Hoseok'tan
"Seokjin! Kapıya bak." dedim mutfakta yemeklerle uğraşan Jin'e. Gelenin Namjoon olmamasını umdum. Onun en son gelmesi gerekiyordu yoksa bu buluşma başlamadan biterdi.
Seokjin kapıyı açtı ve gördüğüm kişiyle yerimden kalkıp kapıya koştum. Yoongi'ydi. Onu kollarımın arasına alıp kıkırdamalarını dinledim. Seokjin kapının yanında durmuş göz devirip bizi izliyordu.
"Hoş geldin sevgilim."
Yoongi ona sevgilim dememe şaşırmış bir şekilde bana baktı. Suratının her yerine öpücüklerimi bırakmak istiyordum.
"Lütfen aşkınızı yalnızken yaşar mısınız?"
Seokjin bizimle dalga geçerken biz sadece sırıtıyorduk.
"Her neyse, yemeklerde bana yardım edin."
Gülümsememiz gitmişti. Ne Yoongi ne ben yemeklerle uğraşmak istemiyorduk.
"Hyung, lütfen biz bir şey yapmayalı-"
Seokjin, Yoongi'nin sözünü kesti.
"Eder misiniz demedim, edin dedim. Hadi."
***
Her şeyi hazırlamış, Namjoon hariç hepimiz toplanmıştık. Seokjin ise her şeyden habersiz mutlu mutlu, her zamanki alaycı tavırlarlıyla bizimle konuşuyordu. Enerjisi yerindeydi ama biz mahvedecektik.
Kapı çaldı.
"Biri daha mı gelecekti?"
Seokjin bana bakıp sorusuna cevap vermemi beklerken ben sadece Yoongi'ye bakıyor ve bir şey yapması için bakışlarımla resmen yalvarıyordum.
"Evet, benim arkadaşım."
Yoongi susup Seokjin'e gülümsedikten sonra ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. Ben hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi sohbeti ilerletmeye çalıştım. Jimin, ben, Jungkook, Taehyung... hepimiz konuşuyorduk fakat Jin'in gözleri kapıdaydı.
Yoongi kapıyı kapatıp bizim yanımıza geldiğinde yanında Namjoon değil pizza paketi vardı.
"Sonunda! Seokjin'in yemeklerinden bıktım." Jimin gülerek pizzayı Yoongi'nin elinden aldı.
"Madem o kadar şikayetçisin okuldan kaçıp yemek yemek için bir daha evime gelme koduğumun yellozu."
Hepimiz ikisinin didişmesine gülüyorduk.
"Yoongi, diğer arkadaşın neden gelmiyor?"
Jungkook, Jimin'in açtığı pizzadan bir dilim alırken Yoongi'ye sorusunu iletmişti.
"Geliyor olması lazım, bilmiyorum..."
Yoongi gerilmiş gibi gözüküyordu. Elini avuçlarımın arasına aldım.
"Arasana."
"Jungkook, neden o kadar ısrar ediyorsun? Yine aşık mı oldun?"
Şakayla karışık ortamın gerginliğini alıp konuyu kapatmaya çalıştım.
"Eğer öyleyse şaşırmadım."
Seokjin de kıkırdayıp cümlemin arkasında durunca aramızda kaşları çatık kalıp gülmeyen tek kişi Jungkook olmuştu. Dudaklarını büzmüş, çocuk gibi kollarını bağlamış bize trip atıyordu.
Kapı tekrar çaldı. Şu siktiğimin zili her çaldığında Yoongi'nin bakışları zemini buluyordu. Gerildiğini biliyordum.
"Bu sefer gelen arkadaşındır herhâlde." Seokjin gülümseyip ayağa kalktı ve kapıya yöneldi. İkimiz de onu izliyorduk, diğerleri her şeyden habersiz konuşmaya devam ediyordu. Jin'in kapıyı açmasıyla kapatmaya çalışması bir oldu. Namjoon ayağını kapının arasına koymuş Seokjin'e onu dinlemesi için bağırıyordu. Herkes sessizleşmiş Jin'e bakıyordu. Jimin Namjoon'un sesini duyduğu gibi kalkıp kapıya doğru yürüdü. Seokjin, Namjoon'u itmeye çalışsa da Namjoon onu kolundan tutup hâlâ dinlemesi için yalvarmaya devam ediyordu. Seokjin ısrar etmekten vazgeçip evin üst katına doğru Namjoon'la birlikte ilerlemeye başladığında Yoongi ve ben birbirimize endişeli bir şekilde bakmaya devam ettik.
Bir şeyler olacaktı ve bu bizi endişelendiriyordu.
***
MERHABAAA
bu bolumu yazarken cok sıkıldım o yuzden bu sahnenin devamini texting olarak anlatmaya karar verdim
umarim sacmalamiyorumdur
sizi seviyorum 💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ve sonra seninle tanıştım - sope
Fanfictionbiliyor musun yoongi? sen benimle alakalı en ufak bir detayı bile değiştirdin.