"Nasıl yardımcı olabilirim size?"
"Sarılarak..."
14 Aralık 2010
" Tarih:14 Aralık 2010
Günlük sana bir sorum var.
İnsan hiç kendini mezarlık gibi hisseder mi? Şimdi 'mezarlık?' dediğini duyar gibiyim. Ben hissediyorum. Nasıl diye sorma hissediyorum işte. Bir mezar düşün içinde bir ölü ve ve sessiz azap çığlıkları... Dışını hayal et bir de mezar toprağının, kırmızı beyaz güller, sardunyalar ve daha çeşit çeşit çiçekler... Ben bir mezar değil bir mezarlığım işte. İçinde kıyametler koparan, sessiz çığlıklarında boğulan ama her şeye rağmen güçlü durmak zorunda olan biriyim. Sonsuza dek uyanmak istemeyecek kadar yorgun ama uyumamak için tek sebebe tutunan biri. Aslına bakarsan kızıyorum kendime, neden ya diyorum neden?! Neden duymadım silah sesini?! Kim neden yapsın bu vicdansızlığı aileme!? Beni bu kalabalığın, yalnızlık mahzenine kapatmamın sebebi kim..? Acaba ölmeden önce katillerinin gözlerine nasıl baktılar?.. Son sözleri ne oldu diye düşünmekten kafayı yemek üzereyim. Ya abim?.. Abimin beni sakinleştirmek için annemizin öldüğünü unutup benim için ondan su istemesini nasıl unutacağım.. Nasıl alışılır ki sevgisizliğe? Ben bu hüzün mahzeninin kilidini gözyaşlarımla mühürledim...
Dünya iyiler için kötü bir yer... Hayır gerçekten öyle. Düşünsene yalnızlığın kalabalığını..."
Simay'ın seslenmesiyle günlüğü kapatmam bir oldu.
" Doğaaa hadi yemekhaneye gidiyoruz artık. Biliyorsun yemek kalmıyor akşamları."
" Ta-tamam geliyorum inin siz."
" Hadi çabuk ol."
Günlüğümü kilitledim ve yatağıma sırt üstü uzandım.
Ve sonunda...
Sonunda, yorgun bedenim yatağa düşer. Gözlerim kapandığında, rüyalarımın içinde kaybolurum. Belki de orada, hüzünle dans eden bir hayaletim. Gece sessizliği içinde, gözyaşlarımla yıldızlara bir yolculuk yaparım. Belki de orada, sonsuzluğun kollarında hafif bir umut parıltısı vardır.
Gözlerimi önce tavana sonra geçmiş güzel günlerime çevirdim. O sıcak yuvamdaki neşeli günlere... Yüzümde önce hoş bir gülümseme hissettim sonra ise yerini acı aldı... İçimdeki özlemi babamın parfümü mü dindirecekti yoksa annemin üzerinde saçlarının olduğu tarağı koklamak mı? Yoksa abimin üzerinde kokusunun olduğu siyah hırkasına sarılmak mı?
Telefonuma gitti ellerim. Parmak uçlarım titreye titreye dokundu resimlerimize. Belki... Belki dedim işte, bir ihtimal yanımda hissederim de özlemim diner. Arkadan son dinlediğim müziği dondurmuş olduğumu fark ettim. Ortasındaki oynatma tuşuna tıklamamla birlikte Sezen Aksu'yu duydum .
"Aman aman yandım aman
Kurşun gibi izler
Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İPTİLA
ChickLitBu kitapta içinde yarım bıraktığın, bırakmak zorunda olduğun sevincini, öfkeni, kederini doya doya yaşamanı umuyorum. Unutma ki hayatta olduğun sürece karşına sürekli engeller çıkacak. O engelleri aşmak düşündüğün kadar da imkânsız değil. Sen o enge...