Minho erkenden kalkıp depoya inmiş ve uzun zamandır kullanmadığı lavtasını bulmaya çalışmış ve bulmuştu.
Şimdi sıra ilk önce araba sonra da biraz yiyecek şeyler hazırlaması gerekiyordu kafasında kısaca bir plan yapıp araba bulmak adına Chan'ı aradı. Chan her zaman Minho için bir kaçış noktasıydı. Arabayı alması ile mutlu oldu sıra yemek hazırlayıp Jisung'a süpriz yapmaya gidecekti dün gece beyninin olduğu uzun karmaşık tartışmadan sonra Jisung'da hoşlandığı gerçeğini kabul etmiştir ve Jisung'a bir şans istediğini söylemek amacı ile bütün gece aklında bestelediği şarkıyı çalacak ve çıkma teklifi edecekti.
Minho inanılmaz heyecanlıydı çünkü ilk defa birine çıkma teklif edecekti.
Yemekleri yaparken nasıl bir yere oturmalıyız, saat kaç gibi konuşmaya başlasam gibi sorular soruyordu.
Alında ki kocaman piknik çantası ile iki sokak altta ki Chan'da araba anahtarını almış ve şuan Jisung'u arayıp geleceğini ve bir yere gideceklerini söylemek için numarasını tuşluyordu.
"Alo Jisung evde misin"
"Evet evdeyim önemli bir şey mi oldu Minho"
"Hayır Jisung 15 dakika içinde hazırlan bir yere gideceğiz"
"Nereye gideceğiz"
"Süprizi kaçar ama küçük bir bilgi vermek gerekirse çok sakin ve kimseciklerin olmayacağı bir yer"
"Tamam bak ona göre giyineceğim sonra dalga geçmek falan yok"
"Seninle ne zaman dalga geçtim ki ben"
Jisung verecek cevabı olmadığı için telefonu kapatıp. Telefonda aldığı haberden sonra direkt açtığı dolabı ile derin bir bakılmaz içerisine girmişti.
Minho'da 5 dakika sonra evin önüne varmış ama Jisung'a önceden haber vermediği için onun hazırlanmasını büyük bir sabırla bekliyor ayrıca bahçenin güney cephesine bakıp Jisung'a edebileceği zekice ve romantik laflar düşünüyordu aklına gelen bir kaç şeyi not almıştı.
Jisung koşarak dışarı çıkmıştı.
"Beklettiğim için üzgünüm"
"Önemli değil ben de yeni geldim"
"Gel gidelim güneş batmadan varmalıyız oraya"
"Uzak mı o kadar"
"Hayır sadece biraz tedirginim"
"Tamam"
"Hadi gel"
Deyip arabanın ön koltuğuna oturan Minho'nun arkasından arabaya binmiş ve yerinde hafifçe yayılmıştı. Biraz gülümseyip dışarı baktı. Bu gün bir şeylerin iyi geçeceğinden emindi.
Yolda giderken ikisi de konuşmadı çünkü düşünüyorlardı ama ikisi de bambaşka şeyler düşünüyorlardı Minho Jisung eğer teklifi reddederse o nefret ettiği kağıda nasıl yalvaracağını düşünürken, Jisung ise Minho'nun kendisine ne diyeceğini merak ediyordu.
Vardıklarında Minho nereye geldikleri hakkında kısa bir bilgi vermiş ardından eşyalarını alarak oturacakları yere gelmişlerdi.
Eşyalarını hazırlayıp bir ağacın dibine yere oturdular.(Yer eskisi yazacaktım köylü gibi gözükmek istemedim)
Jisung etrafta göz gezdirdi Minho'da Jisung'un yüzünde göz gezdirdi.
Etrafta çift olduğunu tahmin ettiği kişiler oturuyordu. Sonra sağ tarafında kalan nehire baktı çok güzeldi nehrin yanından sol taraflarına kadar giden Sakura ağaçlarını gördü yeni çiçek açtıkları belli oluyordu.
Minho arkasından lavtasını çıkarmaya koyulunca Jisung ona baktı. Ve kafasını hafifçe ne yaptığını anlamak için yukarı kaldırdı.
"Ne yapıyorsun"
"Ben lavta çalabiliyorum biliyor musun? "
"Lavta ney ki"
"Bir çeşit müzik aleti"
"Merak ettim şimdi"
Minhı çıkarınca Jisung dokunmak için izin istemişti.
"Güzelmiş"
"Babamdan kalkma ona da babasımdan kalmış"
"Çalsana"
Mimho kısaca bir kaç şarkı çalıp lavtayı bıraktı ve Jisung'un ellerini tutup konuşmaya başladı.
"Bir şey mi oldu Minho"
"Jisung sesinle önemli bir şey konuşmam lazım"
Jisung devam et dercesine kafasını salladı kalbi şuan inanılmaz fazla atıyordu çünkü bu sahneyi daha önce kitaplarda okumuştu içinden o anlamda olması için dua ediyordu.
Minho derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Jisung ben yıllar önce ilk defa bu nehri keşfettim ve o zaman dünya da ki en güzel varlığın bu olduğu kanısına varmıştım. Sonra seninle tanıştım ve dünya da burası kadar güzel başka şeylerinden olduğunu anladım senn gerçekten çok güzelsin Jisung ve ayrıca benimle çıkar mısın? "
Minho konuşmadan beri kaldırmadığı başını kaldırmış parıldayan gözlerle Jisung'a bakıyordu.
"Minho teklifini kabul ediyorum"
Minho tuttuğu eli bırakınca gözünden bir damla yaş süzüldü ve Jisung'a sarıldı. Jisung bir an bile durmadan kaeiılık verdi sarılmaya. Dakikalarca sarıldılar sonra Jisung sarılırkrn konuştu.
"Minho benim neyimi sevdin bu kadar kısa sürede"
"Sevdim sadece seni tüm benliğin ile sevdim bir kaygı gütmeksizin"
"Ben de seni çok seviyorum Minho"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Küpler Minsung
Fantasyonu sadece çok az bir zaman görecek ama daha çok görmek için bütün ömrünü verebilir.