Sadece İki Yalancıydık

17 2 13
                                    

DUYURU: Bu bölüm Jimin'in Yoongi ile ilk karşılaşmasını, duygularını ve bazı önemli kısımları anlatacağım. İstemeyen direkt diğer bölümü okusun.

İyi okumalar :)

Ayrıca Yoonmin de iyidir.

PARK JİMİN

Aşk bir insanın canını ne denli yakabilirdi? Üstelik o kişi daha tanışamadığınız bir insansa?

Kedi gözlüm..

Ona aşıktım, buna adım kadar eminim çünkü ilk defa birisinin kolları arasında üşümediğimi hissettim. Üstelik sarhoşken.

Onunla ilk defa, kafa dağıtmak için gittiğimiz ve 18 yaş altına girme izni olmayan bir barda rast geldik. Biz jin hyung sayesinde girdik çünkü 18 yaşında ve daha büyük olsak da hâlâ çocuk niyetinde göründüğümüz için alınmıyorduk.

Kook ile biraz içip sarhoş olmuştuk ve beraber aşırı saçma hareketlerle dans ediyor, arada insanların üzerilerine bilerek içki döküyorduk. Gayet eğlenceli bir geceydi. Hele ki jin hyungun sarhoş olamayacağını bilerek bunları yapmak daha eğlenceliydi.

Jin en sonunda dayanamayarak gitmeye karar vermişti. Ama önce bizi götürüp bir lavaboda yüzümüzü yıkayacaktı.

Ve ben bu karardan hiç hoşlanmadığım için o, kook'un yüzünü yıkamaya çalışırken ben tuvaletten çıkarak direkt bar bölümüne gitmiştim. Biraz daha içmek istiyordum.

Çünkü hâlâ her şeyi algılayacak kadar ayaktaydım. Yani her şeyi biliyordum. Tek sorun çok uykum vardı. Ve doğru yürüyemiyordum.

Bar kısmına gitmeye çalışırken sürekli birilerine çarpıp duruyordum. Gene birisine çarpmıştım fakat bu kişi diğerleri gibi umursamazlığa vermemiş kolumu tutup, kendine çekmiş ve bana bakmaya başlamıştı.

Evet onunla yüz yüze gelmiştik ve ben onun güzel yüzünü çok harika hatırlıyordum. Fakat yemin ederim ki onu ilk gördüğüm an aklımdan şüphe etmiş ve sarhoş olduğuma emin olmuştum.

Çünkü hiçbir insan o kadar güzel olamazdı.

Üstelik birde kediye benziyordu. Elimi yüzüne getirmiş ve gözlerine dokunmuştum. Aynı zamanda da küçük bir şok yaşıyordum. Gözlerinden sonra yüzünün her yerine dokunmayı istiyordum ama o elimi tutarak bana engel olmuş ve ardından o güzel sesi ile konuşmuştu.

"Bu mekana ne ara çocuklar girer oldu acaba?"

Ben daha üstümdeki şoku atamadan, birde üstüne çocuk olduğumu anlamasına şaşırmıştım. Hızla geri çekilip gidecekken, birisinin bana çarpması ile kolları belimi sarmıştı. Bende fırsattan istifade ellerimi onun boynuna sarmıştım.

Bana çarpan adam gitmişti ve o beni bırakmıştı ama benim kollarım hâlâ onun boynundaydı. Aramızda çok fazla bir boy farkı yoktu ve bu sayede başımı omzuna koyarak ona sorular sormaya başlamıştım.

"Hiç daha önce bir insan kedi görmemiştim. Sizin adınız ne bayım?"

Sarhoş olduğum için değişik konuşuyordum. O da anlamayarak yüzüme bakıyordu.
Başımı boynuna sokarak derin bir koku çekmiştim içime. Çok güzel kokuyordu. Hafif sigara koksa bile kendi kokusu harikaydı.

"Çocuk kendine gel, sarhoş musun sen? Nasıl girebildin buraya? Tek mi geldin? Bir sen eksiktin cidden.."

Hemen başımı sallamıştım. "Hı hı sarhoşum." Kokusu ile mayışmıştım ve bu sebepten dolayı boynunda yatarken hafif gözlerim gidiyordu. Ama fark ettim ki her boynunda nefes aldığımda yada verdiğimde gözlerini kapatıyordu. Ve bu benim çok hoşuma gitmişti..

Undercover Mission |TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin