"Ben gidiyorum. Sen eve dönersin."
"Cemre-" diye seslendim ama beni beklemeden gitti. Arkasından öylece bakakalmıştım. Cemre'nin beni sevdiğini biliyordum. Söylediklerimin saçma olduğunun da farkındaydım. Ama kıskanmış ve bu kıskançlığa yenik düşmüştüm.
Ne yapacağımı bilmiyordum. Cemre nereye giderdi bilmiyordum. Bu şehri bilmiyordum. Eve gidip onu mu beklemeliydim?
Ceren'i aradım.
"Efendim Matt?"
"Nasılsın Ceren?"
"İyiyim ama senin sesin kötü geliyor, Cemre'ye bir şey mi oldu?"
"Cemre ile kavga ettik," diye mırıldandım.
"Senin gelişin yüzünden mi?" Diye sorunca afalladım. "Hayır, niye öyle olsun? Ben saçma şeyler söyledim Cemre'ye. O da evin ve arabanın anahtarını bırakıp gitti."
"Umarım düşündüğüm yere gitmemiştir," dedi. "Bekle bir Buğra'yı arayayım onun yanına gitmiş mi diye."
"Buğra'nın yanına mı gider böyle durumlarda?"
"Umarım huyu değişmiş ve gitmiştir," dedi telaşla. "Bekle, arayacağım seni."
Ceren beni yeniden arayana kadar dünya durmuştu. Cemre ölüyordum derken ne demek istemişti, ölüyorum ne demekti? Buğra'nın yanına mı gidiyordu her üzüldüğünde? Buğra'nın yanına gitmediyse nereye gitmişti? Ceren'i bu kadar korkutan neydi?
"Efendim Ceren? Neredeymiş Cemre?"
"Salondadır, antrenman yapmaya gitmiştir."
"Bunun nesi kötü?"
"Kendini parçaladığının farkındasın, değil mi?" Diye sordu Ceren kızgın bir ses tonu ile.
"Bana niye kızıyorsun Ceren?"
"Senin yüzünden oldu çünkü," dedi Ceren daha da kızgın bir ses tonuyla. "Evet, Cemre transfer teklifini kabul etmedi. Evet seni seçmedi. Sen de bir kere bile onunla konuşmadın, kendini açıklamasına fırsat vermedin. Onu herkesin içinde terk etmeyi seçtin."
"Ben onun için tüm kariyerimi yaktım, her şeyden vazgeçtim. O benim için aynısını yapmamışken ben onun için yaptım. Onun bana minnettar olması lazım."
"Matt," dedi Ceren sakin bir ses tonu ile. "Evet git ve neyi niçin yaptığını sorgula. Ben Cemre'nin yanına geçeceğim."
"Ben gideyim," dedim. "Ondan özür dilemem gerek."
"O bana borçlu diye ortalarda gezerken nasıl özür dileyeceksin?"
"Öyle demek istemedim."
"Öyle demek istedin. Tam olarak öyle hissediyorsun çünkü. Her neyse illa sen gitmek istiyorsan git. Ama ona böyle davranamazsın. O her gün seni aradı, her gün seninle konuşmak için çabaladı. Dört ay Matt, dört ay boyunca seninle yatıp seninle kalktı."
"Bizim salon mu?" Diye sordum.
"Oradadır," dedi Ceren. Sesinden bana tiripli olduğunu anlıyordum.
Kapatmadan önce "Ceren," dedim. "Cemre intihar mı etti?"
Ceren cevap vermedi. "Ceren!"
"Bir nevi Matt."
"O ne demek?"
"Ben sana bunları anlatamam. Git ve Cemre'yi bul."
Ne demek bir nevi?
Hemen arabanın ve evin anahtarını masanın üzerinden alıp otoparka gittim. Telefonun navigasyonundan salonun adresini aratıp salona gittim. Güvenlik beni içeri zor almıştı ama Cemre'nin de içeride olduğunu öğrenince rahatlamıştım.