minyoon
woojin'i bırakmışsınız sonundahope
he morluklari gecmemis amk
basimiza is acicak
orospu cocuguna
yarabandiyla kapat dedim
dinlememisminyoon
rahatlığa bak amkJQKSJSKXdersi dinle tamam.
yazma hadi.hope
yoongi
tuvalete mi geçsekminyoon
nehope
ders boyu seni izlemeden duramıyorum
eğer öpemezsem içimde kalırminyoon
cus hosokhope
😠😠😠minyoon
öpersen daha fazlasını isteyeceksinhope
sen zaten istemiyor musunminyoon
HOSEOK
dersteyiz
kapat telefonunu
görüldü.
Hoseok'un görüldü attığı için bana sinirlendiğini düşünmüştüm ama ona baktığımda tuhaf bir şekilde gülümseyerek beni izliyordu. Ellerini çenesinin altında birleştirmiş, sadece bana bakıyordu. Kafamı sallayıp neden kitlendiğini sormaya çalıştım ama tek yaptığı gülümsemesini daha da büyütmekti.Zilin çalmasıyla Hoseok'un kolumdan tutup beni sürüklemesi bir oldu. Canımı acıtmamaya özellikle dikkat ediyordu. Tuvalete girdiğimizde bir süre tek bir şey bile söylemedi. Bense ona bakıp durdum.
"İsteyip istemediğini sormuştum, cevap vermedin."
...
"Hoseok, okuldayız..."
"Cevap vermedin."
Bu adamı ne yaparsam yapayım ikna edemiyordum. Beni istediği zaman, alana kadar bırakmıyordu.
Elini yanağıma koydu ve diğer eliyle de omzumdan tuttu. Arkamı önce kapıya çevirip kabinin kapısını açtı ve beni içeri sürükledi. Beni kapağı kapalı klozete oturtturup kabinin kapısını kilitledi. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. Yanağımı okşamaya devam ederken üzerime eğildi. Gözlerimi yüzünün her bir detayında gezdirdim. Hiçbir şey yapmıyordu, adım atmamı bekliyordu.
Ve yaptım, kollarımı ensesine dolayıp suratını yaklaştırdım. Alt dudağını emmeye başladığımda bana saniyesinde ayak uydurarak üst dudağımı dudaklarının arasına sıkıştırdı. Rahat olabilmek için pozisyonumuzu değiştirip ayağa kalktım. Kabinin kapısına Hoseok'u yaslayıp onu öpmeye devam ettim. Bir anlık ikimiz de gözlerimizi açıp birbirimize bakmıştık. Tanrı şahidim, Hoseok o kadar güzel görünüyordu ki... Dudaklarımın arasında onun dudakları kıvranırken bakışları beni öldürüyordu.
Elleri omuzlarımdan belime, belimden kalçama indi. Bacaklarımdan kavrayıp beni kucağına aldığında ise duraksadım. Bir an için neredeyse kendimi kaybedecektim. Kalbim deli gibi atıyor, bir yandan birisi duyacak düşüncesiyle gerilip duruyordum. Ellerimi yanaklarına koyup nefes nefese bir şekilde gözlerine baktım. Dudağı şimdiden kızarmış, kendimi kaybedip bıraktığım küçük ısırık izleriyle dolmuştu. Hafifçe kıkırdadı ve yine yön değiştirip kapıya beni yasladı. Dudağıma minik bir öpücük kondurdu. Yanağıma, çeneme... Yüzümün her tarafını öpücükleriyle doldurdu. Dudakları boynuma indiğinde kendimi inlememek için zor tuttum. Omzundaki ellerim ise formasının kumaşını sıkıca çoktan kavramıştı bile.
