5. Bölüm

83 10 23
                                    

Bora'dan:

Geceyi kontrol etmek için yukarı çıkıyordum. Geldiğinden beri uyuyordu. Sorun şu ki erken gelmişlerdi ve saat gece yarısı olmak üzereydi.

Yaşım gereği mi yapım gereği mi bilmem ama kendimden beklemediğim bir mutluluk vardı içimde. Sanırım küçüklüğümden beri hep bir kız kardeş hayali kurmamın etkisiydi bu. Büyüdükçe geçti sanmıştım ama öyle değilmiş. Öğrendiğim günden beri yerimde duramıyordum.
Ama abim ne kadar istesem de onunla beraber Gece'yi almaya gitmeme izin vermemişti.
Evde heyecanla beklerken gözleri kızarmış yüzü solmuş üzgün bir şekilde gelmesini beklemiyordum. Ama düşünememiştim ne kadar zor olacağını onun için. Ailesini bırakıp geleceğini de bilmiyordum açıkçası. Ben sadece tanışırız sanıyordum en azından şimdilik. Olaylar böyle gelişince doğru düzgün tanışamamıştık bile. Bizimle çok az oturmuş o süre içinde sadece sorulara kısa kısa cevap vermiş sonra da odaya gitmek istediğini söylemişti. Yemek saatinde abim uyandırmış ama kalkmak istemediğini söyleyince karışmamıştı.
Abisi neden bizimle kalmasına müsaade etmişti onu da bilmiyorum. Benim kız kardeşim olsaydı öz veya değil fark etmezdi. Kimseye vermezdim onu.

Abim bizim Gece'nin odasına girmemize izin vermiyordu tabii. Neymiş rahatsız olabilirmiş. En sevdiği abisiyim lan ben onun! Tabii henüz bundan onun haberi yok ama olsun.
Odanın önüne geldiğimde kapıyı çaldım ama ses yoktu. Tekrar çaldım cevap vermesi için. Yine ses gelmeyince vazgeçip gitmeyi düşündüm. Odasına girmek doğru olur muydu bilmiyordum. Gereğinden fazla uyuduğunu ve bir şey olmuş olma ihtimalini göz önünde bulundurarak kontrol etmemin doğru olacağına kanaat getirmiştim. Hemen çıkardım zaten.
Direkt içeri girmemek için çok yavaş hareket ederek kapıyı açtım. Yatakta yatan kardeşime döndü bakışlarım.
Yanına yaklaştıkça gördüğüm manzara hiç düşündüğüm gibi değildi. Gece yatakta kıvranıp duruyordu. Yanına yaklaştığımda sessiz sessiz bir şeyler sayıkladığını fark ettim. Aralarından seçebildiğim tek kelime 'abi'ydi.

"Gece?"

Uyanması için kolunu hafif sarstım.
Ne oluyordu bu kıza ?

Hiçbir etki yaratmayınca yüzüne dokundum. Dokunmamla karşılaştığım sıcaklıkla elimi çekmem bir oldu. Çok ateşi vardı. Kıvranmasını engellemek için kollarından yatağa canını yakmadan sabitledim. Sesimi biraz daha yükselttim duyar diye.

"Gece kalk."

Değişen bir şey olmamıştı. Bütün bedenimi korku sararken bağırdım.

"Abi!"

Saniyeler içinde hızla odaya giren abilerime baktım.
Miraç abim "Noluyor?" derken, abim çoktan yanımıza gelmişti. Gece'yi fark etmiş olacak ki elini alnına koyup kontrol etti.

"Ateşi çok yüksek."

Miraç abim Gece'nin üstündeki yorganı çekip yere attı.

Abim Gece'yi kucağına alırken "Hastaneye gidelim." dedi.
Gece'nin iyice huzursuz olduğu belliydi.

"Hastaneye gitmeyelim." diye mırıldandığında ona döndük hepimiz.

"Bora telefonunu ve montunu al Gece'nin." derken apar topar odadan çıkmışlardı. Telefonu ve montu alırken peşlerinden indim. Kendi montumu da alıp evden çıktım. Hızlı hareket ediyordum ama elim ayağım birbirine dolaşmış gibi hissediyordum. Panik bütün vücudumu sarmıştı.

Abim Gece'yi arkaya yatırırken ben de bindim ve kafasını dizlerime koydum. Miraç abi getirdiği ıslak bezi alnına koymamı söylemişti. Elimin altında soğuktan titrerken bunu yapmak ne kadar zordu biliyor muydu bu adam? Yine de dediğini yaparken yapmak zorunda olduğumu kendime hatırlatıp durdum.
Evin en küçüğü olarak üstümde sorumluluk olmadan bu tarz bir korkuyu hiç yaşamadan büyümüştüm. Hep rahat yaşamış bir şeyleri kafaya takan biri olmamıştım. Şimdi abilerimi anladığımı nasıl bir sorumluluk olduğunu anlama zamanımdı galiba.

Yeni HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin