Yoongi
Parkta onu bekliyordum. Bu saatte neden burdayım, neden onu bekliyorum bilmiyorum. Aslında sadece onu görmek istiyor oluşumu reddetmeye çalışıyorum. Sadece normal bir gece yürüyüşüne çıkmak istedim, başka bir şey değil. Kesinlikle böyle oldu, evet.
"Yoongi!"
Oturduğum salıncaktan bana seslenen çocuğa baktım. Yine aynı kocaman gülüşü suratındaydı, yine aynı haylaz yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Daha önce birini bu kadar tatlı bulduğumu hatırlamıyorum.
Bana doğru koşup, tıpkı söylediği gibi, beni gördüğü an sarıldı. Kollarını boynuma doladı ve sımsıkı tuttu beni. Nefes alıp verişini o an ensemde hissedebildim. Kırmızı saçları yanaklarıma ve boynuma değdi. Kokusunu en yakınımda hissettim. Jung Hoseok bana ilk defa sarıldı. Onun haberi olmadan neredeyse ilahlaştırdığım bu oğlan, bana sarıldı. Onu hissettim. Kalbini kalbimin tam yanında hissettim...
Hoseok kollarını benden ayırdığında kıkırdadı ve bir-iki adım uzaklaşıp ellerini saçlarının arasından geçirdi. Bakışlarını normalden birkaç saniye daha benden uzaklaştırdı. Bir an benden utandığını düşündüm. Yanakları bile bu derece kızaran biri utanmamış olamaz sonuçta, değil mi?
"Bence yürümek yerine burada durabiliriz."
Sessizliği bozup arkamdaki salıncaklara doğru ilerledi.
"Gecenin bu saatinde parkta çocuk gibi salıncağa binmekten daha iyi bir fikir çıkamazdı cidden senden Yoongi."
Dediğine kıkırdayıp yanındaki diğer salıncağa oturdum.
"Sanki sen her zaman kusursuz şeyler söylüyormuşsun gibi konuşma.
"Beni ciddiye alma Yoongi, sadece dalga geçiyorum... ama aslında pek de kötü olmadı. Gece dışarı çıkmak ayrı bir güzel."
Gülümseyip onu izledim. Hafifçe salıncakta kendini ileri ve geriye itiyordu. Kıpkırmızı saçları rüzgârla birlikte sallanıyor, onu izlemekten sıkılmamı imkansızlaştırıyordu.
"Kızıl bir insana en çok bu kadar yakışabilirdi..."
Ne dediğimin farkında olmadan mırıldandım kendi kendime. Hoseok bana dönüp baktı.
"Duyamadım, ne dedin Yoongi?"
"Hiç... hiçbir şey. Yürüyelim."
"Nereye doğru gideceğiz ki?"
"Hoseok, beraber yürüyelim sadece. Nereye olduğu önemli değil.
Gülümsedi ve salıncağını durdurmak için ayağını zemine bastırdı. Ayağa kalkıp bana baktı.
"Eee, yürümeyecek miydik? Kalksana."
Kıkırdayarak kısık gözleriyle beni inceledi. Daldığımı fark edince gözlerimi kaçırıp ayağa kalktım. Ona gülümseyip önden yürümeye başladım. Arkamdan bana bakarken "Hıh" tarzında sanki benimle inatlaşıyormuşcasına bir ses çıkartıp adımlarını hızlandırdı. Yanıma geldiğinde kolunu omzuma attı ve hızını benimle eşitledi. Beraber onun geldiği yönden gidiyorduk. Aslında bilerek o tarafa doğru ilerletiyordum ki hem ayrılacağımız zaman eve daha yakın olsun hem de adresini öğrenebileyim...
"Sınava hazırlandın mı?"
Bugün bunu ona sormayı unutmuştum.
"Tahmin et Yoongi, sence çalıştım mı?"
"Benim öğrencim olacaksan çalışmak zorundasın Jung Hoseok."
"Bu kadar yakışıklı birini bana ders vermesi için yormak yerine başka bir şekilde, başka bir yerde yormayı tercih ederim açıkçası."
Mesajlaşırken ne kadar utanmaz oluyorsa, yanımdayken de aynı tavırları devam ediyordu. Bense utancımı gizleyemiyor, gözlerimi kaçırmaya devam ediyordum.
"Böyle şakalar yaparken fazla zevk alıyor gibisin."
"Sen bir de bu şakaların gerçekleştiğini gör."
Yürümeyi bırakıp kolunu omzuma atan, tam yanımda duran kızıl saçlıya diktim gözlerimi.
"Yoongi, şakaydı."
Cevap vermedim. Kolunu omzumdan indirdi ve elini yine saçlarına getirdi.
"Gerçekten şakaydı."
Ona doğru bir adım attım. Bu bir adım, ikimizin arasındaki mesafeyi bitirmek için neredeyse yeterli bile olmuştu. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım.
"Evine geç, yoksa bu şakaların hepsini beraber gerçekleştirmemize sebep olurum."
Ondan suratımı uzaklaştırdım ve fal taşı gibi açtığı gözlerini inceledim. Gülmemek için kendimi zor tutmama sebep oluyordu bu mimikleri. Birkaç saniye ciddi olup olmadığıma emin olmak için bana baktı. Sonra ise gözlerini kaçırıp, görüşürüz diyerek benden uzaklaştı. Onu giderken izlerken ne dediğimi yeni fark edip utançtan kriz geçirmemeye çalışmaktan başka bir şey yapamadım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve sonra seninle tanıştım - sope
Fanfictionbiliyor musun yoongi? sen benimle alakalı en ufak bir detayı bile değiştirdin.