Yazım yanlışı ve mantık hataları olabilir anlamadığınız yeri sorabilirsiniz
_
_
_
_
_Ebrar Karakurt
Sonunda büyük bir bahçesi olan evin önüne geldiğimde, görevlilerin içeri almasıyla girdiğim kocaman villada gözlerimi gezdirdim.
Burası yeni çalışacağım ve sanırım artık yaşayacağım yerdi.
Büyük koridordan içeriye doğru ilerlerken bir yandan da yeni işimi düşündüm. Oldukça değişik bir deneyim olacak.
Ünlü bir aktör ve mazoşist, kendine zarar veriyor.
Onu kendinden korumak için işe alınmıştım ama, onu kendimden koruyabilecek miydim?
İşin bu ironik yanı gülümsememi sağladı.
Büyük salona geldiğimde, yerlerde gördüğüm dağınıklık, yırtılmış kağıtlar ve cam kırıkları duraksamamı sağlamıştı.
Tam burada ne olduğunu anlamak için etrafa bakınırken, üst kattan gelen çığlık sesini duyduğumda yutkunarak hızlı adımlarla merdivenleri çıkarak seslerin geldiği odaya doğru ilerledim.
Kapıyı açtığımda, burasının bir lavabo olduğunu fark ettim. Esmer kadın yüzünde afallamış bir ifadeyle bana doğru dönmüştü.
Gözlerim çıplak omuzuna ve elindeki cam parçasına kaydığında, yanına yaklaşarak sert şekilde omuzlarından tutup kendime çekerek göğüsüme bastırdım ve hareket etmemesi için sıktım.
Acı içinde, çığlıkla karışık inlediğinde gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım.
Sakin kalmam gerekiyordu.
Gözlerimi açarak kolunu serbest bıraktığımda bağırmaya başladı.
"Evimden defol, Semih seni hangi cehennemden bulduysa oraya dön!"
"Dönmüyorum ve kes şu çocukca davranışları"
"İstemiyorum seni anlamıyor musun?"
"Bağırmayı kes"
"Kesmezsem ne olur?"
"Beni zorlama"
Onu ardımda bırakıp merdivenleri inerek tekrardan büyük salona doğru geldiğimde, koltuklardan birine yerleştim.
"Bu ne rahatlık, benim evimde?"
Çıkışmasına gülerek
"Yalnız artık bende bu evde yaşayacağım, haberinin olması gerekiyordu" dedim.
"İçeri nasıl girdin?"
Beklediğim soru geldiğinde,
"Görevliler aldı, artık onlar seni değil beni dinleyecekler" dedim zevkle.
Sinirlendiğini görmek hoşuma gitmişti.
"Sen sadece basit bir korumasın haddini bil"
Bir şey demeden yeniden ilk geldiğimde gözüme takılan yerdeki cam kırıklarına ve kağıt parçalarına bakmaya başladım.
Kendi fotoğrafımın gözüme çarpmasıyla benim dosyamı yırttığını anlamıştım.
Eğilerek yerden alıp kendime bakarak sırıttım.
"Yazık olmuş, oysa çok güzel çıkmıştım"
Susmayı tercih ettiğinde fotoğrafı dikkatli bir şekilde sehpaya bıraktım ve bakışlarımı ona çevirdim.
Omuzuna baktığımda bu şaheseri, daha yakından incelemek istiyordum.
"Koluna bakabilir miyim?"
"Hayır"