Arkadaşlar bu bölüm biraz kısa olacak. Çünkü zaten bu sabah atmıştım. Neyse keyifli okumalar...
O an ne olduğunu anlayamadım. Sadece şoka girmiş gibi onu arayıp duruyordum. Fakat cevap yoktu. Ne yapacağımı bilmez halde kalmıştım.
Hani böyle boğazınıza bir ağrı, bir acı oturur ya... Heh işte ondan oturmuştu. Her zamanki gibi stresten dolayı karnım ağrıyordu. Aramanın faydasız olduğunu anlayınca bir oraya bir buraya gitmeye başladım. Aslında sadece 3 dakika geçmişti aradan. Ama ben çok korkuyordum. Sahi ne olmuştu? Araba kazası? Yada eve dönmüştü belki? Bilemiyorum...
Peki ben neden onun için bu kadar endişelenmiştim ki? Sakin kalmam lazımdı. Gelen mesaj sesi ile telefona doğru koştum. Elime alır almaz mesaj sayfasını açtım.
"Kusura bakma bardak elimden kayıp düştü. Panik yapınca telefonu da bıraktım. O da yere yapıştı. İki saattir onu açmakla uğraşıyorum."
"Bir yeni fotoğraf."
Fotoğrafa tıkladım. Cam kırıklarını atmıştı bana. Cam kırıklarında onun silüeti gözüküyordu. Ama sadece karartıdan ibaretti. Anlaşılmıyordu hiç bir şey.
Fotoğrafı iyice inceliyordum. Yerler parkeden oluşuyordu. Yerde su damlacıkları da vardı. Sonra fotoğrafın köşesindeki masayı farkettim. Masanın üzerinde bir şey vardı. Biraz yakınlaştırınca masanın üzerindeki şeyin kimlik olduğunu anladım.
Kimliğin üzerindeki isim bulanıktı. Çünkü resim hala zoomlanmış bir halde duruyordu. Fotoğrafı bu şekilde ekran görüntüsü aldım. Ardından fotoğraf netleştirici bir uygulama yükledim. Evet sonunda indi.
Uygulamayı açtıktan sonra hemen fotoğrafı netleştirdim. Yazan isimle kalbim duracakmış gibi oldu. Böyle bir şey olamaz! Hayır hayır hayır! Kafamı sağa sola sallamaya başladım. Gözlerimi kapattım ve açtım. Hayır, yazan isim değişmiyordu. Ama bu kişi Leyla'nın aşık olduğu çocuktu.
Yağız Kılınç
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim
Short Story"Siz hiç kim olduğunu bilmediğiniz biriyle sohbete girer misiniz? Cevabınız evet olabilir. Peki ya o sizin her şeyinizi biliyorsa?"