Boynuma değen saçları beni gıdıklıyordu ama bıraktığı öpücüklerin hazzı işin komik tarafına odaklanmama izin vermiyordu. Gömleğimin düğmelerinin birkaçını aceleyle açtı. Elini kalbimin etrafında gezdirdi. Dudağını yaklaştırdı fakat birisi kabinin kapısını çaldığında ikimiz de sendeledik. Telaşla kucağından beni indirdiğinde yüzüne baktım. Aynı anda konuşmamamız için ağzımı eliyle kapattı ve sesini yükselterek kabinin dolu olduğunu söyledi. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum. O ise bana bakıp gülmemeye çalıştığımı anlayınca hiç korkmadan kıkırdamıştı bile. Sessiz olması için bu sefer ben onun ağzını elimle kapattım. Elimi tutup dudaklarından uzaklaştırdı ve bileklerime kadar öpücüklerle doldurdu. Onun dudakları tenime her değdiğinde kendimi hayata yeniden geliyor gibi hissediyordum. Üzerimdeki etkisi o kadar büyüktü ki minicik bir öpücüğü için bile yalvarmaya hazırdım. Tekrardan göğüsüme yaklaşıp tenimi emdiğinde dudaklarımı birbirine bastırdım. Bu şeyi o kadar yanlış bir yerde yapıyorduk ki, altında kıvranmayı tercih etmeme rağmen sessiz kalmak zorunda kalıyordum.
"Hoseok..."
İsmini sayıklarken o göğüsümün etrafına öpücüklerini kondurmaya devam ediyordu. İki kelimeyi şu an Hoseok'un karşısında bir araya getirmek benim için imkansızdı. Şu anda aklımı kaybetmemem için zaten deli olmam gerekirdi.
"Gitmemiz lazım..."
Saçlarının tutamlarını istemsizce çekiştirirken bir elimle çenesinden tutup yüzüme bakmasını sağladım. Yine aynı arsız gülümseyişi suratındaydı. Bakışlarının karşısında ise bacaklarımın onun arzusuyla titremesine engel olamıyordum.
"Daha ileriye gitmeyi tercih ederdim ama sanırım sen dersi kastediyorsun..."
Yüzümdeki sıcaklığın ona zevk verdiğini hissediyordum. Gülümsedim ve kafamı geriye yasladım.
"İkimizi de nasıl bir duruma soktuğunu fark et Hoseok..."
Kıkırdadı,
"Altımda istediğin gibi inleyemediğin için üzülmene gerek yok sevgilim, burada yaşanan şeylerin her birini tekrarlayacağız..."
Karşısında o kadar çok utanıyordum ki arkamı dönüp çıkmaya çalıştım. Ama o elimi tutup açtığım kapı kolunu tekrar kapattı. Sırtım ona dönük bir şekilde duruyordum ve o beni daha çok kapıya yaslıyordu. Vücudunun her bir kesimini hissediyordum. Kulağıma yaklaştı,
"Çıkmak mı istiyorsun..?"
Tekrardan boynuma sert bir öpücük kondurduğunda dayanamayacak hâle gelmiştim. Onu bacaklarımın arasına alma arzusuyla yanıp tutuşuyordum ama olduğumuz yer buna uygun değildi. Kıkırdadı ve benden uzaklaştı. Yüzüne bakamayacak kadar utanıyordum. Kapıyı açıp çıktım. Gülümseyip beni izlediğini aynadan görebiliyordum. Gömleğimin düğmelerini ilikledim ve yüzümü yıkayıp aceleyle çıktım. Sınıfa girdiğimde Hoseok da birkaç dakika sonra benim ardımdan sınıfa girdi. Suratına bakamıyordum fakat gözlerini üzerimde hissetmek zor değildi. Hâlâ kendimi sakinleştirememişken bakışlarıyla karşılaşırsam kendimi nasıl durduracağımı bilmiyordum. Tek yapabildiğim bugünün bitmesini beklemekti...
***
ALLAH BELAMI VERSIN KI BU YARIDA KESTIGIM SON SMUT (dort bolum kaldi zaten finalde veren verene herhalde)
NEYSE napayim yani okulda nereye kadar sevisebiljrler???
ozur dilerim bolum atmiyordum smut yazmak cok zor sadece 😭😭
olay falan cikarayim dedim ama yok bu fice kaos yakismiyor o yuzden idare edin cerezlik bi fic oldu iste
sizi seviyorum
alin cicek 💐💐💐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve sonra seninle tanıştım - sope
Fiksi Penggemarbiliyor musun yoongi? sen benimle alakalı en ufak bir detayı bile değiştirdin.