"tamam o zaman gidelim"
"aşağıda ki kafeye gidelim mi"
"aa ben çok seviyorum orayı gidebiliriz"
Jisungu'un konuşması bittiği zaman konuşmadan yürümeye başladılar konuşmuyorlardı. Aralararında birbirinden uyunan bir tavır sergiliyorlardı. Minho nerdeyse hayatında ilk defa kendine benzer zevklere sahip kişiler bulduğunu düşünüyordu. Gün sonu kadar güzeldi.
kafeye vardıkları zaman Changbin kapıyı açmış girmelerini beklemişti. Masaya oturup kahve söyleyip ortak alanlarını bulmak adına konuşmaya başladılar. Bir ara Changbin'in telefonu çaldı. Gitmesi gerektiğini söyleyince Minho ve Jisung konuşmadan yeri izlediler Changbin ortamın gerilimini kırmıştı ama gidince o gerilim geri gelmişti. Konuşmadan sadece söyledikleri kahveleri içiyorlardı. Minho bu duruma son vermek amacıyla bir konu açtı.
"sizin bir sonra ki tiyatro ne zaman"
"ben de bilmiyorum ki hocalar bize bile neyde oynayacağımızı, hangi rolde oynayacağımızı bile bilmiyoruz çoğu zaman"
"peki sen hangi oyunda oynamak istersin"
Minho'nun konuşma denemesi işe yaramış konu konuyu açmıştı. Saatlerdir konuşuyorlardı. kafenin kapanması gerektiği için garsonlardan biri gelmiş konuşmuştu.
"merhaba efendim bölüyorum ama kapanma zamanımız geldi"
ikisi de başlarını başlarını mahçup bir edayla salladılar ve hesabı ödeyip dışarı da biraz yürüyüp sohbetlerine devam etmeye karar verdiler.
En son evlerine gitmeye karar verdiklerinde Minho Jisung'un telefon numarasını almadığını hatırladı.
"Jisung gitmeden önce numaranı verseydin tekrar görüşürüz"
"tabiki"
deyip cebinden telefonunu çıkardı.
"telefon numaramı ezbere bilmiyorum da"
"ben de bilmiyorum sıkıntı değil"
ikiside hafifçe gülümsediler. Jisung numarasını verince telefonu kaydetmek için çaldırdı giderken Minho görüşürüz dedi ama Jisung karşılık vermeden yürüdü. Minho şaşırıp evine yürümeye başladı.
evine girip yatak odasına ama yatağın üstünde bir mektup buldu.
"bu da ne şimdi"
üstünde "küp oyuncularına" yazıyordu Minho sinirlendi.
"Küpüne de başlayacağım okumayacağım ya bune"
okumamak için banyoya girdi ama ya önemliyse düşüncesi aklından çıkmadığından dolayı banyodan erkenden çıktı. Yatağın üstünde ki kağıt ile bakışıp lanetler okuyarak üstünü giyinip seslice mektubu okumaya başladı.
"Küplerin içinde sadece kısıtlı zamanın olduğunu unutma kimseye bağlanma çünkü kader sizi tekrar buluşturuncaya-buluşturursa- kadar onu göremezsiniz. Bu evrende kalmak için zamanın azalıyor zamanın bitmeden önce küp sana tekrar mektup gönderecek etrafa dikkatli bak ve bu kağıdı her zaman yanın da taşı"
"vay amına koyum similasyona bak"
Minho konuştuktan hemen sonra mektubun altında ki boşlukta bir anda yeni yazılar belirdi.
"Bu bir similasyon değil paralel evren"
"sen beni anlıyor musun neler oluyor tanrım nereye düştüm böyle"
Minho tam beş dakika boyunca kağıtta bir değişiklik olacak mı diye bekledi ama sadece yazılar gitmiş yeni bir sayfa olmuştu. Normal bir kağıda benziyordu herkes bunun ağaçtan yapılmış bit kağıt olduğunu düşünürdü ama bu kağıt ağaçtan yapma kağıtlardan çok daha fazlasıydı.
Minho bunun nasıl olabileceğini düşünürken karnı guruldadı yemek yemek için mutfağa gitmeye karar verdi. Ne yiyeceğini düşünürken telefonu çaldı bilinmeyen numaraydı. Açtı telefonu.
"Alo kimsiniz acaba"
"Şey Minho ben Jisung numara doğru mu diye bakmak için aradım"
Minho hafifçe sırıttı oysaki gitmeden önce çaldırmıştı telefonu.
"Doğru numaraymış ee napıyorsun Jisung"
"Ne oldu biliyır musun gelirken yeni bir sahaf keşfettim sende sahafları çok sevdiğini söylemiştin ya yarın belki işin yoktur diye gideriz diye düşünmüştüm. "(Merak edenler için Jisung heyecanlansığı için böyle konuşuyor bilerek yazdım böyle)
" Bir düşüneyim yarın boş muyum" Düşünüyormuş gibi yaptı zaten burada kısıtlı zamanı vardı onu da derslerle geçiremezdi.
"Aslında boşum biliyor musun ki boş olmasam bile boşaltırdım"
"Teşekkürler Minho"
"Ama Changbin gelmeyecek biliyorsun değil mi? "
"Biliyorum Jisung sorun değil ama nerede buluşacağız"
"Ben yarın bir kitap almak için kütüphaneye gideceğim. "
"Tamam o zaman görüşürüz"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Küpler Minsung
Fantasíaonu sadece çok az bir zaman görecek ama daha çok görmek için bütün ömrünü verebilir.