sabah olmuştu bile...
sabah güneşim yanımda olmasa bile doğmuştu o güneş...dün geceki kalça ağrım hala zonkluyordu. bedenimin yukarısından aşağısına kadar büyük morluklar vardı. Gece bu öpücüklere katlanamayacağımı biliyordum ancak kendi bedenimi onun ellerine verdim ben.
Yataktan yavaşça doğruldum Hyunjin'in yanımda olmasını beklerken... Etrafımı bir süre gözlerimle araştırdım. Yatağın başından sonuna kadar kan izleri vardı ve bu izler banyoya kadar gidiyordu...
Ayağa kalktım ve ağrıdan titreyen bedenim ile ayaklarımı halıya doğru serdim. Yavaşça banyonun kapısını açtım...
Hayır
Hayır
HAYIR!Hyunjin cansız bedeni ile banyonun fayanslarında kanlar içinde yatıyordu. Çığlıklarla ağlamaya başladığımda yan tarafımda bir gölge hissettim. Ayaklarımı yana doğru çevirdim ve karşımda duruyordu. Karşımda...tam karşımda...
Hyunjin bembeya bir örtüymüş gibi karşımda duruyordu. Ağzını yavaşça araladı...
H; Sen benim için sadece bir oyundun. Seni arkadaşların bile sevmiyorken benim nasıl sevmemi bekliyorsun?
Çığlıklarım susmuştu...ağlamam durmuştu...dakikalar...saatler...saniyeler ve saliseler...
Bu sözden sonra her şey benim için bitmişti...
Taa ki yeniden gözlerimi sanki saatler geçmişi gösteriyormuş gibi açtığıma kadar.
***
Gözlerimi yeniden açtım. Neler olduğunu asla bilmiyordum ama sanki o anı hiç yaşamamış gibiydim. Birinin ellerini belimde hissettiğimde kafamı arkama döndürdüm. Hyunjin sanki hiç bir şey olmamış gibi arkamda uyuyordu. O masum yüzü dün geceki gibi yorgundu. Yavaşça yataktan doğruldum. Yatağın banyoya kadar giden yolunu gözlerimle izledim. Hiç bir iz yoktu. Her hangi bir ruh yoktu. İç çektim. Bu o kadar gerçekciydi ki rüya olduğunu asla anlamayacaktım. Kafamı yeniden yastığa geri yatırdım ve kollarımı Hyunjin'in boynuna dolayıp kafasını göğsüme yasladım. Odanın kapısı yavaşça tıklatıldığında gerildim. Yeniden yataktan doğruldum ve yavaşça kapıya doğru ilerledim. Kapının kulpunu yavaşça tuttum ve sertçe yutkunarak kulpu çevirdim.I.N; Hey naber dostum.
Odanın kapısında Jeongin'i görünce içimde bir rahatlama hissi doğdu.
F; Jeongin? Burda ne işin var?
I.N; Sabah sıkıldığım için Han'ı aradım. Tabi telefona bakmayınca bir an tedirgin oldum. Ee biliyorsun ben eskiden Han ile oturduğum için evin anahtarı bende vardı. Hemen bir taksiye atlayıp geldim. Direk Han'ın odasına koştuğumda kapıyı çalmayı unuttum ve ayı gibi bam diye açtım kapıyı. Fakat gördüğüm şey yastık savaşı değildi.
Dedi ve büyük bir kahkaha attı. Tabi bende gülmeden edemedim.
F; Jisung peki? O uyanık mı?
I.N; Geceden beri neden ayakta sanıyorsun
Sırıttım
F; Peki. Bende Hyung'u uyandırayım o zaman.
Yavaşça kapıyı geri kapattığımda Hyunjin yatakta oturmuş gözlerini ovuşturuyordu. Yavaşça ona doğru ilerledim ve sarıldım.
H; Günaydın küçük civciv
Ona karşılık olarak dudaklarına küçük bir buse kondurup yavaşça kaldırdım onu...
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-my little baby/Hyunlix-
Novela JuvenilRomeo bulmuştu... Romeo bulmuştu sonunda Juliet'ini... 🫀 *CHANMİN CHANGİN MİNSUNG*