Acılar yaşamak istediğimiz kadar mıdır?

249 120 35
                                    

"Acıyı sevmek olur mu..?"


11 Aralık 2010...

 Otopsi, morg, ceset. Bu kelimeler şimdi anlam kazandı bende. Anlamını kaybetseler ne güzel olurdu değil mi?  Anne- babama ceset diyorlar. Yerime kendini koysana bir kez. Annene maktul denildiğini düşün, babana ceset... Abinden uzakta, çok uzakta kalacağını...

 Bu morgun odası tüylerimi diken diken yapıyor. İçim yanarken vücudumun üşümesi, tüylerimin ürpermesi. Ah, kahretsin! Ne hissedeceğim ben! Babamın olduğu dolabı aradı gözlerim...

Evet babamın olduğu dolap dedim. Sizde anlam veremediniz değil mi? Okurken inanması güçken benim şuan bunu yaşadığımı unutmayın. Yetkili onu bana doğru çektiğinde beyaz bir çarşaf gördüm.

Ağlamalı mıyım?

Susmalı mıyım?

Bağırmalı mı?

Yoksa son kez uzun uzun onu izlemeli mi?

Kafasının sol tarafı...  Kurşunu, babamın benim yüzümden yaşadığı acıyı, defalarca durmaksızın kalbimde hissettim. Nefeslerimi ve titremeden dolayı bacaklarımı kontrol edemiyordum.

 Yere düştüm fakat kalbim delicesine çarpmaktan vazgeçmiyor. 

Bağırmayı tercih ettim.

"NEDEN!? TAM BİR APTALIM BEN! NEDEN!? NEDEN!? NEDEN FARK ETMEDİM BEN O SİLAH SESİNİ?!"

Sersem kafama vurmaya başladım ellerimi. Kendime attığım birkaç tokattan sonra abim yakaladı ellerimi.

"Yapma bunu kendine. Senin suçun değil. Ben de fark etmedim." 

Sustum. Sadece sustum... Ayağa kalkıp yatan babama sarıldım. Bir daha hiç sarılamayacağım, kokusunu alamayacağım, sesini duyamayacağımı bile bile... Yarınım yokmuş gibi sarıldım. Elleri düştü çarşafın altından. Daha tutmadan soğuğunu hissettiğim ellerini öpüp alnıma koyarak çarşafın altına geri yerleştirdim. Son bir kez daha sarıldım ve duyamasa bile  fısıldadım.

"Söz."

Bu söz onlara bunu yapanı bulmak için verdiğim bir sözdü.

"Annem? O nerde? Numarası kaç?"

"1702. Şu dolap"

Eliyle gösterdiği dolaba yöneldim. Ellerimi kulpa götürürken kendimi dinledim.

"Yapamam." demekle yetindim.

Ayağa kalkıp yanıma geldi. Yüzümdeki yaşlarımın izini sildi. 

"Dışarıya çık istersen."

"Olmaz"

Anneme olan sevgimi kelimelerimle anlatamam. Annem hep zihnimin en hassas meselesidir... 

Mutluluğumun zeminiydi annem. 

Sevincimin ta kendisi... 

Gözyaşını gördüğümde cehennem olurdu bana dünya... 

Şimdi dünya değil ben cehennemim! 

"Abi... Özür dilerim."

Eliyle yüzünü ovuşturduktan sonra yanıma geldi. Omuzlarımı tutup gözlerime baktı, bense gözlerimi kaçırmaktan başka birşey yapamadım...

İPTİLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin