?! Mesajı mı beğendim?! Ne?! Hemen telefonu elime geri alıp son mesajlara girdim. Mesajı beğenmek kırmızı kalp bırakmak demekti. Anlık dalgınlığım ilk defa işime gelmişti çünkü mavi kalp bırakmıştım. Rahatlayıp yola devam ettim. Eve gelince ılık bir duşa girip yatağıma yattım. Uyumadan önce son bir mesaj geldi.
"Seni seviyorum Naz."
Fazla ara vermiştim ama toparlayıp geri döndüm. Vazgeçeceğimi sanmayın. Efsane geri döndü 🤭🤭🤭 iyi akşamlarr...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim
Short Story"Siz hiç kim olduğunu bilmediğiniz biriyle sohbete girer misiniz? Cevabınız evet olabilir. Peki ya o sizin her şeyinizi biliyorsa?"