i will protect you, no matter what

90 13 125
                                    


hope
güzelim
okula gelmeyecek misin

minyoon
gözümdeki şiş inene kadar
gitmeyeceğim
çok çirkin duruyorum

hope
çirkin değilsin
öperim gözünü
kendine öyle bir şey söyleme
istediğin buysa evde kal
dinlen
bir şey olursa da hemen ara

minyoon
hoseok
her şey için teşekkür ederim
en önemlisi de
benimle olduğun için

hope
olmak istediğim tek yer senin yanın
bunun dışında
hiçbir şey bilmiyorum

minyoon
seni seviyorum
hadi dersini dinle
geri kalmamış olursun

hope
ben de seni seviyorum yungi 🤏🏼🤏🏼
dinliyom zaten dersi sus

minyoon
🙄🙄🙄

hope
iyi tm.
gidiyorum ama bir sey olursa
hemen yazman sartiyla
anlastik mi ???

minyoon
anlaştık tamam
ilk sana yazacağım

hope
OHH ALDIM SOZUNU
baba firar hadi bb
DUR
seni seviyorum 💗
çevrimdışı.

minyoon
ne yapacağım ben seninle
koca bebek 😽
ben de seni seviyorum💫
çevrimdışı.

***

Kapının çalmasıyla yerimden kalktım. Kapıyı açtığımda Hoseok'u görmeyi beklemiyordum ama bir elinde birkaç kağıt, bir elinde papatyalardan oluşan bir buketle bana bakıyordu. Donakalmış bir şekilde sadece yüzüne bakıyordum.

"İçeriye girmeyecek miyim?"

Güldüm. Kenara çekilip içeri girmesini bekledim. Yüzünde kocaman bir sırıtışla içeri girdi. Kapıyı kapatıp onun peşinden salona geçtim.

"Hoseok, o bana mı?"

"Hayır annene aldım."

...

"Yoongi, tabii ki de sana."

Yanıma yaklaşıp buketi kollarımın arasına koydu. O kadar heyecanlıydım ki, ilk defa birinden çiçek alıyordum. Yanağıma yaklaşıp küçük bir öpücük kondurdu. Sonra çekilip gözümdeki morluğa da acıtmayacak şekilde dudağını bastırdı. Kendimi sanki cennetteymişim gibi hissediyordum. Hoseok benimle küçük bir çocukmuşum gibi ilgileniyordu. Onun sevgisi benim enerjimin kaynağıydı. Yüzümden uzaklaşıp bana gülümseyerek bakmaya devam etti.

"Bir şey unuttun." dedim,
Ona yaklaştım ve parmak ucuma çıkıp dudaklarımızı birleştirdim. Bir an duraksadığını hissettim. Ondaki etkimi bu şekilde hissedebilmek beni arsızlaştırıyordu.

Hafifçe kıkırdayıp ondan uzaklaştım. Salondaki küçük masaların birine buketi dikkatlice koydum. Hoseok ise dikilmiş, her bir hareketimi dikkatlice izliyordu. Sanki gözünü bir başka yere çevirdiğinde kaybolacakmışım gibi bakıyordu bana.

Tekrardan yanına gittiğimde hâlâ elindeki kâğıtlar duruyordu.

"Hoseok, onlar ne?"

ve sonra seninle tanıştım - sopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin