Sisu

Bölüm_4_

"Ben senin gözlerinde dünyayı görürken,sen benim dünyamı yıkdın."
.
.
.
.
.
.

Uçaktan Aselle birlikte indiğimizde havaalanının içinde gözlerimi gezdirdim tanık yüzleri görünce oraya doğru ilerlemeye başladık Aselin sesiyle ona döndüm.
"Abla ben maske takıyorum ya birşey demezler değil mi"
"Hayır ablacım hasta olduğunu söyleriz üstelemezler"
Kafasını sallayarak beni onayladığında bende bakışlarımı gözleri merakla etrafta gezen gruba çevirdim.Yanlarına birazcık daha yaklaştığımızda İdil bizi fark etmişti hızla bize doğru geldi onun arkasından da diğerleri yanımıza geldiler İdil bana yaklaşarak sarıldı.Ben de aynı şekilde sarılınca diğerleride tek tek sarıldık.Yanımdaki kardeşimi elimle göstererek.
"Bu biricik kardeşim Asel,Asel bunlarda İdil, Nehir, Yağız, Arda ve Kerem"
Asel tebessüm ederek konuştu.
"Selam.Memnun oldum"
Hepside kafalarıyla onayladılar yağız elimizdeki bavullara bakarken konuştu.
"Hadi gidelim araba dışarda bekliyor yolda konuşuruz"
.
.
.
.
.
.
.
.
"Görüşürüz abla!"
"Görüşürüz"
Aseli kliniğe bıraktıktan sonra bende okula doğru yol aldım.Dün havaalanından geldikten sonra direk yemek yiyip yapmıştık ve bugün okulumun ilk günüydü aslında selde gelicekti bugün ama klinikten aradıkları için oraya gitmişti yaklaşık bir hafta tedavi olacaktı tedaviden sonra cildinde ki yanıkların çoğunun geçmesi bekleniyordu.
Okula geldiğimde arabamı otoparka park ederek indim.Bizimkileri bir çardakta otururken gördüğümde oraya doğru ilerledim.Hepsi beni görünce ayağa kalkmıştı.
Kerem-"o Asena hanımda gelmişler günaydın kankacığım"
"günaydın hepinize"
İdil-"ee ilk gece nasıldı Ankara'yı sevdiniz mi?"
"Güzeldi ve evet sevdik"
Arda"güzel güzel hadi sınıfa gidelim"
Herkes onayladığın da okulun içine girdik bizi gören herkes aralarında fısıldaşıyordu ve bu benim sinirimi bozuyordu.Sınıfa girdiğimizde cam kenarı en arka üç sıraya oturduk en arkada Arda ve yağız önlerinde ben ve nehir bizimde önümüzde İdil ve kerem oturuyordu.Hpcanın sınıfa girmesiyle herkes ayağa kalktı bende onlarla birlikte kalkdım.Herkes oturduğunda hoca bana döndü gülümseyerek konulmaya başladı.
"Merhaba çocuklar,anlaşılan aramıza yeni biri katılmış merhaba tatlım ben ingilizce öğretmeninin Cansu Barca aynı zamanda sınıf öğretmeniniz deyim rica etsem kendini tanıtır mısın?"
Ayağa kalkarak hocaya baktım sarı kıvırcık saçları,açık kahve gözleri ve mükemmel denilebilecek fiziğiyle tatlı bir hocaydı.Kafamı sallayarak onayladım derin bir nefes alarak konuşmama başladım.
"Merhabalar ben Asena Öztürk buraya yeni taşındım ve bu okula geldim bu kadar."
Herkesin yüzünde bariz bir şaşkınlık oluşmuştu bizimkiler hariç tabi.Hoca kafa sallayarak konuşmaya başladı.
"Sen Koray Öztürk'ün kızı Asena Öztürk müsün?"
"Evet oyum"
Kafa sallayarak masasına oturdu sonrada derse başladık.
Zil çaldığında bizim çocuklara baktım.Bu ilk teneffüs olduğu için yarım saatmiş.
"Hadi kantine inelim acıktım ben"
Nehir'in sözlerinden sonra hepberaber  kantine indik kantinden girdiğinizde herkesin gözü bizdeydi kimisi dik dik bakıyordu kimiside arkalarında fısıldaşıyordu bir masaya hepimiz okuduğumuzda arda istediklerimizi almaya gitti bizimkilere dönerek konuştum.
"Neden bize dik dik bakıyorlar bir yerimiz mi açık yani"
Yağız gülerek konuştu.
"Hayır genelde biz yanımıza kimseyi almayız sen gelince garipsediler"
Kafamı sallayarak onayladım sonra bize öldürecek iş gibi banada alyala bakan bir grubu gördüm.
"Peki şu orangutan yüzlüler niye öldürecekmiş gibi bakıyorlar"
Herkes kafalarını o masaya çevirdiği de hepsinden aynı anda büyük bir kahkaha kopmuştu.Nehşr kahkahaların arasından
zar zor konuştu.
"Ay on- onlar Tolga- Tolgalar ya yanlız orangutan- orangutan surat müthişti"
(Arkadaşlar aradaki çizgiler kahkaha atması anlamına geliyor bilginize)
Onun konuşmasıyla bende hafif sırıttım o anda kantindekş herkesin duyabileceği bir ses yankılandı.
"Güzellik eğer yağızcıklar seni tatmin edemezse akşam bana gelebilirsin!"